BİR ÇUVAL İNCİRİ BERBAT ETMEK
Sağlık çalışanları ve diğer çalışan kesimler canlarını avuçlarına alıp filmlere konu olabilecek insan hikayeleri yazacaklar.
Ada ülkesi olmanın avantajları ile de virüsten izole olabilme fırsatı elinize geçecek.
Toplum 7’sinden 77’sine kurallara uyarak, hatta sizin dahi öngöremediğiniz tedbirleri alarak kapanacak, temas etmeyecek ve size zaman kazandıracak.
Bütün beceriksizlik ve tutarsızlığınıza karşın tam 73 gün boyunca ‘sıfır vaka’ ile istikrarı sağlamış bulunacaksınız.
Bu süreçte sağlık altyapısını halletme, pandemi hastanesi yapma, çalışan açığını kapatma fırsatını fazlasıyla bulacaksınız.
Ve sonra bir çuval inciri berbat edeceksiniz!
UBP-HP hükümetinin yaptığının özeti budur.
Bilime, sağlık uzmanına ve toplumun yararına değil, belli kesimleri tatmin etmek adına atılan adımların bizi getirdiği nokta tam bir belirsizliktir bugün.
Yeni tip Corona virüsünü artık aramaya gerek yoktur.
Zira virüs her yerdedir!
‘İthal’ dediğimiz, yurtdışından gelenlerde saptananlar devri geçti. Şimdi neredeyse her insanın virüse bulaşmış olma ihtimali vardır.
Çıkan ‘yerel vaka’lar bunun göstergesidir. Artık ipin ucu kaçmış vaziyettedir.
* * *
Neden böyle oldu peki?
Adını ‘ekonomiyi canlandırma’ koymuşlardı. ‘Turist’ gelecekti. Oteller dolacaktı. Turizm sektörü ve yan sektörler canlanacak, ayağa kalkacaktı.
Oysa bu yalandı. Aslından hedef kumarhanelere müşteri getirmekti. O kesime ‘hayır’ diyemeyenler iş başındaydı çünkü…
Türkiye’de vaka ve ölüm sayıları belliyken, önce ‘A’ kategorisine alıp ‘risksiz ülke’ ilan eden yine UBP-HP hükümetiydi. Gelen tepkiler sonrası ‘B’ye alınsa da, aslında ilerleyen zaman içerisinde Türkiye’ye yine fiilen ‘A’ muamelesi yapıldı.
Hatırlayın, Başbakanlık tarafından yapılan ‘müdahale’ ile Türkiye’den gelen yolcuların ‘test sonucu çıkana kadar gözetim altında kalması’ kuralı iptal edilmişti. Sağlık Bakanlığı ile Başbakanlık arasında gerilime de sebep olan o karar bir ‘dönüm noktası’ydı.
Arkasından ‘uçuş sınırlaması’ da kaldırıldı. Günde iki uçak, yerini bayram vesilesiyle de 13-15 uçağa bıraktı. Sonra zaten kısıtlama falan da kalmadı.
Turist gelecek, ekonomi canlanacak, memleket ihya olacaktı.
* * *
Oysa gerçekler öyle değildi.
KKTC turizminin Covid döneminde yurt dışı turistle canlanması hayaldi. Nitekim casinolar tatmin edilsin diye yapılan açılımlardan da oteller beklediğini bulamadı.
73 gün devam eden ‘sıfır vaka’ ile ‘güvenli bölge’ olarak görülen adanın Kuzeyi, böylece Güney’den gelecek olanları da elinin tersiyle itmiş oldu.
İç turizm herkes için tek alternatifti ve birçok tesis yerli halkı misafir etti, ‘akmazsa damlar’ misali çalışabildi. Ha keza eğlence sektörü ve diğer birçok sektör de öyle.
Fakat gelinen noktada ekonomide iç piyasa hareketlerinin de sona erme riski doğdu. Çünkü hükümet uçak ve gemilerle gelenlere uygulanan tedbirleri neredeyse sıfırladı. Böylece virüse adeta davetiye çıkarıldı.
Yakın gelecekte Güney’in tamamen kapanma ihtimali dahil birçok sıkıntı ile yüzleşmek olasıdır. Ama en azından toplum, sokakta dolaşan virüse bulaşmamak için ‘kendiliğinden kapanma’yı tercih edecek gibi görünüyor.
* * *
Ekonomi adına en büyük kumar ise eğitim üstünden oynandı. Ve her ‘kumarbaz’ gibi UBP-HP hükümeti de kumarda kaybetti!
Aslında ‘kaybeden’ toplumdur.
Bu koşullar altında eğitim çok büyük olasılıkla normalleşemeyecektir.
‘Yüz yüze eğitim’ muhtemelen ‘başka bahar’a kalacaktır.
Veliler, öğrenciler ve öğretmenler büyük endişe içerisindedir.
Yükseköğretim kurumları ise batma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Elbette bu kurumlarda görev yapanlar da işsizlikle yüz yüzedir.
Oysa 73 günlük süreç doğru değerlendirilse, gerekenler yapılsa, adaya gelenlerin sayısı kontrollü olsa, virüsün gelişinde ipin ucu kaçırılmasa böyle olmayacaktı.
Üniversite öğrencilerinin büyük kısmı ‘Kıbrıs güvenli bölgedir’ diyerek gelecek, okullar belki kısmi online-kısmi yüz yüze ile yoluna devam edebilecek, en az 4-5 aylık süreyi burada geçirecek ‘stabil turist kitlesi’ adaya giriş yapacaktı.
Fakat hükümetin kumarhanelere yaranma amaçlı ve de akıl, mantık ve bilimden uzak, sorumsuz hal ve tavırları nedeniyle bir çuval incir berbat oldu. Ekonomiyi öldürdüler.
Can ve cananımızı kurtarmak da bize kaldı yine…