Bir Köyün Anatomisi...
“Anatomi” dersi hangi alanda görülür diye soracak olsak eminim birçoğumuz “tıp alanında” diyecektir ki, bu böyledir. Bu toprağın bağrından doğmuş, yoğrulmuş, okumuş ve bazı nedenlerden dolayı maalesef yaşamını, bilgisini, becerisini bu toprklarda ete kemiğe büründürme açısından olanak bulamayıp yurtdışında yaşayan nice değerli insanlarımız var. Zaman zaman bu isanlarımızın başarılarını medya aracılığıyla duyduğumuzda yüreğimiz bir başka olur. Tanıyıp tanımamak önemli değildir. Buralı, bu topraktandır ya... gerisini boşverin...
Dr. Bilgin Ergene, bu topraklardan yetişmiş birçok değerli doktorlarımızdan biri. Ama o da, mezuniyeti sonrası kendi yurdunda mesleğini icra etmek için ne kadar uğraşmışsa olmamış, bu ada’ya daha yakın bir yer bulmak adına, yaşamını ve mesleğini 31 yıldır Konya’da, “Konya Doğum Evi”nde sürdürmektedir. Aradan 31 yıl geçmiştir ama Ergene doktor, ne yurdunu ne de doğup büyüdüğü köyü Abohor’u unutmamıştır. Adı Cihangir olarak anılsa da onun yüreğinde hep “Abohor-Cihangir” olarak varlığını sürdürmüş, kendini bu toprağa ve insanına borçlu hissetmiştir.
Dr. Bilgin Ergene, kendi köyüne ve insanına duyduğu, hani hepten kaybetmeye başladığımız “vefa borcunu”, kalıcı ve çok değerli bir çalışmasıyla ödeme yoluna gitmiş. Çıkardığı iki ciltlik “Bir Köyün Anatomisi, CİHANGİR-ABOHOR” çalışmasında müthiş bir belge sunmakta bizlere. “Monografik” bir çalışma olarak değerlendirebileceğimiz “...CİHANGİR-ABOHOR”, bu alanda pek fazla yapılmayan çalışmalar içerisinde önemli bir yer edinmiştir. Şunu her zaman dile getirmekteyiz. Toplumsal bellek adına sözlü tarih çalışmalarında olduğu kadar, köy bazında yapılacak ve elde edilen her detayla zenginleştirilebilecek bu tip “monografik” çalışmalar, Kıbrıs Türk kültürünün geleneği, sosyal yaşamı, kültürü açısında büyük önem taşımaktadır. Dr. Ergene, bu çalışmasında birçok konunun araştırmasını yapmış, ada’ye her geliş gidişinde topladığı “kırıntı” bilgilerden çok detaylı bir eser ortaya çıkarmıştır. Abohor isminin Osmanlı döneminden bu yana varlığını sürdürmesi, kelimenin nereden geldiği konusundaki varsayımlar, köyün futbol takımının oynadığı alanlar, Bozkır sözlüğünde yer alan ortak kllanım kelimelerimiz, köyün renkli simaları, 2. Dünya Savaşı, Mücahitlik, TMT dönemlerinde köyde yaşananlar, düğün ve diğer gelenek göreneklerin köyde nasıl uygulandığı, köy sakinlerinin fotoğraflarından derlenen albüm gibi birçok konu yer almaktadır.
Beni en çok etkileyen araştırmalarından biri, Ermenek’te yaptığı ve Bozkır sözlüğü içerisinde yer alan, bizlerin de kullanmakta olduğumuz sözcüklerin varlığı oldu. Bunlar arasından örnek vermek gerekirse:
“Aba-Abla, Babıç-Pabuç, Bışgı-Bıçkı, Böcü-Böcek, Bulli-Tavuk, Bön-Salak, Cayma-Vazgeçme, Çıngar-Kavka gürültü, Cukka-Haksız Olma, Furun-Fırın...”
İki ciltte toplam 20 bölüm yer almaktadır ve her iki cildin toplam sayfa sayısı 675’tir.
Söz konusu bölümlere geçmeden önce bu çalışmanın mutlaka kendi kültürüne düşkün olan insanlarımızın arşivinde yer alması gerektiğini vurgulamak isterim.
Kalemine sağlık sn Ergene.
Bölümler:
“Köyümüz Cihangir-Abohor, Köyümüzün Eski Karakterleri, Abohor’da Zor Dönemler, Günlük Yaşamdan, Zor Yıllardı Ama Özlememek Elde Değil, Kerpiç Duvardaki Eski Resimler Ve Düğün Resimleri, Efsaneler, Doğa Çevre Katliamı, Çocukluk Korkularımız, Köyümüzün Unutulan ve Devam Eden Meslekleri, Tam Kurtulduk Derken Çıkarma Günleri, Eskiden Abohor’da Özellikli İşler Nakliye, Eski Ölçü Birimleri, Kısa Hikayeler ve Hayali Hikayeler, Fotoğrafların Dili, Abohor’da Kıbrıs Sözcükleri ve Deyimleri, Çocukluk Oyunlarımız, Abohor’da Eski Değerler, Eski Abohor Albümlerinden Siyah Beyaz Kareler, Çeşitli Konular-Köylülerimizden Anılar-Abohor’dan Kalıntılar, Son Durak Sokak.”