Bir “kayıp” yakını daha, oğluna kavuşamadan göçüp gitti…
Ayşe Yıldırıcı, resmi “Kayıplar Listesi”ne konmayan “kayıtsız kayıp” olan oğlu Zübeyir Hamit’in gömü yerinin bulunması için yıllarca bekledi ve gözleri açık gitti…
Hamit Yıldırıcı’nın eşi, “kayıtsız kayıp” Zübeyir Hamit’in sevgili annesi, çok değerli arkadaşlarımız Kubilay Yıldırıcı ve Cihan Afşaroğlu’nun ve Dürüye Özyusuf, Keziban Çanakkaleli, Gürsel Yıldırıcı, Güler Altınkaya’nın değerli annesi Ayşe Yıldırıcı geçtiğimiz Pazar günü vefat ederek dün (30 Mart 2020 Pazartesi günü) Yuvacık Kabristanlığı’nda kılınan cenaze namazı ardından defnedildi… Ayşe Yıldırıcı 92 yaşındaydı…
Ayşe Yıldırıcı’nın eşi Hamit Yıldırıcı da 2017’de 90 yaşında vefat etmişti. Bu anne-baba, “kayıp” evlatlarının gömü yerinin bulunarak düzgün bir cenaze töreni yapabilmek için yıllarca beklemişler ve bunun için mücadele etmişlerdi.
Piskobu’da 1974’te “kayıp” edilen Zübeyir Hamit, Kıbrıslıtürk yetkililer tarafından resmi “Kayıplar Listesi”ne konulmamıştı. Bu yüzden Kayıplar Komitesi yetkilileri “kayıtsız kayıplar”la ilgili derinlemesine herhangi bir araştırma yürütmemişler, buna gerekçe olarak da kayıtsız kayıpların resmi “Kayıplar Listesi”nde olmamasını göstermişlerdi.
İki farklı okurumuzun iki farklı zamanda göstermiş olduğu ve Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Ofisi’nin de bir başka kaynaktan bilgisine gelen olası bir gömü yerinde bir kazı yürütülmüş ancak herhangi bir ize rastlanmamıştı çünkü belli ki buraya gömülmüş olan şahıs olduğu yerden çıkarılarak, büyük olasılık Piskobu’daki Kıbrıslıtürk mezarlığına defnedilmişti…
Aradan geçen yıllar boyunca, Kayıplar Komitesi’nin “kayıtsız kayıplar” konusunda derinlemesine bir çalışma yürütmeyeceğini anlayan Zübeyir Hamit’in ailesi, Piskobu’da araştırma yürütülüp kazı yapılabilmesi için Kıbrıs Cumhuriyeti İnsani İşler Komiserliği’ne başvurmuş ve Piskobu Kıbrıslıtürk mezarlığında bazı isimsiz mezarların araştırılarak Zübeyir Hamit’in gömü yerinin bulunmasını talep etmişlerdi. “Kayıp” Zübeyir Hamit’in Piskobu Kıbrıslıtürk mezarlığında gömülü olabileceği yönünde bazı önemli bilgiler mevcuttu ve bu bilgileri değerlendiren Kıbrıs Cumhuriyeti İnsani İşler Komiserliği, bu mezarlıktaki 1974 sonrası mezarlık girişinde bulunan isimsiz bazı mezarlarda çalışma başlatmıştı…
Zübeyir Hamit’in trajik öyküsüne bu sayfalarda geniş yer vermiştik… Rahmetlik Hamit Yıldırıcı, Koloş’tan başlayan öyküsünü bize anlatmıştı ve aynı röportajda rahmetlik Ayşe Yıldırıcı teyzemiz de olup bitenleri aktarmıştı. Daha sonra onlarla birlikte Piskobu’ya giderek, Zübeyir Hamit’in son görüldüğü yerde, olası bazı gömü yerlerinde ve Piskobu Kıbrıslıtürk mezarlığında araştırma yapmıştık. İleri yaşlarına rağmen, sevgili oğulları Zübeyir Hamit’in gömü yerinin bulunabilmesi için onca yolu gelerek araştırmalara yardımcı olmaya çalışmışlardı.
Sevgili Ayşe Yıldırıcı’nın evlatçıklarının acısını paylaşıyoruz… O, “kayıp” oğlunun bulunup düzgün biçimde defnedilmesini göremedi, buna tanık olamadı… Ama biz bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve belki bir gün Zübeyir Hamit’in gömü yerini bulacağız… İşte o zaman belki tüm ailesi rahat bir nefes alabilecek… Işıklar içinde olasın sevgili Ayşe teyze... Nurlarda yatasın… Güzel evlatçıkların seni dün gözyaşlarıyla defnettiler… Biz seni kalbimize gömdük, Hamit amcayla birlikte – o da evlatçığının gömü yerinin bulunması için çok uğraştıydı… Şimdi bu miras evlatlarınıza kaldı – zaten Kubilay ve Cihan arkadaşlarımız, yıllardır bu konuda uğraş vermeye devam ediyorlar… Özellikle oğlunuz Kubilay, siz göçüp gitmeden kardeşçiğinin “kayıp” mezarının bulunması için canla başla çalıştı, her hafta bizi aradı ve bu işin peşini bırakmayarak, Piskobulara kaç defa giderek, İnsani İşler Komiserliği’ne de başvurarak siz evladınızın mezarına kavuşasınız diye çok uğraştı… Biz onunla ve Cihan arkadaşımızla elele vererek bu çabaları devam ettireceğiz…
Kayıplar Komitesi’nin “kayıtsız kayıplar”ı, resmi “Kayıplar Listesi”nde olan “kayıplar”dan ayrı tutmasının da hiç de insani bir durum olmadığına tekrardan dikkat çekmek istiyoruz. Bu konunun çözümü için iki toplum lideri Sayın Mustafa Akıncı ve Sayın Nikos Anastasiadis’in bir an önce bir uzlaşıya vararak resmi olarak “Kayıplar Listesi”ne konmamış, şu veya bu gerekçeyle resmi liste dışında tutulmuş, “known dead” (“ölü olduğu bilinen”) kategorisine sokulmuş veya herhangi bir kategoriye konmaksızın sonradan ek bir listeye eklenmiş olan tüm “kayıtsız kayıplar”ın, “resmi kayıplar”la eşit hale getirilmesi, onlar için de araştırma yürütülmesi ve kazı yapılmasının önünün açılmasını öneriyoruz. Bu konuda Sayın Akıncı ve Sayın Anastasiadis’e daha önce bu sayfalardan açık çağrıda bulunmuştuk ve “Kayıtsız Kayıplar”ın büyük dramını, geride kalan ailelerinin yaşamakta olduğuna dikkati çekmiştik…
Sayın Akıncı ve Sayın Anastasiadis, bir an önce Kayıplar Komitesi’nin bu konuda önünü açmalı ve varacakları prensip anlaşmasıyla ister “kayıtlı”, ister “kayıtsız” olsun, tüm “kayıplar”ı aynı kategoriye koyduklarını ilan etmelidirler. Kayıplar Komitesi’nin çalışmaları, iki liderin uzlaşısıyla ancak bu şekilde ilerleyebilir… Ve “kayıtsız kayıplar”ın yakınlarının acısı da bir nebzecik olsa dindirilebilinir…