NOBEL kazandı adam!.
Bülent Ersoy’un bilmem kaç metre kumaştan yapılmış entarisi kadar dahi yer bulamadı Türkiye medyasında...

***

Prof. Aziz Sancar, kansere karşı ‘DNA onarımı’ üzerinde çalışıyor.
2015 Nobel Kimya Ödülü’nü aldı!..
Sigaranın yol açtığı hasarı gidermek için kolları sıvadı, dünya O’nu izliyor.
Ve diyor ki;
“Benim çalıştığım DNA onarım mekanizması, sigara dumanının yaptığı tahribatı tamir ediyor. Tamir ediyor da; durmadan sigara içersen buna DNA onarım mekanizması yetişemiyor. Dolayısı ile kanser oluşuyor. Benim DNA onarımını arttırıp, bunu daha etkin yapacak durumum yok. O bakımdan kanseri önlemek için en iyisi sigara içmemek. Herkes tedavi et diyor ama sigara içmezsen zaten öldürücü kanserin yüzde otuzu kaybolur.''

***

Şimdi NOBEL’den yola çıkalım, memlekete varalım!.
OKUL çıkış saatlerinde, hiç göz attınız mı çevrenize!..
Ortaokul ve liselerden söz ediyorum.
Ne mutlu ki henüz ilkokullardan değil…
ÇOCUKLAR daha köşeyi döner dönmez, sigaralarını yakıyorlar.
Daha okul kıyafetlerini çıkarmadan.
Biri görüyormuş, dertleri de değil.
Öyle ortalık yerde...

***

Üç beş sene evvel bir liseye gitmiştim…
Teneffüs saati…
Ağacın altında çocuğun biri sigara içiyor.
Okulun içinde!..
Öğretmen arkadaşlara söylüyorum, “sen git bir de tuvaletlere bak” diyor.
Bakıyoruz!.
İzmarit dolu.

***

Barlarda, cafelerde de artık neredeyse serbest oldu, sigara içmek!.
‘Adı konmamış serbesiyet’ bu, pek çok yasada olduğu gibi...

***

Geçtiğimiz günlerde ülkemize gelen iki profesörün sözlerini anımsıyorum.
“Artık dünyada sigara bıraktırma kampanyaları çok da anlamı değil. Onları gözden çıkarmışlar. Önemli olan gençlerin sigaraya hiç başlamamasını başarmak.”

***

Her gün, her sabah bu yönde dersler konmalı okullara…
Her gün…
Her gün…
Her gün...
“Ülküm yükselmek ileri gitmektir” diye papağan gibi tekrar etmek yerine her sabah, sigaranın zararları okunsa ya…
Hep bir ağızdan!

***

ONKOLOJİ hastanesi bitmiş, açılmamış, hekim yokmuş tamam da...
Bu hastanelere ihtiyaç olmayacak bir gelecek planlamak çok daha önemli...