1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Bir Konferans : ‘Mavi Vatan’, Yani Hidrokarbonlar …
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Bir Konferans : ‘Mavi Vatan’, Yani Hidrokarbonlar …

A+A-

Hafta başında, Bahçeşehir Kıbrıs Üniversitesi Deniz Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin, Türkiye’den Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu, Milli Savunma Üniversitesi Deniz Harp Enstitüsü, Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi ve Mersin Ticaret Odası ile birlikte «Doğu Akdeniz’de Mavi Vatan ve Mavi Ekonomi Paneli» düzenledi. Tam gün süren panelde on beş bildiri sunuldu ve tartşıldı.

Panelin konu başlığı çok da söylemese bile, tartışmaların özü Doğu Akdeniz’in hidrokarbon kaynakları ile ilgiliydi; ‘Mavi Deniz’ hidrokarbnon yatakları, ‘Mavi Ekonomi’ de hidrokarbon yataklarının ekonomisi… Konuşmacılar arasında ‘Mavi Vatan’ kavramının yaratıcısı ve geliştiren beyinleri de  ardı. Panelde sunulan bildiriler konuyu değişik boyutlardan ve bilimsel yaklaşımlarla irdeleyen içeriğe sahipti. Paneli organize edenler ve bildirileri sunanlar kutlamayı hakediyor…

Bazı bildirilerin içeriği konusunda ideolojik yaklaşımlar olmadığı söylenemez, devletin resmi siyasetinin doğrultusunda olmadığı da söylenemez; buna takılıp bildirileri kabullenmemek doğru bir yaklaşım da olamaz… Bir siyaset ve ideolojiye aidiyet olsa da, içerikte her siyaset ve ideolojinin yararlanabileceği çok zengin bilgiler vardı. Ve teslim etmek gerek ki Türkiye hidrokarbonlar konusunda çok yönlü akademik çalışmalar yapıyor, bilimsel veri tabanı üzerinden siyaset geliştiriyor. Donanmacılar da bu bilimsel veri tabanı üzerinden geliştirilen siyasete önemli teknik katkıyı koyuyor. İki sondaj gemisine büyük yatırım yaparak kendi sondaj gemisine sahip on devletten biri konumuna gelen Türkiye’nin, ekonomik boyutu çok büyük ve etkili olan hidrokarbonlar konusundaki siyaseti, tüm diğer iligilenen tarafların siyaseti gibi, egosentrik olsa da belli ki bu siyaseti şekillendirmek için akademik çevrelerden fikri katkıyı ve donanmadan da birikim zenginliğini kullanıyor. Panelin içeriği çok nitelikli, panelin yarattığı izlenim ise etkileyici; belli ki Türkiye işi çok sıkı tutuyor, koparmaya azimli…

Panelin Kuzey Kıbrıs’tan izleyicileri… Çok az… Özel davet aldıkları için gelen katılımcılar ve siyasi makamlar, ilk fırsatında panelden ayrıldı… Ben özel davetli değildim; duydum, öğrendim, genel davet de olduğu için katıldım; tam gün ve sonuna kadar… Kıbrıslı Türkler’in de duyması gereken çok önemli konular konuşuldu, çok değerli bilgiler paylaşıldı, çok nitelikli tartışmalar yapıldı. Çağdaş dünyada artık yaygın olarak kullanılan Kozmopolit Diplomasi, Dijital Diplomasi konuşuldu; uygulamaların doğru ve yanlışları, eksiklikleri konuşuldu. Doğu Akdeniz‘deki hirokarbon yataklarının büyüklüğü, verimliliği, tüketici pazarlarına ulaştırmanın ekonomik yolu yöntemi konuşuldu… Su deyip de geçmemek gerek, yakın gelecek için suyun hidrokarbonlar kadar önemli olacağı bilimsel tarz ile paylaşıldı.

