1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “Bir noktada milli menfaatler”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“Bir noktada milli menfaatler”

A+A-

“Geçmişi duymak istemiyor, Z kuşağı… Eskiyi dinlemek istemiyor artık… Yeniyi istiyor, geleceği... Bana anlamlı bir gelecek, iyi bir yaşam için ne öneriyorsun, diye soruyor… Onlar, evrensel iyiye ulaşmak istiyor.”

“Yeni Nesil Siyasal İletişim” sunumunda Aysun Şabanlı’nın sözleriydi bunlar…

“Z Kuşağı” yeni yüzyılda doğan çocukları anlatıyor.
2000 sonrası gençler, ergenler…
Gelecek!

***

1’inci Siyaset ve İletişim Zirvesi’nin açılış konuşmalarını kaçırmıştım.
Tufan hocayla, Ersin Tatar’ın sözlerini kıyaslıyordu herkes...
Sahneye çıkan uzmanlar, Tufan Erhürman’a atıf yapıyordu örneğin…
Tatar konuşmuş, ayrılmıştı zaten…

***

“Siyaset ve İletişim Zirvesi”yle önemli bir iş yaptı SİTA…
İyi konuşmalar, kıymetli isimler vardı, umarım bu sunumlar çok daha geniş bir kitleye ulaştırılır.
Epeyce yoğun bir programı tek güne sıkıştırmak, özellikle gün sonundaki etkinliklere haksızlık olsa da farklı, çağdaş, nitelikli bir denemeydi.

***

Erhürman’ın Tatar’ın konuşmalarını merak ettim, buldum, izledim.

Erhürman, George Orwell’den örnek verdi.
Tatar, Mevlüt Çavuşoğlu’ndan…
Erhüman, gerçeklik ötesinden söz etti.
Tatar, soykırımdan…

“Olguların değil algıların yönlendirdiği bir dünyada yaşıyoruz, ne yazık ki marifet doğruları ortaya koymaktan çok nasıl beceririz de algı yaratırız noktasına yoğunlaşmıştır” sözlerini not aldım, Tufan hocanın…

Bir de Tatar’ın sözlerini…
Dinledim, aynen yazdım…

“Düşünceler, siyaset ve siyasetçilerle birlikte iletişim dünyanın birlikte algı noktasında algı yaratması, bir noktada milli menfaatler, ülkenin geleceği ve bütün bunlarla birlikte doğru sesin, doğru kanaatin oluşması için her türlüsüyle toplumun genelinin vicdan muhasebesi çok önemlidir…”

***
Yeni kuşaklar geçmişi dinlemek istemiyor.
İyi bir yaşam, anlamlı bir gelecek istiyorlar.

O nedenle göçüyorlar ülkeden zaten…
Çünkü geçmişin korkuları üzerinden siyaset yapan köhnemiş beyinler ve sözcükler dayatılıyor hayatlarına…
Nefret dili, hınç dili, düşmanlık dili…

1930'ların Nazi Almanyası hortladı adeta…
O dönem kitapları yakıyorlardı.
Kıbrıslı gençlerin ortaklaşa eğitim süreçlerini ateşe veriyorlar şimdi…
Yasaklıyorlar gençlerin ortaklığını, barış eğitimini, yakınlaşma dilini…


“Bir noktada milli menfaatler”le örtülmek isteniyor gericilik, vasatlık, cehalet!

Bu yazı toplam 1075 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar