1. YAZARLAR

  2. Sühat Dürü

  3. BİR FIRSAT DAHA KAÇACAK MI SORUSU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Sühat Dürü

Sühat Dürü

BİR FIRSAT DAHA KAÇACAK MI SORUSU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

A+A-

Ortadoğu’lu bir yazarın yeni kitabı için yaptığı söyleşide geçen şu cümle Kıbrıslılar’ı çok güzel anlatıyor aslında; “… Ortadoğu’da, dünyanın bu bölgesinde bir fırsat kaçırmak için hiçbir fırsatı kaçırmayız…”

Kıbrıs’ta yaşadığımız çok fazla üzüntü ve hayal kırıklığı var. Şüphesiz biz Kıbrıs’lı Türkler işlerin farklı gelişmesini istedik; Dünya ile birleşmenin hayallerine kapıldık. Modern, hukukun ilkelerinin geçerli olduğu ve gelişmiş bir toplum olarak yaşamayı umut ettik. Ne zaman bir şey beklesek, şimdi bir fırsatımız var diye düşünsek, umut etsek sonrasında umduğumuz şeylerin yıkıldığını gördük. Kaçırdığımız her fırsattan sonra üzüldük. “Fırsatı kaçırdık” dedik ancak bir yandan da fırsatları kaçırmaya devam ettik. Elli yıl sonra bugün kaç fırsat kaçırdığımızı bile hatırlamıyoruz artık.

Çok zamandır yönetenlerin aslında ülkeyi yönetemediklerini, ülkedeki tüm kurumların iş yapamaz hale geldiğini, siyasetin tıkandığını ve aslında söylenecek çok da fazla sözün kalmadığını biliyoruz. İktidarlar “biz bunu yaptık” derken nasıl yaptığını, neden yaptığını, sonuçlarının ne olacağını hesaplamadan, planlamadan yapıyor gibi görünüyor. Muhalefet iktidarı eleştirirken, “yüzünüze gözünüze bulaştırdınız” derken, yüze göze bulaşanın ne olduğunu söyleyemiyor. Yanlış yapılan işin doğrusunun ne olduğunu anlatamıyor. “Bunun böyle yapılması lazım ve sonuçları da bu olacak” diyemiyor.  

Her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes her konuda, üstelik bilgi sahibi olmadan o kadar fazla konuşuyor ki bütün enerjimizi boş lafları anlamaya çalışmakla ziyan ediyoruz.  Hepimizin her konuda fikri var. Siyaseti, ekonomiyi, futbolu, ticareti, hukuku, yönetmeyi her şeyi çok iyi biliyoruz. İşlerin bu kadar mükemmel olmasının nedeni de bu zaten!   

Lafı uzatmadan, yeni bir eşikten adım atmak üzere olduğumuz bu dönemde yazımı şu soruları sorarak bitirmek istiyorum.      

  1. Ülkeyi yönetenlerin rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılık ve israf gibi uygulamalarına ve devletin kaynaklarından sadece iktidar yandaşlarının yararlanmasına razı mısınız?  
  2. Emeklerinizin karşılığını alamamaktan ve devletteki atamaların sadece yandaşlar için yapılmasından rahatsız mısınız?
  3. Adaletsizliğin bu ülkede bir alışkanlık haline gelmesini onaylıyor musunuz?  
  4. Adaletsizliğin önlenebilmesi için ülkemizdeki hukuk sisteminin uluslararası hukukun bir parçası olması gerektiğini düşünüyor musunuz?  
  5. İktidarların medyayı kullanarak algı operasyonları oluşturmasına daha uzun bir süre inanmayı mı tercih edersiniz? Her gelen iktidarın vaatlerle sizi kandırmasına daha uzun yıllar katlanacak mısınız?    
  6. Kıbrıs sorununun daha uzun süre çözülmemesine ve dünyanın geri kalanından ayrı olarak yaşamaya razı olacak mısınız? Nesiller boyunca ziyan olmaktan yorgun düşmediniz mi? Vatandaş olarak size verilen şeylerden daha fazlasını istemek hiç aklınıza gelmiyor mu?  
  7. Devletin başındakilerin aldıkları talimatlarla ülkeyi yönetmesine razı mısınız? Yönetenlerin müdahaleler ile değişmesini onaylıyor musunuz? Antidemokratik uygulamaları ve Kıbrıs Türk toplumu olarak yok sayılmayı kabul ediyor musunuz? Toplum olarak sahip olmaktan gurur duyduğunuz değerlerden vazgeçmeye ve toplum olarak tükenmeye razı olacak mısınız?      
  8. Hep şikayet edip, sadece şikayet edip yaşamaya devam mı edeceksiniz? Şikayet ettiğiniz şeylerin aslında plansızlıktan, organizasyon eksikliğinden, seçtiklerinizin yönetme becerilerinin eksikliğinden ve en önemlisi bilgisizlikten kaynaklandığını görmezlikten mi geleceksiniz?
  9. Bu ülkenin üretmek, kendi kendine yetmek yerine el açarak dilenmek ve minnet duyarak varlığını sürdürmesine ses çıkarmadan yaşamaya devam mı edeceksiniz?  
  10. İki devletli çözümün ve dolayısıyla ilhakın konuşulduğu bugünlerde bunun getireceği sonuçları göğüslemeye ve bunu kabul etmeye hazır mısınız? Bunlarla ilgili adımlar atılması halinde toplum olarak ödeyeceğimiz bedelin ne olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? Bu bedeli sadece kendinizin değil çocuklarınızın ve torunlarınızın da ödeyebileceğini düşünüyor musunuz?   
  11. Bu kadar çok beklenti ve ihtiyaç varken bunun tam da kurulmuş olan düzenden kaynaklandığını kendinize itiraf etmekten hep kaçacak mısınız?
  12. Pandemiyle birlikte ve sonrasında dünyada kurulacak yeni düzende, yeni ufukları görmek yerine kısır gündeminizde sıkışıp kalmayı daha ne kadar süre kabul edeceksiniz?

 

    

Bu yazı toplam 5109 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar