“Bir aile söndü… Yazık…”
“Olan garibana oluyor” diyen Güzelyurtlular, duydukları acıyı ve öfkeyi kelimelere dökmekte zorlandı
Trafik nedeniyle yok olan Göktepe ailesinin başına gelenleri YENİDÜZEN’e değerlendiren Güzelyurtlu vatandaşlar, denetim ve güvenli yol olmamasından yakındı, yaşananlardan hükümeti sorumlu tuttu.
Fehime ALASYA
Güzelyurtlu Göktepe ailesin trafik kazası ile başlayan ve büyük bir travmaya dönüşen durumu
herkesi isyan ettirdi. Trafik kazasında hayatını kaybeden Kamil Göktepe'nin ardından eşinin de birkaç gün sonra hayata veda etmesi ülkede derin üzüntüye neden olurken, özellikle çiftin yaşadığı kent Güzelyurt’ta matem havası estiriyor.
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı bu trajediyle ilgili konuşan bazı Güzelyrtlular, yaşananlardan ders çıkarılması ve tedbir alınması gerektiğini dile getirdi.
Ülkedeki denetimlerin artması ve yollarda daha sık polis olması gerektiğine dikkat çeken Güzelyurtlu vatandaşlar, “Artık yeter” diye isyan etti…
Trafik konusunda temele inilmesinin gerektiğini savunan vatandaşlar, bunun eğitim ile, çocuk yaşta başlayacağına dikkat çekti.
“Geriye iki öksüz çocuk kaldı... Hükümet yüzünden bu aile söndü…” diye isyan eden vatandaşlar, öksüz kalan çocuklarla ilgili endişelerini dile getirdi.
“Şoför neden içeride? Şirket sahipleri nerede?” diye soran bazı vatandaşlar, olayı yakından takip ettiğini ve bunun peşini bırakmayacağını belirtti.
Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi? Vatandaş ne dedi?
Ahmet Reis:
Olan garibana oluyor...
Bu yolda 37 senemi yedim, yollarımızda düzgün sistemli şoför bulamazsınız, düzen yok, yasa yok, denetim yok... Olan garibana oluyor... Şirketlere bin iki bin TL ceza verirler olur biter. Bu olur şey değil…
Yavuz Eğilmez:
Hükümet yüzünden bu aile söndü
Kamyonları denetlemekten bu kadar mı acizdirler? Tonlarca yük alan kamyonları denetlemekten aciz miyiz? Geriye iki öksüz çocuk kaldı... Hükümet yüzünden bu aile söndü… Anne, baba artık yok, bu dramatik olayı nasıl anlatabiliriz ki... Başka ülkelerde bu gibi kazalarda hükümet o çocuklara ömür boyu bakmakla yükümlü olur, buna neden olan şirketi de cezalandırır, peki ya bizde ne olacak? Bu çocukların ne günahı var? Ömür boyu bunun eksikliğini hissedecek olan onlardır... Proje var diyorlar, o proje bitene dek bekleyelim insanlar ölsün mü? Denetleyin, ehliyetine bakın, tecrübe arayın, iş yerinde denetim yapın...
