1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Bir çakıl makinesi için öldürülüp “kayıp” edilmişti…
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Bir çakıl makinesi için öldürülüp “kayıp” edilmişti…

A+A-

***  Livadya’da (Sazlıköy) okurlarımızın göstermiş olduğu kuyuda ondan geride kalanlar bulunan Komikebirli Kiriakos Konstanti Hacısotiri, 7 Şubat Cumartesi günü toprağa veriliyor…

Kiriakos Konstanti Hacısotiri, 1918 yılında Komikebir’de dünyaya gelmişti – 1974 yılında savaş adamızı yakaladığında o henüz 56 yaşındaydı… Bir çiftçiydi, üç çocuğu vardı… Aslında Bay Kiriakos, Komikebirli arkadaşım Hristina Pavlu Solomi Patça’nın eniştesiydi – Hristina’ya “kayıp” Kiriakos’u sorduğumda bana şunları anlattı:
“Eniştem Kiriakos’un üç çocuğu vardı, Salomi adlı bir kizi ve Takis ile Kostakis adlı iki oğlu… Karısının adı Maria’ydı  - Maria benim teyzem olur, annemin kızkardeşi… Aslında Kiriakos da diğer eniştem Antonis Konstanti Hacısotiri’nin kardeşiydi – Antonis eniştem de “kayıp”tı fakat ondan geride kalanları Apelandros’ta gömülü “kayıplar” grubu içerisinde bulduk ve 18 Nisan 2008 tarihinde toprağa verdik.
Komikebir’deki çoğu insan gibi eniştem Kiriakos da çiftçilikle uğraşıyordu. Kızı 1974’ten sonra İngiltere’ye göç etti, şimdilerde birkaç ay orada, birkaç ay burada kalıyor… Oğluları ise sürekli İngiltere’de yaşıyor…”
Hristina’nın eniştesi Kiriakos kendi işine bakıyor ve neler olacağını bekliyordu… 22 Eylül 1974 günü köylüsü bir Kıbrıslıtürk evine geldi… Komikebirli bu Kıbrıslıtürk’ün amacı, Kiriakos’a ait çakıl makinesini çalmaktı…
Kiriakos, Kıbrıslıtürk köylüsüne şöyle dedi:
“Bu bana ait bir çakıl makinesidir, parasını ben ödedim… Lütfen çakıl makinemi alma!”
Ancak Kiriakos’un bu sözleri, köylüsü Kıbrıslıtürk’ü durdurmaya yetmedi…
“Eğer bu çakıl makinesini geri getirmezsen” dedi Kiriakos, “o zaman gidip polise şikayet edecem seni…”
Ancak Kiriakos’un gidip köydeki Kıbrıslıtürk polisine bu “hırsızlık”la ilgili şikayette bulunma fırsatı olmadı sanırım çünkü aynı akşam, Komikebir’de köyün “kovboyları” gibi ortada dolanan birkaç Kıbrıslıtürk Kiriakos’un evini bastı, onu alıp götürdüler ve “kayıp” ettiler… 22 Eylül 1974’ten beridir Kiriakos “kayıp”tı…
Kiriakos’tan geride kalanların bulunduğunu ve DNA testleriyle kimlik saptamasının yapıldığını arkadaşım Hristina Pavlu Solomi Patça söyledi bana…
Kiriakos’tan geride kalanlar, Komikebir (Büyükkonuk) yakınlarındaki Livadya’da (Sazlıköy) bir kuyuda bulunmuştu…
Aslında bu kuyuyu okurlarımla birlikte Kayıplar Komitesi yetkililerine gösteren bizdik…
Önce Galatya’dan bir okurum bana bu kuyunun bulunduğu tarlayı göstermiş ve bu kuyuyla ilgili söylentileri aktarmıştı… Söylentilere göre bu kuyuya bir papaz öldürülerek gömülmüştü… O günlerde öldürülüp bu kuyuya atılanın bir papaz değil Kiriakos Konstanti Hacısotiri olduğunu bilmiyorduk…
Kuyu, üzüm bağlarının bulunduğu bir tarladaydı… Tarlanın yakınında bazı incir ağaçları vardı… Bu civarda bir de minik bal armudu yüklü bir armut ağacı vardı… Galatya’dan bir başka okurumla tekrar bu bölgeye gitmiştim ve ikinci kez bana aynı bölgeyi gösterip bu tarlada bir kuyuda bir “kayıp” insanın gömülü olduğunu anlatmıştı bu ikinci okurum da…
Daha sonra Kayıplar Komitesi’nin Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum yetkililerini iki-üç kez buraya götürmüş ve kendilerine bu bölgeyi, bu tarlayı göstermiş, Galatya’dan (Mehmetçik) iki farklı okurumun anlattıklarını aktarmıştım… Tam beş yıl önceydi yani 2010 yılında…
Birkaç yıl sonra bu tarlada kazılar başladığı zaman hiç tanımadığım başka bir okurum beni aradı – yakın bir akrabasının bu bölgedeki kuyunun yerini tam olarak bildiğini aktardı – kuyu kapatılmıştı, bu yüzden tarlaya baktığınızda kuyunun tam yerini göremiyordunuz… Bağları görüyordunuz yalnızca… Kadın korkuyordu ancak buna rağmen cesaretini toplayarak beni aramış ve yardım etmek istediğini söylemişti… Böylece onunla anlaştık: Kazıyı yürütmekte olan ekipten bir arkeolog ona gidecek ve su isteyecekti, böylece yakın akrabasını o tarlaya götürmek için bir gerekçesi olacaktı… Arkeologlardan Arzu’yu arayarak ona okurumun evini ziyaret edip edemeyeceğini sordum, Arzu da bu işi severek yapacağını söyledi – sonuçta her şey tam da istediğimiz gibi oldu… Okurum yakın akrabasına “Bak bu sıcakta nasıl zor bir iş yaparlar, herkesin onlara yardım etmesi lazım” diyerek onu kuyunun tam yerini göstermeye ikna edebilmişti… Okurumun yakın akrabasının Kiriakos’un öldürülmesiyle hiç alakası yoktu ancak onu nereye gömdüklerine tanık olmuştu…
Sonuçta Kayıplar Komitesi kazı ekibi tarafından kuyu kazıldı ve bir “kayıp”tan geride kalanlar bulunup çıkarıldı… Bulunan bu “kayıp” şahsın kim olduğunu bilmiyorduk, DNA testleriyle kimliklendirilmesini bekleyecektik… Sonuçta Hristina’dan onun kim olduğunu öğrendim: Bir çakıl makinesi uğruna öldürülmüş olan “kayıp” şahıs, Hristina’nın eniştesi Kiriakos’tu…
7 Şubat 2015 Cumartesi günü Larnaka’ya gideceğim, “kayıp” Kiriakos Konstanti Hacısotiri için Dromolakşa’da yapılacak cenaze törenine katılacağım, çocuklarıyla tanışacağım… Arkadaşım Komikebirli Hristina’yla birlikte katılacağız cenaze törenine… Galatya’dan okurlarıma ve bir başka köyden kadın okuruma da bulunmasına yardım ettikleri bu “kayıp” şahsın kim olduğunu anlatacağım…
Bu süreçte canla başla, bildiklerini paylaşarak yardımcı olan tüm okurlarıma sonsuz teşekkürler… Bir yolun altında, bir kuyunun dibinde, bir dağın tepesinde, bir tarlanın kenarında hala bulunmayı bekleyen tüm diğer “kayıplar” için yardımlarınızı bekliyorum… Elimizden gelen herşeyi yapalım ki onların akrabaları da nihayet huzura kavuşabilsin biraz da olsa…

Bu yazı toplam 2304 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar