BİR GARİP ÜLKE
Biliyorum belki kızacaksınız ama çok garip bir ülkede yaşıyoruz. Ve bu ülkenin garip olmasının bir sebebi de biziz aslında.
Mesela adanın güneyinde alışveriş dışında bir gün dahi vakit geçirmeden komşularımızı dost veya düşman ilan eden dava adamlarımız var bizim,
İskele’de yüksek katlı binaları olan sitelerin içinde yarım saat geçirmeden bölgeyi çarpık yapılaşma ilan eden idarecilerimiz var bizim,
Altyapıyı sadece pis su borusu zanneden, bazen altyapının sadece ‘üç direk dikmek’ olduğunu bilmeyen uzmanlarımız var bizim,
Devletin kurallarına uymadığı için onu vatandaşının gözünde küçülten milliyetçilerimiz var bizim,
Kitap okumayan, araştırmayan, mürekkep yalamamış solcularımız da var bizim, ülkede müze olmamasını dert etmeyen entelektüellerimiz de,
Toplu taşımanın hayati eksikliğini hissetmeyen Avrupalılarımız ya da şehirlerde yukarı değil yana büyümeyi çevreci zanneden idealistlerimiz var bizim,
Ateistliğin de bir inanç olduğunu ve din kategorisine girebileceğini fark etmeden diğer dinlere bağnazlık yapan laiklerimiz de var bizim,
Mustafa Kemal’in en büyük başarısının inkılapları olduğunu unutup savaşlarını yücelten Atatürkçülerimiz var bizim,
‘Toplum sözleşmesine’ göre karşılığında hizmet verilmeyen verginin meşru olmadığını, aslında ‘haraç’ kategorisine daha fazla girdiğini fark etmeyip vatandaşı ezen kamu idarecilerimiz var bizim,
Devlet bütçesinin büyük bir kısmının kendisine maaş olarak gelmesini sorun etmeyen ve aslında sağlık, ulaşım, eğitim gibi sosyal hizmetlere ödeyeceği paralarla o maaşın cebinden illa ki çıkacağını unutan kamu çalışanlarımız var bizim,
Koltuktan indiği gün bütün pohpohlamaların biteceğini fark etmeyen ve koltuk adına her türlü yola baş vuran siyasetçilerimiz var bizim,
Yani demem o ki, değişik bir ülke burası.
Keşke bu kadar sevmeseydik de terk edip başka diyarlara gidebilseydik bu ülkeyi.
Ama seviyoruz işte. O yüzden de tek çare var, o da bıkmadan usanmadan düzeltmek için mücadele etmek.