Bir polis, bir öğrenciye, yaya geçidinde çarparsa!
Avrupa'da çok yaygındır, güneyde de görmüştüm; okulların çıkış saatlerinde, sosyal sorumluluk alanında gönüllüler, trafikte çocuklara eşlik ederler.
Kimi zaman son sınıf öğrencilerine bu görev verilir, özel yeleklerini giyer, çocukları yaya geçidinden geçirir, böylece hem bilinçleri artar, hem de sorumluluk sahibi olurlar.
Okulların bulunduğu alanlarda ne yazık ki çocuklarımız için trafik yol güvenliği yetersiz, hem altyapı anlamında hem de organizasyon...
Görevliler de pek yok, gönüllüler de…
Yakın zamanda polisin yaya geçidinde bir öğrenciye çarptığına şahit olduk.
Polisin durumu buysa siz gerisinin halini düşününüz.
Hele de yollarda onca sarhoş, mobil telefon bağımlısı, ada trafiğini bilmeyen yabancı varken…
Belediyelerin ışık, yaya geçidi, kaldırım, uyarı levhaları da yeterli olmuyor.
Okul çıkış saatleri kaosa dönüşüyor.
Çocuklarımızı korumak ve gözetmek için rehberlik de şart.
***
Lefkoşa'da 15 yaşındaki bir çocuk geçtiğimiz haftalarda polis eskortu tarafından yere yıkıldı.
Hem de yaya geçidinde...
Hem de okul önünde...
Gönyeli çemberinden Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi'ne oradan da Ortaköy'e uzanan yol başkentin en işlek caddeleri arasında yer alıyor.
Özel bir kolej var orada, yüzlerce de öğrenci...
Yolda kamera olması şans mı şansızlık mı bilemedim.
Çünkü kamerayı geçen araç süratleniyor.
O süratin arttığı yer de öğrenciler için yaya geçidine denk geliyor.
Trafik ışığı yok, sinyalizasyon sistemi çözüm üretir mi emin olamadım.
Belki "alt" ya da "üst" geçit gibi bir formül düşünülebilir.
Özel okul sahipleri de katkı yapmaya hazır olduğunu söylüyor.
Elbette sorun sadece burayla sınırlı değil, pek çok okul önünde benzer tehlike yaşanıyor.
O nedenle trafik yol güvenliği açısından yüksek güvenlikli bir standart yaratmak, bunu tüm okullar önünde uygulamak gerekiyor.
Eğitimde din ve milliyetçilik dayatması yerine yaşam kalitesi ve güvenliğine, çağdaş eğitimin içeriğine yoğunlaşabilsek sanırım çok daha iyi olacak.
Koruma ya da eskortların trafiği dağıtmaya hakları yok
“Kızımı arabada beklerken, çığlığını duydum. Yolda araç yoktu. Okul çıkışı yaya geçidinden geçiyordu ve polis eskortu kızıma çarptı. Çok ucuz atlattı. Polisin, yaya geçidinde bir öğrenciye çarpması sıradan bir olay değildir, gözden kaçırılamaz, unutulamaz.”
15 yaşında kızın annesi Ceren Kalfaoğlu Aksulu’nun sözleri bunlar…
O üzücü olayın ardından kendi isteğiyle buluşuyor, konuşuyoruz.
O gün Lefkoşa Polis Müdürü de olay yerinden geçiyormuş, muhtemelen bir heyete eşlik ediyorlardı, yine tören vardı. “Bir şey olmadı çocuğa, çok abartmayalım” gibi sözler kullanmış Polis Müdürü…
Doğruysa, üzücü…
Önce yaşananları dinleyelim…
“Polis eskortu çarptı, kızım yere düştü. Ambulansa aldık kızımı ve hastaneye gittik. Bir başka polis bize hastaneye kadar eşlik etti. Hatta çarpan polisin de kızımı ziyaret etmek istediğini söylediler. O an biraz da annelik içgüdüsü ile bu talebi reddettim. 5 saat sonra hastane çıkışı bizi merkeze çağırdılar. Dört kişilik bir polis ekibi geldi ve tahkikat memuru biz ifadeye vermeye polis çağırdı. Hastaneden yeni çıkmışız henüz… Gitmedik… Daha sonra gittik, kızım ifadesini verdi. Polis memurunun da aynı akşam gönüllü ifade verdiğini öğrendik. Kimse bizi daha sonra aramadı.”
Kızın ailesine göre hem kamera görüntüleri hem de tanıklıklar polisin süratli olduğunu gösteriyor.
***
Kıbrıs’ta böyle bir kültür yoktu!
Polis eskortları ya da korumalar böylesine hayatı dağıtmazdı.
Bir yetkili ya da misafir adaya geldi mi şimdilerde yollarda “olağanüstü hal” yaşanıyor…
Trafiği dağıtıyorlar.
“Üst düzey” her kimse onlar da kurallara uymak zorundadır.
Hayatın olağan akışını ters yüz etmeye hakları yok!
Ambulansın ya da itfaiyenin önceliği olur anlarız.
İnsan hayatıdır söz konusu…
Ama her misafir siyasetçi ya da makamın çevresini donatan bu eskort ve koruma gösterisinin ölçüsü kaçmaya başladı.
Trafikte neyin önceliğini istiyorlar, neyin ayrıcalığını, anlamıyorum.
***
“Burası bir okul bölgesidir. Çocuklar var, ergenler var, dikkatsiz de davranabilirler. Yaya geçidi sonuçta… Üstelik bizim yaşadığımız talihsiz olayda kızımın bir özensizliği yoktu. Ya bir adım daha geride olsaydı…” diyor Ceren Kalfaoğlu Aksulu…
Belediye ve karayollarına da sorumluluk düşüyor.
“Başkan Harmancı hemen aradı, ilgilendi, yeni sene bütçesinde, bu yol için Butonlu Trafik Işığı projesi olduğu anlatıldı. Kolej yönetimi de katkı için hazır olduğunu iletmiş. Ama söz konusu okul dün açılmadı, yıllardır orada…”
15 yaşındaki kızın annesi özellikle altını çiziyor: “Burada bilinçsiz bir polisten de söz ediyoruz.”
Hem hislerini hem gözlemlerini anlatıyor:
“Belli ki polis son anda kızımı fark etti ama süratini kontrol edemedi. Sıkıntım kesinlikle polis memurunun kendisiyle ilgili değildir, bu anlayış sorunludur, polislerin üzerinde nasıl bir baskı kurulmuşsa, trafiği düzenleyen değil dağıtan rolüne giriyorlar. O gün, polis müdürü gelse, özür dilese, gerekli soruşturmanın yapılacağını söyleseydi, o zaman çok daha farklı hissedecektik. Bir suçlu varsa, cezasını almalıdır. Örnek olmalıdır. Dosyanın takipçisi olacağız. Bir sürat var, çarpma var, yaya geçidi ve okul var… Çok ucuz atlatılan bir kazadır, tüm okulların önünde gerekli güvenlik tedbirleri gözden geçirilmelidir. Bir hafta geçti hiçbir yeni tedbir alınmadı. Çözüm üretilmiyor. Unutuluyor. Biz kendi yaşadığımız üzücü deneyimi, okulların olduğu tüm bölgelerde gerekli düzenlemelerin yapılması için gündeme taşımak istedik.”