"Bir nesli kaybettik"
2020’nin Mart ayından beri ekran karşısında olan öğrenciler, sürecin sonuna geldi. Geride kalan eğitim yılı sendikalar tarafından ‘kayıp yıl’ olarak adlandırılırken, bazı eğitim bilimciler ‘Bir neslin kaybolduğunu’ ifade etti.
Fehime ALASYA
Pandemide en çok etkilenen alanlardan biri olan eğitimde 2020-2021 eğitim yılının sonuna gelindi. 2020’nin Mart ayından bu yana ekran karşısında olan birçok öğrenci, sürecin sonuna geldi. Geride kalan eğitim yılı sendikalar tarafından ‘kayıp yıl’ olarak adlandırılırken, bazı eğitim bilimciler ‘bir neslin kaybolduğunu’ ifade etti…
Eğitimde var olan kayıplara yenilerinin eklenmemsi için bütünlüklü ve istikrarlı çözümün gerekliliğini savunan sendikalar, ‘yeni dönemde okulların yüz tüze eğitime açılması için var gücümüzle çalışmalıyız’ görüşünü paylaşırken, geride kalan eğitim yılında kayıpların neler olduğunun da araştırılması gerektiğini belirtti.
Hükümetin bu yönde bir çalışması bulunmadığını dile getirerek, hemen gündeme alınmasının önemine değinildi.
Çocukların kayıplarının sadece akademik olarak değil, psikolojik açıdan da değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
“Bir neslin kaybedildiğini” savunan Eğitim Bilimci - Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten, bu kaybı gaile edinen yönetim anlayışının da bulunmadığını belirtirken, sendikalar, yeni eğitim yılı için çok sıkı çalışma yapılması gerektiğini vurguladı.
Eğitim Bilimci - Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği (KEAB) Başkanı Salih Sarpten:
“Bir nesli kaybettik, daha da acısı bu kaybı gaile edinen yönetim anlayışının olmamasıdır”
“Bir nesli kaybettik.” diyen Eğitim Bilimci KEAB Başkanı Salih Sarpten, ortaya konulan ciddi araştırmalar neticesinde eğitimde en az 2 yıl gerileme olduğunu gördüklerini anlattı. Bu nedenle bir neslin kaybedildiğini ifade etti.
Sarpten, en can alıcı noktanın ise ‘bu kayıpların giderilmesini dert eden, plan, program yapan, politika güden bir bakanlığın olmamasıdır’ dedi.
Kayıpların nasıl giderileceğine ilişkin uygulamaları kimsenin tartışmadığını anlatan Sarpten, velilerin de bu konuda baskı unsuru olmaya çalışmasının anlamlı bir adım olduğunu ifade etti.
Yeni eğitim yılının 1 Eylül’de açılacağı açıklamalarını da değerlendiren Sarpten, bu kayıpların sadece akademik yönde düşünülmemesi gerektiğini anlattı.
“Telafi için verilen süre yeterli değil, telafi içeriği hazır değil”
Sarpten, özetle şu ayrıntıları paylaştı:
“Çocukların sosyallikleri de geriledi, bu alandaki kayıplar çok fazla. Önce onlara kitap okumayı sevdirelim, sosyalleşmelerini sağlayalım, tiyatrolara, sinemalara götürelim, akabinde dil bilgisi becerilerine yöneliriz. Çocuklarımı teknoloji bağımlılığına teslim ettik. Sadece bu konu bile destek ve telafiyi çok fazla gerektirir. Dezavantajlı öğrencilerimize yönelik ihmal ve istismar bu süreçte devam etti. Sıkıntılarını öğretmenine anlatan çocukların artık derdini anlatacak kimseleri yok. Telafi için verilen süre yeterli değil, telafi içeriği hazır değil. Bir nesli kaybettik, daha da acısı bu kaybı gaile edinen yönetim anlayışının olmamasıdır.”
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Ozan Elmalı:
“Eğitim artık görmezden gelinemez, kayıplar bir nebze de olsa telafi edilmeli”
Eğitimde kayıp bir yılın geride kaldığını dile getiren Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Ozan Elmalı, “Geçtiğimiz döneme çok iyi hazırlanamadık ve bu yılı istediğimiz bir noktada geçiremedik. Bundan ders çıkarmamız gerek. Bunu artık es geçemeyiz.” dedi. Kalıcı kayıpların ortaya çıktığını anlatan Elmalı, önümüzdeki yıl, oluşan kayıpların giderilmesi ve yeni kayıp oluşmaması için tüm paydaşlar ile hükümetin hatta tüm bakanlıkların seferber olması gerektiğini anlattı.
