Bir Güvercinin Kanadına Asılan Notalar
Bir Bösendorfer piyanonun tuşlarına basıldı; ürkek, tedirgin, kararlı…
Zaman uçtu, yıllar öncesine kondu… Bir apartmanın üçüncü katında 10 yaşlarında bir kız çocuğu Mozart’ın La Majör Piyano Sonatı’nın ilk bölümünü heyecanla çalmaya başladı…Günler geceler çalıştı… Üçüncü ‘‘Alla Turca’’ bölümde çocukluk sevinçleri, okul sonrası piyano çalışılan gecelerde, dalga dalga Lefkoşa’ya yayıldı… Gece pedalının harekete geçirdiği keçeler, o gecelerde coşkuyla hırpalandı!
Yeni doğum yapmış genç bir kadın, tüm bulanıklıkların, sislerin, tozlu rafların arasından Rondo Alla Turca’yı çıkardı… Zamanla yarışı başladı… Gözlerinin dokunup geçtiği notlara parmakları yetişmeye çalışırken, coşkuyla el ve kollarını sallayan ve neşeli sesler çıkaran bebeğine gözü takıldı…
Altı yaşında bir çocukken ilgiyle başladığı serüvenini tutkuyla, azimle, disiplinde çalışıp sahne ışıkları altında, tüm hışırtı ve kıpırtıların ötesinde bir konsantrasyonla, içindeki duygu selini tuşlara, tuşlardan tellere, tellerden oluk oluk tüm salona taşırdı… Coşkun bir sel gibi beklenmedik ve zamansız ona bakan tüm kalpleri sarıp sarmaladı…
Sahnede olmanın heyecanlarını, telaşlarını ve tüm tekniklerini en iyi bilen bir çift göz pencereden uzandı… Bir güvercinin kanat çırpışında yeni duygulara yelken açtı…
Yaşamının her anına tanıklık ettikleri, çocukluktan ergenliğe sağlıkla, coşkuyla serpilip büyüyen kızlarını, duygu yüklü bir kalp ve tarifsiz bir heyecanla izledi ebeveynleri…
Bir öğretmen notalara baktı… Altmış yılı aşkın meslek yaşamında, gelip geçen onlarca öğrencisinin parmaklarında, türlü renklere bürünen ve yeni hayatlar kazanan bu sonat, yılları sıkıştırdı… Sahnede profesyonelleri aratmayacak bir performansla yıldızlaşan öğrencisini izlerken bir öğretmenin tüm hayatını tatminkâr ve onursal bir zirveye ulaştırdı…
Güçlü bir alkış koptu…
İlk öğretmenlik yıllarının enerjisi ve yılların tecrübesi, bir çocuğun coşku dolu sevinçleri, bir bebeğin anlamsız görünen ama tüm anlamları aşan neşesi, bir ebeveynin çocuklarında gördüğü potansiyeli sonuna kadar destekleyip doruğa ulaştırmanın yarattığı gurur, dostların yüreklerinde hissettiği sıcaklık alkışlarla göğe yükseldi; hayata anlam veren mutluluk oldu… Bir güvercinin kanadına takıldı, uçtu!
Not: Sevgili Deniz Besim’in Bellapais Manastırı’nda vermiş olduğu ilk solo piyano resitalinin bende uyandırdığı duygulardan yola çıkarak yazıldı bu yazı. Deniz’i yeteneğini çalışma azmi ve disiplini ile taçlandırdığı için; çok kıymetli öğretmenleri Yılmaz Taner ve Rüya Taner’i yol göstericilikleri ve tüm emeklerinden dolayı; ebeveynleri Devrim Yücel Besim ve Hasan Besim’i kızlarının yeteneğini keşfedip potansiyelini gerçekleştirebilmesi için Kıbrıs’ın kısıtlı koşullarını aşıp tüm imkânlarını zorladıkları için yürekten kutluyorum. Deniz’e parlak ufuklara doğru çıktığı bu yolculukta başarılar diliyorum!