1. YAZARLAR

  2. Fayka Kişi

  3. Bir MUCİZE aslında
Fayka Kişi

Fayka Kişi

Bir MUCİZE aslında

A+A-

 

Hep aynı şeyler, aynı sözler, aynı haykırışlar…
Oysa giden 3 genç insan…
Yola mı kabahat bulmak lazım, yoksa onu hatalarla dolu yaptıran devlete mi?
Yoksa karşı şeritten üstlerine uçan sürücüye…
Bir de yas ilan edelim…
Sosyal paylaşım sitelerinde isyan edelim, profillerimizi siyaha bürüyelim…
Haykıralım, sövelim, ardı ardına küfür de edelim, tutmayalım kendimizi…
Ama giden geri gelir mi, yüklerine ateş düşen ailelerin acısı diner mi, yarım kalan hayatlar tamamlanır mı?
Geride kalanlara ‘zaman’ ilaç olur mu?
Gözlerindeki ışıklar, kahkahaları, sesleri unutulur mu?
Yarınları olur mu artık?
Evet isyan edelim, yas da ilan edelim ama sonuç HİÇ…
Bugün yazarız, isyan ederiz, yarın da yazarız belki 1 hafta daha, sonra, sonrası yok işte…
Şimdi bir çılgınlıktır da gidiyor, ‘polisi’ suçluyoruz, ceza yazıyor diye ve ihbar ediyoruz, polisi diğer sürücülere, hem de bunu direksiyon başındayken yapıyoruz.
Çeşit çeşit siteler, uygulamalar ile paylaşıyoruz.
Yapılan hataya 10 ekliyoruz, hem kendi canımızla hem başkasının canıyla oynuyoruz.
Trafik kuralları varsa buna niçin uymuyoruz? diyemiyoruz!..
Polis radar tutar diye polisi suçlamak yerine HIZ yapmayınız!
Evet polis her durumda haklı değil ama siz de üzerinize düşeni yapınız…
Yollar, ah o yollar…
Ancak bir asfalt dökülüyor, ne bir uyarıcı levha gerektiği kadar, ne bir koruyucu, ne bir ışıklandırma, ‘ÖLDÜR’ beni diye çağırıyor adeta…
Sonra da cenaze törenlerimizin ‘töreni’ yapılıyor aslında, açılışlarında, kurdellalar kesiliyor.
Girne-Lefkoşa anayolu mesela ne kadar güvenli?
Her an bir insan bir hayvan atlayacak diye ödümüz kopuyor.
Yanmayan ışıklandırmalar sayesinde ‘korku filmi’ yaşıyormuşuz gibi oluyoruz.
Yapılan abuk subuk çemberler, tali yollar, reklam panoları ve daha niceleri…
Suçu günahı olmayan birçok insan toprağa veriliyor.
Ve bu yollarda halen ‘YAŞIYOR’ olmak bile bir mucize aslında…

----------------------------------
 

DAÜ VYK atandı

DAÜ Vakıf Yönetim Kurulu üyeleri atandı. Bir süre önce eski üyeler istifa etmiş, gözler hükümet tarafından atanacak üyelere çevrilmişti.
Bakanlar Kurulu’nun DAÜ VYK’ya atamaları gerçekleştirildi. Atamaya yönelik karar 16 Ocak 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı.

İşte DAÜ VYK üyeleri:
İsmail Arter (Başkan)
Dr. Mehmet Faydalı (Üye)
Hayri Orçan (Üye)
Ata Samioğlu (Üye)
Doç. Dr. Hasan Alicik (Üye)
Av. Saffet Mehmetalioğulları (Üye)
Osman Pekineli (Üye)
Prof. Dr. Rıza Ayhan (Üye)
Prof. Dr. Hamza Kandur (Üye)


-----------------------------------


TAK’a atama…

Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) Yönetim Kurulu üyeliğine Dr. Bekir Azgın atandı. Bir süre önce Bekir Azgın’ın TAK üyeliğine atanacağı konuşulurken, Bakanlar Kurulu bu yöndeki kararını 15 Ocak 2014 tarihinde aldı.
Aydın Akkurt’u görevden alan Bakanlar Kurulu yerine, Dr. Bekir Azgın’ı atadı.
TAK’ta bir süreden beridir devam eden sorunların yeni yönetimle aşılması beklentisi var.

----------------------------------
 

Göktaş görevden alınıyor

Spor Dairesi Koordinatörü Sülayman Göktaş’ın bugün görevden alınması bekleniyor. Göktaş’ın yerine atanacak ismin belli olduğu kısa bir süre sonra yeni koordinatörün ataması yapılacağı öğrenildi.

-----------------------------------
 

YORUM

Araç mı kullanıyoruz ‘sosyal medya’da sohbet mi ediyoruz?

“Sanırım bazen sorunlar altımızdaki Toyota Vitz'leri uçak, Mercedes, Bmw ve Range Rover'leri de kağnı sanmamızdan kaynaklanıyor...

Yolda önümüzde giden araç ağır ağır giderse ona söylemediğimizi bırakmıyoruz, hele de acelemiz de varsa...Uff akrabalık dereceleri tavan...!!
Ya da tam tersi alıyoruz kapasitesi ve sağlamlığı zaten belli aracığımızı, 13 at 15 at (Kıbrıs'lı deyimiyle) ana yolda lab ortamında "crash test" yaparcasına, uçuyoruz...Ne kelime? Başka arabaların da üzerine konuyoruz!!!
Devlet ortaya bariyer yapmadı, tamam; yolu yeterince aydınlatmadı o da tamam, çukur dolu yollarda lastik, jant parçalayan, amortisör patlatan araçlar.. Anayola tecavüz eden çemberli kavşaklar... Yolda rögar kapaklarına düşmemek için zigzaglar çizen ve bu arada diğer araçlarla burun buruna gelenler...Hepsi tamam da acaba yeterince trafik kültürümüz var mı?
Kemerimiz önümüzden bağlı mı? Yoksa arkamızdan mı geçiyor, sırf araç ötmesin diye... acaba koltuğu mu yaşama bağlıyor o kemer?
Aracı mı kullanıyoruz yoksa araba giderken "sosyal medya"da sohbet mi ediyoruz, mesaj mı atıyoruz... Gözümüz yolda mı, yoksa telefonda ziller eşliğinde gelen "öpücük", "gülücük" ve "smiley"lerde mi?
Önümüz boşken arabayı yasalar çerçevesinde hızlandırıp arkamızdaki araçların yolunu açıyor muyuz? Yayaya yol veriyor muyuz, yoksa yaya yola atılmasın bize vakit kaybettirir diye yaya geçidinin yanında daha mı gaza abanıyoruz?
Hatta bu işlere o kadar uzağız ki "alışmamış yerde ... durmaz" misali iki bayanın birbirlerine yol verirken araçlarını nasıl kafa kafaya çaktıklarını görmüşlüğüm bile vardır.
TURKCELL, Mürksel bize üst geçit yapmış... Biz altından geçeriz, yani yoldan... Varsın göbek ve kalçalarımızdaki "mayonezler" , "Şeftali Kebapları" yerinde dursun... O kadar merdiveni kim çıkıp inecek arkadaş?!! Devlet de diyor ki: "Biz buraya bir de kamera koyalım, ne olur ne olmaz, en azından aracın insana yapacağı darbenin şiddetini hafifletmiş oluruz"
Gençler de bu arada "Zelo" yapmış, dikkat etsinler yola dikkati kaçırmasınlar, trafik kurallarına uysunlar da gerisi pek de önemli değil...Şahsen dünya vergi alıp yol yapmayan devlete ne kadar karşıysam, yol kesip, pusu kurup, saklanıp "iş yapmaya" çalışan ve olmadık bahanelerle bazen yalana da başvurarak ceza yazmaya kalkan polise de o kadar karşıyım.”
Raif UZKAN’ın kaleminden…

Bu yazı toplam 2683 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar