1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Bir Doğu/ Batı Meselesi ve ‘Çivisi Çıkmış Dünya’
Bir Doğu/ Batı Meselesi ve ‘Çivisi Çıkmış Dünya’

Bir Doğu/ Batı Meselesi ve ‘Çivisi Çıkmış Dünya’

Bir Doğu/ Batı Meselesi ve ‘Çivisi Çıkmış Dünya’

A+A-


Nur Köprülü
[email protected]

“Bugün benim Arap aleminde eleştirdiğim şey, ondaki manevi bilincin eksikliği; Batı’da eleştirdiğim şeyse, manevi bilincin bir egemenlik aracına dönüştürme eğilimidir” der Amin Maalouf Çivisi Çıkmış Dünya’sında.(1) Maalouf, Doğu ve Batı’yı kavramsallaştırırken, Batı’yı Doğu, Doğu’yu da Batı gözü ile okuyor olmamasından olsa gerek, benim kitaplığımda her zaman ayrı bir yerde durur. Ve sonra ekler ve der ki “Batı kazandı, kendi modelini başkalarına da benimsetti, ama tam da bu zaferi yüzünden, kaybetti”.(2) Bugün dünyada yaşanan toplumsal ve insani güvenlik sorununun adeta temel sebebini anlatıyor Maalouf bu cümlelerinde...

Son yıllarda özellikle 11 Eylül saldırılarının ardından ABD öncülüğünde başlatılan ‘terör ile mücadele kampanyası’, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Batı’nın ihtiyaç duyduğu küresel alandaki ‘öteki’ ve ‘tehdit’ unsurunun temel kaynağının İslam’a ve Doğu’ya doğru yönelmesi, NATO ve benzeri güvenlik yapılanmalarının meşru zemin kazanabilmesi dünya düzeyinde adeta ‘ya bizle bu mücadele içerisindesiniz ya da değilsiniz’ yaklaşımının vuku bulmasına neden oldu. Bu yaklaşım uluslararası sistemde bir nevi ‘biz ve ötekiler’in üretilmesini ve Medeniyetler Çatışması retoriğinin gerçekmiş gibi algılanmasının yolunu açtı. Bugün küresel politikaya devlet merkezli değil de devletlerin ötesinden bakacak olursak, bahse konu terörle mücadelenin Batı ve Doğu toplumları arasında bir ayrışmaya ve hatta çatışmaya yol açtığını açıkça görmek mümkün. 11 Eylül saldırılarına müteakip yürütülen askeri müdahaleler – Afganistan ve Irak gibi – ardınan Libya örneğinde olduğu gibi insancıl müdahalelerin meşruiyet kazanmasında söz konusu Doğu/Batı ayrışmasının bir tezahürünü görmekteyiz. En son Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya yapılan saldırı bir bakımdan ifade özgürlüğüne karşı oluşundan eleştirilmesi gereken bir husus olmakla birlikte bir başka açından bakıldığında Batı’nın Doğu’ya ‘egemen’ olma dürtüsünün bir sonucu olarak da değerlendirilebilinir. Diğer bir deyişle, nasıl ki Batı’yı ve inşa ettiği medeniyeti Doğu’nun gözü ile okumak sakıncalı bir tutum ise, aynı şekilde Doğu toplumlarını, halklarını ve kimliklerini egemen Batı dürtüsü ile okumak aynı derecede ötekileştirici bir yaklışımdır.

Hangi örgüte bağlı olursa olsun, Paris’te yaşanan saldırı, müdaheleler ile inşa edilen Doğu’nun – özelde de Orta Doğu ve Afrika’nın – ve İslam’ın bir kürsel tehdit olarak algılanmasının bir nevi sonucudur. Orta Doğu coğrafyasında özellikle ABD’nin Irak’ı işgalinin ardından yaşanan sekteryen bölünmeler, Sunni gruplar arasındaki ayrışmalar (Selefi Cihatçı radikal İslam’ın güçlenmesi) Suriye’nin geleceğinin bu denli belirsiz olması, bölgedeki çökük devletlerin (failed states) yarattığı insani ve toplumsal güvenlik sorunlarının sadece bu bölgede kalamayacağı aşikardı.

Hal böyleyken, el Kaide, al Nusra, IŞİD gibi Selefi Cihatçı örgütlenmelerin sadece Doğu’da kalmayacağı, daha da net söylemek gerekirse Suriye’de üç yıldan fazladır devam eden kargaşanın Batı’ya sıçrayamayacağını düşünmek olağan dışıydı. Bugün Paris’te ve Batı’da yaşanan derin korku ve ifade özgürlüklerinin tehdit altında olmasının önemli sayılabilecek bir nedeni de ötekileştirilen kimlikler, yoksulluk ve çaresizliğin getirmiş olduğu ‘kaybedecek birşeyi olmayan’ insanların yaşadıkları sosyo-ekonomik koşullardır. Bu noktada, söz konusu küresel çaresizliğin esasen çıkış yolu hem kimlikler ve medeniyetler arası hoşgörünün yeniden inşa edilmesi hem de Doğu/Batı arasındaki sosyo-ekonomik uçurumla birlikte toplumsal olarak inşa edilen Doğu/Batı ayrımının yapıbozumuna uğratılmasından geçmektedir.

-----------------------------

Kaynaklar
(1) Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya: Uygarlıklarımız Tükendiğinde, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2009, s. 27.
(2) s.33

Bu haber toplam 2142 defa okunmuştur
Gaile 302. Sayısı

Gaile 302. Sayısı