“Pandeminin önümüzdeki yıl da devam edeceğini öngörürsek, toplam kayıpların artarak devam etmesi geri dönüşü olmayan bir noktaya sürüklenecek.” dedi.
“Eğitimin es geçilmesi uzun vadede ciddi kayıplara neden olacak”
Hükümetin sağlıktan sonra eğitimi gündemine alması gerektiğini yineleyen Elmalı, eğitimin es geçilmesinin, uzun vadede genel anlamda ciddi kayıplara ulaşacağını anlattı.
Kayıpların giderilmesiyle ilgili bir çerçeve oluşturulup detaylandırılması gerektiğini belirtti.
Bu bağlamda, toplantılar yaptıklarını kaydeden Elmalı, ilerleyen süreçte Eğitim ve Sağlık Bakanlığı’nın da bu sürece dahil olması gerektiğini kaydetti.
Elmalı, şöyle devam etti: “Eğitim artık görmezden gelinemez, bu toplumu çoklu sıkıntıya sokacak. Diğer sendikalar ve Tabipler Birliği ile çalışıyoruz. Toplu taşımadan, çocukların psikolojisi, sosyalliği, eğitim içeriğine dek pek çok konuyu ele alıyoruz.
Temel olarak yüz yüze eğitimin başlamasından yanayız. Bu sayede, devamlılıkla ve doğru prosedür ile kayıpları bir nebze de olsa telafi edebiliriz. Bize düşen umudumuzu kaybetmeden, çocuklarımızı hızlı bir şekilde kazanmaktır.”
Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil:
“Önümüzdeki eğitim yılına tüm güçle hazırlanmalıyız”
Hükümetin yaptığı yanlışlar sonucu eğitimde ciddi kayıplar olduğunu anlatan Elcil, 2020 Mart ayında ara verildikten sonraki sürecin iyi değerlendirilemediğini belirtti. Eğitimi etkileyen birçok yanlış adım atıldığını ifade eden Elcil, alınan kararlarla birçok kayıp yaşandığını anlattı. “Çok eksik bir süreç geçirdik. Hedeflerinin Eylül ayında açılması hedefinde olduklarını anlattılar. Biz de yüz yüze eğitimin başlaması hedefindeyiz” dedi.
Okullarda pandeminin yanı sıra yılların getirisi eksiklerin de hala durduğunu kaydeden Elcil, Girne’deki kalabalık sınıfları örnek gösterdi.
“Önümüzdeki eğitim yılına tüm güçle hazırlanmalıyız.” diyen Elcil, bunun yanında uzaktan eğitimle devam eden sürecin ‘ne getirip ne götürdüğünün’ araştırılması gerektiğine dikkat çekti.
Bakanlığın müfredat konusunda sadece KGS’ye yöneldiğini de anlatan Elcil, kayıplarla ilgili de bir çalışma başlatılmadığını ifade etti.
“Kayıtlı veriler olmalı, müfredat elden geçirilmeli”
Eğitimdeki sorunları dile getiren Elcil, çözüm önerileri de sundu. Özetle şöyle devam etti: “Çocuklar ne kazandı ne kaybetti bilmiyoruz, bu yönde bakanlık çalışma yapmadı. Aşılanmaya hız verilmeli. Kaç kişi aşı oldu bunu dahi bilmiyoruz. Sağlık ve güvenlik önlemleri en az aşı kadar önemlidir. Aşılamayla ilgili kayıtlı veriler olmalı.
Aileler ve veliler baskı unsuru olmalı, biz okulların açılması için çabalıyoruz. Hükümet okulları açmamakla tasarruf da sağladı. En az 60 Milyon TL toplu taşımadan tasarruf edildi. Olay para olarak görülüyor ve buradan da tasarruf ediliyor.
Müfredatlar da azaltılmalı. Örneğin dördüncü sınıf çocuklara belediyenin görevlerini öğretmeye çalışıyoruz, bunlardan artık vazgeçilmeli. Temel beceriler üzerine eğilmeliyiz, müfredat elden geçirilmeli.
Güneyde ve İngiltere’de 6. Sınıflar var, bunu müfredatımıza ekleyebiliriz. Zaten bu uygulama 1986 yılında vardı. TC eğitim sistemine uyum sağlanması için kaldırılmıştı. Bu sistem yeniden uygulamaya konmalı.”