Bir dava, bir karar
Kamuda ikinci iş haksızlığına karşı uzun yıllardır sesini yükseltenlerdenim.
KIBRIS gazetesinde başlamıştı didişmem...
15 yıldan fazla demek ki!
Çok içimi acıttılar, yıprattılar, incittiler...
Tahmin edemeyeceğiniz kadar çok!
Nasıl bir “çıkar grubu” bu, nasıl bir “gözü dönmüşlük”, anlayamazsınız, anlatamam...
* * *
Epeyce hayal kırıklıkları yaşadım...
Çoğunluğu politikacı ve sendikacılara dair...
Birbirlerini “suçlama oyunu” üzerinden “düzen”i besliyorlar, senelerdir...
En güvendiklerim dahi!
* * *
Mahkeme tarihi bir karar verdi dün...
Dava “sağlık” özelinde, “hekimler” üzerine!
Ama mesele kamuda fazlaca yaygın.
“6 ay süre” verdi mahkeme, bakanlığa…
“İkinci iş yasağını uygula” dedi.
Hem “kriz” var ortada, hem “fırsat” şimdi.
* * *
Sosyal devletin omurgasını, yurttaşın kamudan hizmet alma hakkı oluşturur.
Toplum, ortak ve sürekli ihtiyaçlarını kamudan ne kadar çağdaş, verimli ve yüksek standartta alırsa, o oranda güçlüdür.
Bu hizmeti veren de kamu görevlisidir.
Toplum, bu hizmetin karşılığını öder.
Fakirse de öder, zenginse de!
İletişime yüzde 47 fon verir mesela; hazineye pay verir, vergi verir, akaryakıta fazlasını verir... Pulla, harçla verir...
Pirinçten zımpara kağıdına, yatak örtüsünden pastaya 'katma değer' öder.
İşte o nedenle 'kamu görevine aday' birisi, toplumun herhangi bir ferdinden, ikinci kez para alamaz, almamalıdır!
* * *
İşsizliğin böylesine korkutucu yaşandığı, on binlerce insanın iki bin lirayı bulmayan maaşlarla nefes almaya uğraştığı bir yerde, kamunun güvencesini cebine koyarak paldır küldür piyasanın içine dalmak adil değildir.
Fırsatçılık da istismar da bir yere kadar!
Sağlıktan eğitime, elektrikten medyaya, iskandan ticarete, tarımdan narenciyeye her alanda büyük bir haksızlıktır yaşanan...
Israrla göz yumuluyor çünkü!
* * *
Bu karar bir dönüm noktası olabilir!
Umalım ki hekimler, ülke kaynaklarının imkan verdiği en iyi ücrete kavuşur böylece, devlet hastaneleri güçlenir, kamu kurumları ‘yurttaşa hizmet’ odağında yükselir.
İsteyen de özelde kalır, serbest çalışır, toplumsal kaynaklar yerine kendi çabasıyla üretir, paylaşır, kazanır.
“Kamu”yu seçen de sadece “hakları” değil “ödevleri” de bilir, hatırlar, denetlenir...
Sistem, eşitlik ve adalet üzerinden yürür, sosyal devletin omurgası çatırdamaz böylece...