Bir gece ANSIZIN
Amerika Birleşik Devletleri’nin...
Dışişleri Bakanı’nın...
Müsteşarı’nın...
Yardımcısı’nın...
Birinci Danışmanı’nın...
Özel Temsilcisinin...
Birinci katibi ile görüşecekti, tam da...
Olmadı!..
***
‘Manidar’ gelişmeler yaşandı...
‘Tancer’i dahi ‘etik’ gaileler sardı...
Uçacak, kaçacak parti de kalmayınca.
Ve tam da ‘çözüm’ kapıya gelmişken...
Hem de ‘kalıcı’....
Bir ‘KÜÇÜK’ dokunuşla birleşecekken ada!..
Ve daha ‘bize açıklanmayan’ çok özel temaslar ilerlememişken yeterince...
Dönmek zorunda kaldı...
Tozuyla ayağının...
Toz da öyle böyle değil hani...
New York tozu...
‘Artistik’!..
Hangi jönün ayağına bulaştı en son, nereden bilecektik ki!..
***
Öyle jetlag falan demeden...
Geceyle gündüz de karışmışken...
Ayla yıldız..
Güneşin doğuşuyla batışı arasında gidip gelirken...
Koştu..
“Yetkili organlara...”
Sahi...
Meğerse “yetkili organ” da varmış buralarda...
***
“Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam...”
Ne de olsa o devrin insanı...
Galiba, en sonunda da ‘vakit’ tamam...
Ve Abbas yolcu...
Nihayet anladı sonunu...
***
Amerika Birleşik Devletleri’nin...
Dışişleri Bakanı’nın...
Müsteşarı’nın...
Yardımcısı’nın...
Birinci Danışmanı’nın...
Özel Temsilcisinin...
Birinci katibi ile görüşecekti, daha...
Olmadı!..
Belki de “kalıcı çözüm”ü bağlayacaktı...
Koştu...
Geldi...
Nefes nefese...
Neyse ki, bol zamanı olacak yakın bir gelecekte...
Danışmanın temsilcisinin yardımcısının katibi de, beklesin artık...
‘Bir gece ansızın’ gidecek yine!..