‘BİR LEFKOŞA HİKAYESİ’ RAFLARDA
Cenk Mutluyakalı’nın fırsat vermesi ve beni cesaretlendirmesiyle ilk köşe yazımı 16 Aralık 2015 tarihinde Yenidüzen Gazetesi’nde yazmıştım. Bu ilk köşe yazısının üzerinden yaklaşık 5 yıl kadar bir süre geçmiş.
O gün bana genç bir mimar olarak cesaret verdiğinden dolayı Cenk Abi’ye teşekkürü borç bilirim. Dahası, yazılar biriktikçe Cenk Abi beni daha da cesaretlendirmiş ve bu yazıları kitap haline getirme fikrini aklıma sokmuştu.
Çok zordu ilk zamanlar yazmak. Özellikle de yazım yanlışlarını kontrol etmekle geçerdi Salı günlerim. Tekrar tekrar okurdum. Yetmezdi, arkadaşım Uluç Çağrı Kabataş’ı da sıkıştırırdım. Yazıyı 1 kez yazar, 10 kez okur ve ardından da arkadaşlarıma sürekli kontrol ettirirdim.
Bugün okuduğunuz köşe yazısı ile birlikte 158 adet köşe yazısını her hafta okudu, yanlışlarını düzeltti ve dahası bana imla kurallarını tekrar hatırlattı Uluç Çağrı Kabataş. Kendisine bundan dolayı teşekkür ediyorum.
Bu 5 yıl boyunca yazdığım tüm köşe yazılarında gündelik konularla ilgili görüşlerimi olabildiğince geride tutmaya çalıştım. Özellikle Lefkoşa, belediyecilik ve mekan ile ilgili araştırmaya odaklandım. Dünyadaki başarılı vizyon örneklerini ve bunları bizim ülkemizde nasıl uygulayabileceğimizi yazmaya çalıştım.
Burada sizlerle paylaştığım çoğu köşe yazısını adeta bir yüksek lisans araştırma tezi gibi çalıştım. Bir mimar olmanın da verdiği avantaj ile bu ülkenin geri kalmış meydanlarını, yollarını, kamusal alanlarını ve derelerini ele aldım.
Bu süreçte;
DEREBOYU DERESİ’ni hayal ettik birlikte hep beraber. O kadar bir inandık ki benim gibi pek çok insan gözünü kapattığında kendini Kanlıdere’de yürüyüş yaparken gördü.
LEFKOŞA KENT ORMANI’nda bazılarımız kendini piknik yaparken hayal etti, bazılarımız ise yoga. Ama çoğumuz bu kent ormanına ihtiyacımız olduğuna inandık.
KADIN ÖZNESİNDE KENTİ TASARLAMAK isimli köşe yazısını paylaştım sizinle. 8 Mart tarihine farklı bakış açısı ile yaklaşmayı denedim. Viyana örneğinden yola çıkarak şehrimizi, yaşadığımız kamusal alanları ve yolları değiştirmemizin toplumsal cinsiyet eşitliği için ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaya çalıştım.
AĞAÇLARIN BİNALARDAN YÜKSEK OLDUĞU KENTLER köşe yazısı ile sokakları ağaçlandırarak gelecek nesillere daha yaşanabilir şehirler bırakabileceğimiz savundum.
Bu vizyonlar ve daha birçoğunun oluşturduğu 158 adet köşe yazısını düzenledik, derledik ve Bir Lefkoşa Hikayesi başlığı altında basımını tamamladık. Zor ve emek isteyen bu sürecin sonunda, bu Cumartesi günü saat 18:00’de, kitabın tanıtımını Hotel Valide Hanım Konak’ta yapacağız ve bir nevi bu uzun sürecin sonunu kutlayacağız.
Bu süreci tamamlarken, özellikle 5 yıl boyunca yazılarımı bıkmadan ve usanmadan okuyan, düşünce ve yorumlarını bana ulaştırmaktan çekinmeyen ve en önemlisi bu vizyonları benimle paylaşan Yenidüzen Gazetesi okurlarına teşekkürü borç bilirim.
Bu yazı bir teşekkür yazısıdır.
Teşekkür ederim.