1. HABERLER

  2. KÜLTÜR & SANAT

  3. Bir çocukdan yetişkine öğüt: “Yaşamaya Bak”
Bir çocukdan yetişkine öğüt: “Yaşamaya Bak”

Bir çocukdan yetişkine öğüt: “Yaşamaya Bak”

Çocuğunuz sizlere “gıcıksın,berbatsın,kötüsün,bencilsin,beni sevmiyorsun,senden nefret ediyorum” gibi ifadeler kullanıyor mu?

A+A-

Murat OBENLER

Çocuğunuz sizlere “gıcıksın,berbatsın,kötüsün,bencilsin,beni sevmiyorsun,senden nefret ediyorum” gibi ifadeler kullanıyor mu?

Bence bu ifadelerin sıkça kullanıldığı benciller çağında küçük bir çocuk ile ona bakmak zorunda kalan dayısının geçirdiği zamanın ve Amerika'daki birçok gencin de bir radyo röportajı vesilesiyle eşliğinde anlatıldığı hikaye oldukça dokunaklı ve insanın kendini,çocuğuyla ilişkilerin sorgulamasına zemin hazırlayan yüzleştirici bir film. Mike Mills’in “Yaşamaya Bak” filminin ana karakterleri radyo muhabiri Johnny(Joaquin Phoenix) ve 9 yaşındaki yeğeni Jesse (Woody Norman) ile ilişkiler üzerine müthiş bir deneyim sunarken insanın aklından kendi ilişkileri(özellikle çocuğuyla) geçiyor. Sinematografisi ve oyunculuklarıyla dikkat çeken filmin içindeki “Amerikalı çocuklar/gençler ülkenin, dünyanın, ailelerinin,kendilerinin geleceğini nasıl görüyor?” adlı belgesel tadındaki bölümler de gerçekten ilginç ve şaşırtıcı cevaplarla dolu. İnsanın içini ısıtan hikayesiyle ve gençlerle röportajların verdiği eslerle hep seyirciyi hikayenin içinde tutan film “iyi,güzel,sevgi dolu,oyunlarla dolu” yaşam tavsiyelerini bir çocuğun ağzından veriyor. Almak isteyen yetişkinlere filmi sevgiyle tavsiye ederim.Yaşamaya bakmanın zamanı gelmedi mi?

 

Rastlantısal buluşmalar ve edebiyat,yazarlık,oyunculuk ve sinema üzerine tartışmalar

Hong Sang-soo’nun senaryosundan görüntü yönetimine kurgusundan özgün müziğine yapımcılığından yönetmenliğine filmin tüm bölümlerini yarattığı filmi “ Romancının Filmi” 2022’de yönetmene Berlinale Juri Büyük Ödülü’nü getirdi.  Bir süredir yazma konusunda sorunlar yaşayan ünlü romancı Yunhi Kim’in eski meslektaşını görmek üzere şehirden kasabaya gelişi sonrasında rastlantısal olarak karşılaştığı yönetmen,oyuncu,şair ile olan diyalogları sinemaseverlere yaşam ve  ilişkiler, edebiyat dünyasının yaratım tartışmaları ve günümüzün sanatsal meseleleriyle dolu bir yolculuk sunuyor. Kadın yazarın parkta karşılaştığı genç oyuncu Kinsu ile edebiyattan sinemaya geçiş kararı ve süreci de günümüzün sanatta başka bir dala geçiş ve sıkıntılarını yansıtırken şair ile yazarın edebiyat üstüne yaptıkları tartışma(konuları abartma,kendine ve okura karşı dürüstlük,tekrar vs) da filmin en heyecanlı sahnelerinden birini oluşturuyor. Bu tartışmaların bir kitapçının arka masasında toplanan ve içkinin de etkisiyle gerçekleşiyor olması da alkolün keyifli etkisi olarak önümüze çıkıyor. Siyah beyaz çekilen filmin sonunda acemi yönetmenin genç oyuncunun filmle ilgili tavsiyesini yerine getirmesi ise sinemada pek de görülmeyecek bir durum ortaya çıkarıyor.

 

Hepimiz büyük bir sirkin üyeleriyiz...

İtalyan yönetmen Gabriele Mainetti’nin yazıp yönettiği Freaks Out(çıldırmak,uçmak,aşırı heyecanlanmak diye türkçeye çevrilebilir) sinemaseverleri “ucube” diye tanımlanan ve doğaüstü güçleri olan özellikli insanların dünyasına götürüyor. Nazi işgali altındaki Roma’da (yıl 1943) geçen filmde savaşın da etkiyle sirkin yahudi sahibi İsrael(sirkin üyelerini Amerikaya kaçırmak için şehre gider ve esir düşer) ile sirkin çalışanları Matilde, Cencio, Fulvio ve Mario’nun yolları ayrılır. Marvel kahramanları Fantastik Dörtlü’yü andıran bu 4 üstün yetenekli kişi İsrael ve sirk olmadan kendilerini hayatta tutmakta zorlanırlar. İsrael’in manevi kızı olan Matilde onu bulmk için yola koyulur ve Nazilerden kaçmak isterken yolu İtalyan partizan direnişçilerle kesişir. Filmin bir de Hitler hayranı olan kötü ucubesi Franz var. Geleceği görme yetisi olan Franz kendini bu 4 süper kahramanı bulma ve onlardan oluşan bir süper kahramanlar takımı oluşturma yoluyla Hitler’in ve Nazilerin kaderini değiştirmeye adar. Savaşın yıkıcı kötücüllüğünün arka plana serildiği filmde iyilerle kötülerin savaşına tanıklık ediyoruz. Bolca sihirle bezenmiş filmle ilgili yönetmen Gabriele Mainetti, bir röportajında “Bana göre, hepimiz sanki ucubeyiz; hepimizin daha karanlık bir tarafı var, hepimiz farklıyız. Bizi eşsiz kılan kimliğimiz,” diyor.

Bu haber toplam 2669 defa okunmuştur
Etiketler : ,