Kıbrıslı Türklerden kimlerin orada olmasında fayda vardı ? Bu bilgilere sahip olması gereken siyasiler, hele ki genç siyasiler… İlla ki seçilmiş siyasiler değil, Kuzey Kıbrıs siyasetinde yer tutan siyasilerden önemli bir katılım olmalıydı… Açılışa Bayındırlık Bakanı katıldı; konu ve içerik aslında Dış İşleri Bakanı’nı da ilgilendiriyor. Hade Bakan ayrı ve özel bilgilendiriliyor diyerek onun gelmemiş olmasına kılıf bulunsun ama Dış İşleri kadroları ve özellikle meslek memurları orada olmalıydı… Yurtdışında temsilcilik yapan ve yapacak olan kadrolar orada olmalıydı… Kıbrıslı Rumların kendi egosentrik siyasetinde çok yoğun ve derin bilgiler kullandığı hidrokarbonlar konusunda yurtdışında Kıbrıslı Türkleri hak ve çıkarlarını koruyacak kollayacak bilgilerle donanmış olan Dış İşleri meslek memurlarına ihtiyaç vardır.

Panelde sunulan bildiriler daha sonra kitaplaştırılacakmış; ordan okuyup öğrenme gibi bir mazaret ileri sürülebilir. Canlı dinlemek, tartışmaları duymak, sormak daha öğreticidir; kaldı ki ve samimi olarak söylemek gerek, okuyacakları da inandırıcı değil. Ve işin kestirme tarafı, «Türkiye’den bu bilgi notu alır, muhataplara aktarırız» oluyor. Konuyu iyicene kavrayıp, öğrenmeden ve bilmeden kullanılan bilgi notları, karşılaşılan ilk soruda yetersiz kalır; muhatap da Rumlardan duydukları ile tatmin kalır. Ne yapılması gerekiyor? Dış İşleri Bakanlığında bir Enerji Birimi oluşturmak ve literatür toplamak, bilgi biriktirmek, böylesine panellere katılıp konunun uzmanlarından dinlemek ve onlarla tartışmak, iletişim kanalları yaratmak gerekiyor. Bu birim, bakanlığın Enerji ve Hiddrokarbonlar konusunda siyaset üretmesine, hükümetin ve devletin bu siyaseti yaymasına, dış temsilciliklerin de bu siyaset doğrultusunda lobi yapmasına yarayacak.

« Oturmuşum yatağa / ben beni düşünürüm / Karanlığın rengini bilmem / Aydınlık ne demek » diyen bir şarkı var; Kuzey Kıbrıs siyasetinin hidrokarbonlar konusundaki hikayesi gibi… Türkiye mi?! Gerçekten konuyu üç boyutundan da çalışıyor. Ürettiği siyaseti eleştirmek olası ama siyasetini bilimsel veri tabanını kullanarak üretmesi, benimsenmese bile, doğru bir tarz… Bu bilimsel veri tabanından siyaset üreten siyasiler değişebilir, değişik siyasetlere kararlar verilebilir ama hepsinin temelinde kullanılabilecek bilgiler oluşturulmuş, bilgi birikimi yaratılmış. Maharet bilgileri ve bilimi siyasette doğru kullanmaktır ama asıl maharet siyasetin bilimsel veri tabanı oluşturulması için kararlı olmasıdır. İkincil maharet de üretilen bilgileri öğrenemk… Böylesine konularda bilgi notu ile siyaset yapmak yol aldırmaz…

Çok güzel bir paneldi… Tam gün, on beş sunum; izleyici için de kolay değildi… Neyse ki panelin kapanış konuşmaları da yapıldıktan sonra ve sunum yapanlarla izleyiciler gitmek üzere ayağa kalktığı sırada UBP Başkanı’nın az önce salona gelmiş olduğu ananos edilip kürsüye konuşmaya davet edildi de onun kendi tarzındaki konuşması yorgun yüzlerde müstehzi tebessümler oluşturdu… Konuşmacının kapalı salonda mikrofon ile konuştuğuna dikkat etmemesinin kulak zarına işkence olacağı deneyimi de bir kazanım oldu… Bu bilimsel panelde, kapanış konuşmaları da yapıldıktan sonra ve programda yer almamasına rağmen, organizasyonda yer alan bir partili maharetiyle UBP başkanının konuşmak üzere kürsüye çağrılması ne kadar doğru olduğuna panelin düzenleyicileri karar versin, ortganizasyon heyeti düşünsün… Gölgenin vücudu karartığı bir durum…

       

Bu yazı toplam 2152 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar