Bir şey söylermiş gibi yapıp…
Ahh bu tiyatrocular. Genelde alışılmışın dışındadırlar ama bazen büsbütün çıkarırlar insanı zıvanadan (!).
Bir alemsin sen Yaşar Ersoy dostum... Dünya Tiyatro Günü’nü bahane edip neler dedin öyle ? Söylenecek şey miydi yani ? Neymiş ? ‘Bir şey söylermiş gibi yapıp da hiçbir şey söylememek’mişşşş...
Yani sen, bu memlekette,
Çok şey söylermiş gibi yapıp hiçbir şey söylemeyenler mi var demek istiyorsun ?
Sadece ‘söyleyip söyleyip’ hiçbir şey yapmayanlar mı var demek istiyorsun ?
Ağzından çıkanı kulağı duymayanlar ve başkalarının da duymadığını sananlar mı var demek istiyorsun ?
‘Ağzı olan konuşuyor, birşey yapan yok’ mu demek istiyorsun ?
Birşey yapar gibi görünüp hiçbir şey yapmayanlar mı var demek istiyorsun ?
Çok anlarmış gibi görünen ama hiçbir şeyden anlamayanlar mı var demek istiyorsun ?
Laf kalabalığında usta, icraatta sıfır olanlar mı var demek istiyorsun ?
***
Yaşar Ersoy kardeşim,
“Ben senin, ne dediğini, ne de demek istediklerinin hiçbirini görmedim (!), duymadım (!) bu memlekette” dersem, bana da söyleyecek üç-beş sözcük bulursun herhalde.
Şikayet etme... Çatlasan da patlasan da herşey ‘mükemmel ‘ (!!!) bu ülkede. Bakanlıklarımız-Bakanlarımız var mı ? Varrr... Müsteşarlarımız var mı ? Varrr..... Müdürlerimiz var mı ? Varrr... Müşavirlerimiz var mı ? Varrr...Koltuklarımız var mı ? Varrr....Makam araçlarımız var mı ? Varrrr... Meclisimiz var mı ? Varrr... Politicacılarımız var mı ? Varrr....
Eeee ? Daha nedir istediğin ? Varsın, bir tiyatro binası, sanatçı v.s. olmasın. Ne olacak yani !!!!
BRT’lilerden mesajlar var
Geçen hafta BRTK’yla ilgili birkaç satır bir şeyler karaladım ya, hafta içinde mesajlar yağdı. “Çözüm ne Erdinç Abi?” diyenler de var, “Biz ne olacağız ?” diyenler de, “BRT ne olacak ?” diyenler de... Bazıları kendi özel durumlarını anlatmaya çalıştılar, bazıları ise genel olarak görüş ve düşüncelerini yazdılar... Ortak nokta, hepsinin de BRT yanısıra, kendi gelecekleri konusundaki endişeleri.
Gerçekten, ne diyeceğimi bilemiyorum. Konuyla ilgili tam da birkaç satır yazmaya hazırlanırken Erdoğan Abi’mizin ölüm haberi geliverdi. Geçmişi yaşadım üç-beş dakika içinde. Sonra da üzüldüm, kahroldum.
Ve Erdoğan Naim
Gerçek BRT’lilerin başı sağolsun. Bayrak Rayosu’nun kurucularındandı. İlk günlerin adamlarından biriydi. Yoktan var edenlerden... Uzun yıllar hizmet vermişti. BAY-SEN’in kuruluşunda da büyük katkıları olmuştu. Ve sonunda yıllar onu da tüketti. Veda etti gitti.
Bir tören bekledik BRT’den. Üç beş de, kim ve ne olduğunu bilmeyenlere hatırlatacak söz. Ama tıss çıkmadı. Unutuldu mu ? Yoksa umursanmadı mı ? Yoksa başka bir neden mi vardı ? Bilemem. Merak ettim, sordum, cenaze merasiminde var mıydı birileri (!) diye ? Yokmuş. Ne Müdürüyetten, ne yöneticilerden ne Yönetim Kurulu’ndan ne de Bay-Sen’den.
Vefasızlık değil de nedir bunun adı.
***************************************************************************
Sokak Ağzı
“Çok merak ettim Ajda Başbakanımızın elini mi öptü yoksa Başbakanımız Ajda’nın mı ?”
***
“Ajda Pekkan vatandaşlık istemiş. Eee ne var bunda ? El aleme golifa gibi vatandaşlıg verilirken fazla olan Ajda mı ?”
***
“Ben hala anlayamadım nedir cazibesi bizim KKTC vatandaşlığının. KKTC dışında hiç bir işe yaramayan bu kimlik neden çok makbul ? Yanlışlıkla AB’ye girer isek, ellerinde bulunsun diye mi ? Bu tanınmayan, varlığı ile yokluğu bile bilinmeyen ülkenin verilen bu vatandaşlıklarının bir gün antika gibi çok değerli olabileceğinden mi ? KKTC’yi çok sevdiklerinden mi ? Bir türlü anlayamıyorum...”
***
“Bu Evet-Hayır davası bitse de kurtulsak artık. Zaten başımıza geleni çekmeye hazırladık kendimizi.”
***
“Evet’ten sonra, gelecek yıl okullarımızda Kur’an Dersi mecburi olacakmış haberiniz ola ?
***
“Bu memlekette asma yaprağı bile 100 TL’ye satıldıktan sonra söyleyecek birşey kaldı mı artık ?”
***