1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Bir kusurcuğu var
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Bir kusurcuğu var

A+A-

Ne demişti dünya şairi, Bertolt Brecht…
“Bilir uçmasını, öldürmesini, insan dediğin.
Ama bir kusurcuğu var;
Bilir düşünmesini de…”

***

İki ayrı açıklama okudum, birkaç saat arayla, Kıbrıslı Türkleri temsilen seçtirilen Ersin Tatar'dan.
Biri, alıştığımız tonda...
Kıbrıs adasında ortak bir tarihi ve kültürü paylaştığımız, geleceği birlikte inşa edeceğimiz Kıbrıslı Rumlara yönelik nefret kusuyor.
“Barış” dileyerek (!)
Bir diğerinde, askeri ziyaret ediyor, kahramanlık nutukları atıyor.

***

Son dönemde tam da “tutarsızlık denizi"nde çırpınıyor liderler…
Onlar çırpınırken biz boğuluyoruz.
Tatar hem “iki ayrı devlet” diyor misal, hem “garantörlük.”
Devlet “ayrı” olacaksa, “garantör” neyin nesi?
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin "garantörü" var.
Çünkü ortak bir Anayasa var orada...
İki kurucu toplumu var devletin…
Eğer “ayrı bir devlet” olacaksa...
Ortaklık falan da yok...
Neyi "garanti" edecek Türkiye?
Ha eğer Kıbrıs Cumhuriyeti'ni garanti edecekse, o devletin yasakladığı “ayrı devlet” nasıl olacak peki?

***

Peki ya Anastasiadis?
Tek yanlı müdahale hakkı”na karşı çıkarken Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşü öneriyor!
Bu hak orada yazıyor zaten…

***

Neyse…
Dünya Barış Günü'nü kutlayan bir mesaj yayınladı Tatar ve sonra, Kıbrıslı Rumların silahlandığından söz etti, tatbikatlardan…
Kolordu'yu ziyarete gitti ardından…
"Türk askeri Kıbrıs'tan gitmeyecektir" dedi.
Savaşın dili ve anlatısıyla barış diledi, askersizleşme yerine asker istedi.
“İki ayrı devletin işbirliği” kafiyeli bir çözüm önererek Türkiye’nin “garantörlük” hakkını ortadan kaldıran kendisi değilmiş gibi “birileri Türkiye’nin garantörlüğünden rahatsız” deyiverdi.

***

“Kutsal bir korku” yarattılar.
Barışı askerle, silahla, topla, tüfekle eşleştiriyorlar.
"Askersiz bir Kıbrıs" isteyene de “düşman” gözüyle bakıyorlar.

***

Bu ülkede hiçbir genç askere gitmek istemiyor.
Zorla alıyorlar o nedenle!
Hatta parası olan üzerinden dünyaları ödüyor gitmemek için...
Ama halen "tek bir asker" gitmeyecek diye, hem de Barış Günü'nde mesaj veriyorlar.
“Gönüllü” yapsalar, doğrudur, tek bir(i) asker gitmeyecek (!)

***
Demokrasi, kimlik, haysiyet, irade yitimi yetmedi.
Aklımızı da yitiyoruz git gide...
Ahhh canım ülkem!
Gün gele düşünmesini de bilen insanlara emanet et bizi…

Bu yazı toplam 1602 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar