1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Bir Kent'ten Öte: GAZİANTEP-3
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Bir Kent'ten Öte: GAZİANTEP-3

A+A-

Gaziantep'in özelliklerinden biri de onlarca Han'ın birbirine yakın şekilde geçmişten günümüze gelebilmesi. İpek Yolu üzerinde yer alması, birçok Han'ın bu bölgede inşa edilmesinde en büyük nedenlerden biridir. Selçuklu ve Osmanlı sivil mimari yapıtlarında önemli yeri olan han'lar tasarımlarına uygun olarak ticari amaçlı kervanların, seyahat halinde yolcuların, geceyi rahat ve emniyet içerisinde geçirebilmeleri için inşa edilmiş aynı zamanda hem misafirhane, hem de pazar olan, harp zamanlarında da erzak ve mühimmat ambarı olarak hizmet veren önemli yapılar olarak tarihe geçmiştir.

Günümüze kadar ulaşabilen han'lar aslında Gaziantep'in, nasıl bir ticaret merkezi ve ticaret kafilelerinin uğradığı bir kent olduğunu açık bir şekilde göstermektedir.

Gaziantep’te vaktiyle 31 Han mevcutmuş. Bunlardan bir kısmı yıkılarak yok olmuş, bir kısmı ise mimari yönden değişikliğe uğrayarak varlıklarını devam ettirmektedir. XIV. ve XV. yüzyıllarda yapılıp günümüzde eski fonksiyonlarını kısmen veya tamamen sürdüren hanlar; Şıra Hanı, Tuz Hanı, Paşa Hanı (Lala Mustafa Paşa Hanı) Mecidiye Hanı, Emir Ali Hanı, Anadolu Hanı, Kürkçü Hanı, Belediye Hanı, Elbeyli Hanı, Yeni Yüzükçü Hanı, Tütün Hanı, Hacı Ömer Hanı, Büdeyri Hanı, Millet Hanı ve Yeni Han’dır.

Bu arada 19.yüzyıl başlarında da inşa edilen hanlar da vardır ki bunlar arasında Bayaz Han, Şire Han  ve Gümrük Han, ziyaret edebilediklerim arasıda yer almaktadır.  Özellikle Bayaz Han'dan bahsetmek istiyorum çünkü burada hem öğle hem de akşam yemeğini alma şansını yakalamıştık.

20-mayis-2018-eralp-1.jpg

Bayaz Han:
Bir tütün tüccarı olan, o dönemde Gaziantep'in Hasankeyf tütününü kendine ait olan deve kervanı ile Mısır'a ihraç eden Bayaz Ahmet Ağa, Bayazhan'ı ortağı ile birlikte, Halepli mimar ve taş ustalarına yaptırmıştır. Yapımına 1905 yılında başlayıp 1909 yılında tamamlanmış. Birinci Dünya Savaşı sonrası İngilizler, Antep'i işgal ettiklerinde, Bayazhan'ı karargâh olarak kullanmışlar. Hanın bir bölümü ise Antep savunması yıllarında hapishane olarak kullanılmış. Gaziantep'te ilk sinema filmi Bayaz Han'ın büyük salonunda gösterilmiş olması da ayrı bir tarihsel not. Bayaz Ahmet Efendi tarafından yaptırılmış olan Bayaz Han’ın mülkiyeti 2005 yılında Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından alınmış.

Şehit Kadınlar Anıtı:

Gaziantep'e gitmeden önce yaptığım "nereler öncelikli" küçük araştırmamda yer alan ve ilgimi çeken görülmesi gereken yerlerden biriydi "Şehit Kadınlar Anıtı". Zaten Bakırcılar Çarşısı'na geldiğinizde böylesi yerlere yürüme mesafesiyle 5 dakikada ulaşabiliyor insan. Ben de öyle yaptım. Tabelalar zaten bu konuda çok yardımcı. Ve Boyacı Camii avlusunda yer alan anıtı kolayca buldum. Olayın tarihçesine baktığımızda, Kurtuluş Savaşı'nda kadınların da ön planda olduğu görülmektedir. Savaştaki ağabeylerine, eşlerine, babalarına yemek, kıyafet, su götürdüklerinde silahları onlar devralmışlar. O sırada kendileri savaşmışlar. Araştırmalara göre (TC) Genelkurmay Başkanlığı'na kayıtlı 83 kadın şehidib ismi belirlenmiş Antep savunmasında. Ve bu şehitlerin adları büyük bir anıt-kaide üzerine yansıtıldı.  Mütevazı bir anıt olan Şehit Kadınlar Anıtı'nın yükselen yapısının bir yanı onların isimleri, diğer yanı ise kadınların ve dolayısıyla Antep'in en önemli kültürel zenginliklerinden olan "Antep İşi"yle süslenmiş. Kurtuluş Savaşı sırasında 6 bin 317 Antepli şehit olurken, sadece resmi kayıtlara geçen 83 kadın da vatanı uğruna canını feda etmiş. Hayatını kaybeden şehitler gece karanlığında İhsanbey Cami yanındaki alanda defnedilirken, şehit olan kadınlar da Boyacı Cami’nde toprağa verildi. Bu nedenle şehit kadınları ölümsüzleştirmek adına tasarlanan anıtın Boyacı Cami’nin arka bahçesindeki alana yapılması kararlaştırıldı. Araştırma sonucunda 83 kadının isimleri belirlenirken, asıl sayının çok daha fazla olduğu da bu bilgilere ekleniyor. Anıt, Türkiye’de kadın şehitler için inşaa edilen ilk eser olma özelliği de taşıyor.

Bakırcılar Çarşısı:

Gaziantep'e gelip de "Bakırcılar Çarşısı"na uğramazlık edilemez. Çekiç sesleri arasında, ekmeğini her vuruşta terini akıtarak kazanmaya çalışan ustaları seyrederken, ucuza satılan böylesi bakır işlerinin, emeğin karşılığı ble olmadığını teslim eder insan. Loş bir küçük dükkan içerisinde kalaycı ustasının sigarasını tüttürürek yudumladığı çay'a bakarken, insanların yaşam için nasıl mücadele verdiğini apaçık şekilde görüyor insan.

Bakırcılar Çarşısında yer alan dükkanların yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 19. y.y. da yapıldığı düşünülmekte. Tek katlı dükkanlardan oluşan çarşı, hanlar bölgesi içinde yer almakta. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve ÇEKÜL Vakfı’nın hazırlamış olduğu “Bakırcılar Çarşısı Sokak Sağlıklaştırma Projesi” kapsamında 8 sokak ve 280 dükkan restore edilmiş.

Anadolu’da en çok kullanılan madenin bakır olduğunu da bu vesileyle öğrenmiş oluyorum. Bakır eşya, bakırdan ve pirinç diye tabir edilen bakır ve çinkonun karışımından elde edilen maddeden işlenerek yapılıyor. Antep bakır işlemesinin özelliği, yekpare olarak imal edilmesi, yani lehim ya da benzeri bir yolla birleştirme yapılmamasıdır. Ev, mutfak ve süs eşyası olarak kullanılan el işlemesi bakır mamüllerinin işlenmesinde çakma ve çizme diye bilinen basit işleme yönteminin dışında; sadece Antep'te yapılan bir başka yöntem daha vardır. Bir çekiç ve çelik kalemle işleme yapılan bu yöntemde bir tek parçanın işlemesi haftalarca hatta aylarca sürmekteymiş. Bu arada Antep insanı, bu eşyalara yöreye has adlar vermiştir: Sahan, tas, kazan, masere kazanı, seferiye tası, satıl, sini, paşa mangalı, ibrik, cezve, vazo, semaver, teşt, tarak kabı, kil leğeni... Eee böylesi yerden bir hatıra almak da şart.

Ben bakır işlemeli bir kahve fincanı ile yanında ikram için kullanılan küçücük bir de lokumluk aldım. Antep'e gidecek olanların "hatıra" alışverişlerini Bakırcılar Çarşısı'ndan yapmasını tavsiye ederim...

Bu yazı toplam 2686 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar