Seçim bitti.
Yeni arayışlara rağmen siyasetin iki ana omurgası CTP ve UBP ağırlığını korudu.
İkisi de kendini sorgulamalıdır.
UBP’de “hesaplaşma” başladı bile!
Partiler şu sorulara yanıt bulmalı:
“Ocak, bucak, ilçe, merkez, meclis denen yapılar proje üreterek hayatı mı iyileştirecek yoksa kişileri mi?
Siyaset mi büyüyecek hizip mi?
Partileri yerine kendilerine çalışanlar ne olacak?”

*  *  *

LEFKOŞA'da eğer CTP aday gösterseydi, Harmancı zor kazanırdı.
Bu bir “gerçek”tir.
Ama asla “lütuf” değildir...
DAYANIŞMACI siyaset doğru karardı, doğru sonuç üretti.
Bir söz de sevgili Harmancı'ya: Ne yap ne et, yeni döneme Lefkoşa'yı yeniden temizleyerek başla!

*  *  *

GÜZELYURT seçmeni mesajını net verdi: Sayın Özçınar, güzel bir veda için 4 yılın var!

*  *  *

Ve Girne...
Ah keşke Sümer Aygın da “veda”yı becerebilse!
Nasıl bir hırs, ihtiras, ego bu?
Kendi siyaset tarihinin hüsranını yaşamakla kalmadı, mevcut başkana altın tepside ikram yaptı.
İyi ki Girne, çok seneler sonra “gülmeyi bilen çocuklar”la tanıştı.
Siyasetle bağını kopartmış gençlere, yeni ufuklar doğsun diye daha çok alan açmalıyız.
Her yerde!

*  *  *

Mağusa için üzgünüm.
UBP ve CTP...
Ve “alternatif sol”...
Ve “öteki sağ...”
Hepsi de yeniden ve yeniden düşünmelidir.
Kime sorsanız, öteki suçlu.
Şarkı yine o aynı şarkı galiba:
Masum değiliz hiç birimiz, aslında.

*  *  *

YEREL seçime noktayı o gece gece yarısı “Lefkoşa konvoyu” koydu.
AKP bayrakları, Erdoğan şarkıları...
Camdan sarkan entegrasyon!
Bu ülkenin kuzey yarısını Kıbrıs yapmalıyız yeniden!
Yoksa…
“KKTC” dediğimiz yapı bir “belediye”ye dönüşecek gitgide!
Başına da “muhtar” yetecek.
Bir maaş, bir masa, bir de dil…
Pulları yapıştırsın diye!