Tülin Alpagut:
Olayın temeline inilmeli, kesinlikle eğitim şart
Bu olay çok üzücü, bu bizim kanayan yaramız, hepimizi üzen konular, çözüm nedir onları düşünmek lazım, denetimler yeterli mi, araçlar yollara çıkmak için yeterli mi? Her gün gazetelerde bir kaza görüyoruz, bu olayların artık sonu gelmeli. İnsanlar karşısında bir muhatap bulamıyor. Bu kazada da suçsuz günahsız, trafik ihlali yokken, doğru yolda giderken önüne çıkan bir kamyon yüzünden bir insan hayatını kaybediyor, bu hepimizin başına gelebilir, suçsuz günahsız insanlar ölüyor, hepimiz olabilirdik. Okullardan başlayıp eğitimler vermeliyiz... Süratten ölen gençlerimiz var, bu neden yaşanıyor? Burada suçlu kim? Kabahat yollarda mı? Nerde, kimde... Korkmadan gaz pedalına sonuna kadar basan kişiler mi? İçinde olduğumuz sistem mi... Şoför okulları denetleniyor mu, ağır vasıta ehliyeti alımı zorlaştırılmalı. Olayın temeline inilmeli, kesinlikle eğitim şart…
Feza Güzeloğlu:
Suçlu hem şoför, hem şirket, hem polis hem de hükümetin her kademesidir
Ülkedeki polis otoritesi ciddiyetle bu olaylara eğilmeli. Derhal polis bu işe el atmalı, denetimi arttırmalı, bu denetimler radarlarla olacak iş değil. Bu kazaların önüne yanlış parklara ceza keserek geçemeyiz. Vatandaş sık denetlenmeli. Suçlu hem şoför, hem şirket, hem polis hem de hükümetin her kademesidir. Bu yetkileri olan makam ve kişilerin hepsi suçlu... Ehliyetsiz adam tır sürüyor, gençler veya birçok kişi korkmadan son sürat araba kullanabiliyor, bunlar olmamalı, burada birinci suç hükümetindir... Adam bulaşıkçı diye herhangi bir şirkete geldi, ama farklı bir şirket bünyesinde kamyon sürüyor, bu nasıl olur? Bunun cezası nedir? Yasamız bu durumda ne yapar? Birinci suçlu hükümet politikalarıdır... Her gün canımız yanıyor...
Şenol Birinci:
Şirket sahipleri nerede?
Şoför neden içeride? Şirket sahipleri nerede? Bu memlekette kim kime hesap verecek? Polis ve savcılar ne iş yapar? Konuşmazsak, susmaya devam edersek bunlar bitmeyecek…
Kazım Öngen:
İnsanlar bu yozlaşmış düzende ne kendine ne başkasına ne de ülkeye saygı duymuyor
Yollar yetersiz, eğitim yok, bu kazalar kaçınılmaz oluyor. Ülkede demokratik yapı yok, ülkede nüfus belli değil, gelen giden belli değil... İnsanlar bu yozlaşmış düzende ne kendine ne başkasına ne de ülkeye saygı duymuyor. Bu halde iken de olayların sonu gelmeyecek. Toplu taşımacılık ülkede yaygınlaştırılmalı, ehliyet eğitimleri daha da ağırlaştırılmalı... Ağır vasıtayı her önüne gelen sürmemeli... Denetim yapılmalı… Bu olayların kökenine inersek devlet lazım, mekanizma lazım, bunlar yok, bunlar olmadıkça ümit de yok... İnsanlar yollarda suçlu, suçsuz ölecek, sonra da siyasiler hiç utanmadan insan içine çıkacaklar... Bunlar kabul edilir şeyler değil. Eğitimde, sağlıkta, trafikte olsun, her yerde öncelik insan hayatı ve saygı olmalı...
Turgut Karabetça:
Üç kuruş az para için böyle canlar heba olur gider
Şimdiki arabalar dünya standartlarına göredir, bizim yollarımıza göre değil. Yolları yapanlardan tutun da, ilkokul trafik eğitimine kadar, herkes suçlu… Şirket cebine fazla para koysun diye bulaşıkçı adamı şoför yaptı... Denetim şart, ülkesinde olan ehliyete bakılmamalı, caydırıcı cezalar ve eğitim şart... Üç kuruş az para için böyle canlar heba olur gider. Artık televizyon kanallarına siyasetçileri çağırmayı bıraksınlar, halkı çağırsınlar, biz tartışalım, onlar dinlesin.
İbrahim Gövsa:
Polisin de burada çok büyük görevi var, olmalı
Eskiden monobadide giderdik ama böyle ölmezdik, şimdi şoförler de hatalı, daha yavaş sürmeliler. Ama tek suçlu şoförler değil tabi, polisin de burada çok büyük görevi var, olmalı. Şehir içinde vatandaşa ceza yazmakla bu sorunların önüne geçilemez.
Süleyman İskeleli:
Belimize silahı takıp çözüm mü arayalım?
Gamze (Fellahoğlu) öldü davayı kazandık, hale daha savcılık dava açacak, sıra bize gelsin diye bekliyoruz... Devletin hangi kurumu çalışır durumda? Ne denetim var, ne güvenlik var, bu halk artık bezdi… Belimize silahı takıp çözüm mü arayalım? Artık yeter...
Denetimsizlik, yol, altyapı gibi birçok konuya değinen Güzelyurtlu şoför okulu eğitmeni Ferah Umut Ceylan Beteri de yaşananlara isyan etti;
“Şirket de bu cinayete ortak oldu”
Güzelyurt bölgesinde 12 yıldır şoför okulu eğitmenliği yapan Ferah Umut Ceylan Beteri de “Bir bir daha iki eder, artık yeter…” diyerek YENİDÜZEN’e konuştu. Yaşanan olaydaki trajedinin anlatılmaz boyutlarda olduğunu dile getiren Beteri, “Bir aile yok oldu ama bunu sadece kamyon şoförü yapmadı, o sadece bunun bir parçası, görünen yüzü” diyerek birçok konuya değindi.
Ferah Umut Ceylan Beteri konuşmasında şunlara değindi: “Bir bir daha iki eder, artık yeter… Bu şoförün Kıbrıs’ta araç kullanması yanlış, ikinci yanlış da şirketin buna göz yummasıdır. Şirket de bu cinayete ortak oldu. Bizim ülkemizde nasıl araba sürer bakmak lazım. Belki de şoför çok iyiydi, çok deneyimliydi ama evrakları eksikti, muayenesi yoktu, belki de kamyon kötü durumdaydı... Bu olayın hiçbir tutar yanı yoktur. Sorumluluk sahibi bir şirketin hem evrak hem de şoför denetimi yapması gerek. Bu bizim toplum olarak başlı başına sorumsuzluğumuzdur. Mademki o kamyonları oraya yönlendiriyorsunuz, herhangi bir tehlike anında o kamyonların kaçabileceği yerler de olmalı. İnsan olarak kamyon şoförünün yerine kendimizi koyabilmeliyiz, ya duvara dümen kesecekti ya da uçuruma... Allah kimsemizi o duruma sokmasın. Kamil çok sevdiğimiz, dürüst ve iyi bir insandı, onun da olay anında kaçacak yeri yoktu. Kamil’in ne yapabilirim diye seçeceği bir şansı yoktu... Panik olmadan bile oturup düşündüğümüz zaman bir kaçar yol bulamıyoruz... Kamil'in eşi de bu acıya dayanamadı. Kadın hem yeni doğum yapmış hem acılı... Yaşananlar kelimeleri boğazımıza diziyor…
“Nerede ülkedeki denetim?”
“Bir aile yok oldu ama bunu sadece kamyon şoförü yapmadı, o sadece bunun bir parçası, görünen yüzü…” diyen Beteri, ülkedeki denetimlerin artması gerektiğine dikkat çekti. Beteri “Başkasının da ne yapabileceğini kestirmeliyiz. Diğer araçların da ne yapacağını bilerek hareket etmeliyiz. En iyi şöför sadece kendi aracını kullanmayanlardır. Kendinize güveniyor olabilirsiniz ama başkalarına güvenip tedbiri elden bırakmayın. Muayene, servis eksik, ruhsatı yok, nerede bu polis? Nerede ülkedeki denetim? Kaldı ki polisin o yolları denetleyeceği geniş alan bile yok... Polisin bütün ağır vasıtaları denetlemesi şart…
Daha fazla denetim istiyoruz, güvenilir yollarımızın olmasını istiyoruz. Her işyeri düzenli çalışma bakanlığı tarafından denetlenmeli, polis de üzerine düşen denetimleri sıklaştırmalı... Bir aile yok oldu ama bunu sadece kamyon şoförü yapmadı, o sadece bunun bir parçası, görünen yüzü…” şeklinde konuştu.