Bir Hotel, Bir Kütüphane
Bugüne kadar bir hotelin içerisinde kütüphaneye yer verildiğini pek görmedim. Bilmiyorum belki yabancı ülkelerde; hani "kültürün" sadece görerek değil, kitap okumayla da bütünleştiği yerlerde, "kütüphane"nin sadece bir "görsel tasarım" olmadığı yerlerde, hotel ya da bir işletme içerisinde kendine özgü bir kütüphanenin oluşturulduğu olmuştur. Ama bizim bu ada'da ben ilk kez görüyorum...
Sevgili dostum, eğitimci ve araştırmacı yazar Doç.Dr. Şevket Öznur, eşi Berna hanımla işletmekte oldukları babadan kalma hotellerinin bir oturma odasını kütüphaneye çevirmişler. 1973 yılında hizmete giren Mağusa surlariçinin ilk hoteli "Altun Tabya", müşterilerinden okumaya meraklıları için müthiş bir kütüphane imkânı sunmuş.
Kütüphane oluşturmayı hoteli yenileyip tekrardan açtıkları ilk günden beri bu idealist dostların hep aklındaymıştı. Uzun süre planlama konusunda fikir yürütmüşler. Çünkü ellerinde çok fazla kitapları bulunmaktaydı. Otele gelen müşterilere öncelikle küçük miktarlarda Kıbrıs'la ilgili kitaplar sunmuşlar. İlginin yoğunluğunu görünce de öncellikle Kıbrıs kitaplarından yola çıkarak her çeşit kitabın bulunması için böyle bir kütüphaneyi kuruyorlar.
Elbette bu atılım sadeceh otel müşterileri için düşünülmemiş.
Ve sanırım en güzel taraflarından biri de, kütüphanenin hizmet edeceği alanın genişliği...
"Bilineceği gibi Adamızda çok fazla kütüphane bulunmamaktadır. Hele Mağusa kaleiçinde bir kütüphane dahi yoktur. Amacımız hem yabancı turistlere bu kültürel hizmeti vermek hem de bölge halkımız için bir kültür merkezi yaratmak. Yazarlarla söyleşi günleri yapmak, gençlere kitap okuma alışkanlıkları kazandırmak..." diye anlatıyor Şevket Öznur idealist düşüncelerini.
Ellerinde on binden fazla kitap arşivleri var. Evet yanlış okumuyorsunuz; ON BİN...
Bu arşivlerinin sadece yarısını, kurdukları kütüphanenin raflarına yerleştirebilmişler. Sadece Türkçe yayınlardan bahsetmiyoruz, Almanca, Fransızca, Yunanca dillerinde eserler de bu kütüphane içerisinde yer almaktadır. Edebiyatın her türünden seçmeler yer alırken, felsefe, araştırma, siyasi tarih ve dünya kültüründen de kitaplar bulunmaktadır. Ve dediğim gibi, bölge halkı bu Hotel-Kütüphane'den yararlanma şansına da sahip olacak.
Sevgili Şevket ve Berna'nın, hotellerini yenilemeye başladıklarında yaptıkları yine bu ada otel mantığı içerisinde bir farklılık olan "Kıbrıs Köy Evi", etnografik ögelerle süslenmiş, dört direkli karyoladan, el işlerine kadar birçok kültürel malzeme, hotellerinin bahçesinde yer alan bu küçük evcikte turistler için apayrı bir önem taşımaktadır.
Mağusa Suriçi, Kızılkule Sokak’ta bulunan Altun Tabya aslında, 1968 yılına kadar Hilmi Efendi Deveciler Hanı olarak hizmet vermiş. 200 yıllık bir geçmişi olan hotel 1973 yılında Han’ın bulunduğu yere inşa ederek hizmete açıldığını belirtiyor Öznur.
Şevket Öznur ve Berna Altunsoy dostların yaptıkları, bu ülke kültürü adına mükemmel bir düşünce. İşletmelerini sadece "hotelcilikten" elde edecekleri bir "gelir" olarak görmemişler, kültürel değerlerimizi ve edebiyatımızı, okuma alışkanlığının kazanılması adına günümüzde "idealist" olarak değerlendirilebilecek büyük bir adım attılar. Birileri bu ülkede "kumarhaneleri" vazgeçilmez hotel işletmeciliği olarak görürken, bir diğeri mütevazı hotelinde hem hotel müşterilerine hem de bölge halkına, kendi imkânlarıyla bir kütüphane kazandırmanın peşinde. Sizleri yürekten kutlarım dostlar...