1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. "Bir toplum kendi beynine nasıl kurşun sıkar?"
"Bir toplum kendi beynine  nasıl kurşun sıkar?"

"Bir toplum kendi beynine nasıl kurşun sıkar?"

Kalkanlı Yaşam Evi ile ilgili haberlere eski bakan Filiz Besim'den tepki var

A+A-

Kalkanlı Yaşam Evi'nin kurulmasında büyük emeği olan eski sağlık bakanı Filiz Besim Kalkanlı Yaşam Evi ile ilgili Kıbrıs Postası'nın bugünkü manşetine tepki gösterdi, haberle kurumun karalanmaya çalışıldığını söyledi.

Besim, "Boğazım düğümlendi, gözlerim doldu. Telefona sarıldım ve oradaki sorumlu hekimi aradım. Neredeyse bir yıldır canını dişine takmış, oradaki merkezin inşaatı dahil her kademesinde çalışmış olan gerçek hekim, gerçek insan kadını. Çok üzgündü. Kahrolmuştu" dedi.
"Bir toplum kendi beynine nasıl kurşun sıkar?" diye soran Besim söz konusu haberin ülkenin bu kadar büyük ihtiyacı olan bir kurumu karaladığını söyledi, "Akıl almaz iftiralarla merkez kötülenmeye çalışılıyor. Taciz, tecavüz, şiddet ve hatta fuhuş" dedi.

İşte Besim'in sosyal medya paylaşımı:

Bir Toplum Kendi Beynine Nasıl Kurşun Sıkar?

Bugün sabah telefonuma yağan onlarca mesajla uyandım. Mesajlarda Kıbrıs Postası’nın Kalkanlı Yaşam Evi ile ilgili haberi vardı. Akıl almaz iftiralarla merkez kötülenmeye çalışılıyordu. Taciz, tecavüz, şiddet ve hatta fuhuş…
Evet iftira dedim, çünkü haberi yapanın adı yok, bu konularla ilgili herhangi şikayet eden bir isim yok ama nedense merkezdeki hasta sayısı ve çalışanlarla ilgili çok detaylı bilgiler vardı.

Boğazım düğümlendi, gözlerim doldu. Telefona sarıldım ve oradaki sorumlu hekimi aradım. Neredeyse bir yıldır canını dişine takmış, oradaki merkezin inşaatı dahil her kademesinde çalışmış olan gerçek hekim, gerçek insan kadını. Çok üzgündü. Kahrolmuştu. 
Bir toplum kendine bu kadar büyük bir kötülüğü nasıl yapabilir diye birlikte ağladık. Yerimde duramadım. Arabama atladım Kalkanlıya Yaşam Evi’ne gittim. Güvenlik, hasta bakıcılar, hemşireler hepsi boynuma sarılıyordu. Ve inanın hepsi ağlıyordu. Orada hep birlikte verilen emeği, yaşlı hasta insanların durumlarını, sırasında para almadan Sosyal Hizmetlerin Bakması gereken hastaya nasıl sahip çıktıklarını anlatıyorlardı. Hastaları gezdim. Onlarla sohbet ettim.

Ve bir kez daha ağladım; bir gazete merkeze gitmeden kimse ile konuşmadan, oradaki çalışanlara ve sağlık bakanlığına ama en önemlisi hasta ve hasta yakınlarına hiç sormadan nasıl olur da bir devlet kurumunu hem de ülkenin bu kadar büyük ihtiyacı olan bir kurumu bu şekilde karalayabilir. Hangi kanıta ve belgeye dayanarak böylesine ağır ithamları gazetenin manşetine taşıyarak…

Ve Sayın Sucuoğlu’na da soruyorum. Kendisi her çıktığı televizyon programında Kalkanlı Yaşam Evi’ni gündeme alıp orası ile ilgili kötü duyumlar aldığını söylüyor. Peki ben kendisine buradan soruyorum. Hükümetin bir bakanı veya bu ülkenin bir yurttaşı olarak hiç Kalkanlı Yaşam Evini ziyaret etti mi? Oradaki Hekim, hemşire hastabakıcı, temizlikçi, güvenlik görevlisi ve hastalarla görüştü mü? Yoksa Sayın Sucuoğlu’nun duyumları sadece dedikodu mekanizması mı?

Ben tüm basın mensuplarına ve televizyonculara çağrı yapıyorum. Kalkanlı Yaşam Evi Lefkoşa’ya sadece 20 dakika uzaklıkta. Gidin ve bu merkezi görün. Hasta olmanın ve bakıma muhtaç olmanın ne demek olduğunu gözlerinizle görün ve yüreğinizle hissedin. Hepimizin geleceğine tanıklık edin. Hasta bakıma muhtaç insanlara yardım etmeye çalışanların ne kadar önemli ve kutsal bir iş yaptıklarına gözlerinizle şahit olun.
Orada bugün tam 56 tane hasta yatıyor. Yatalak hastalar, kanser hastaları, otistik ve psikiyatri hastaları, Alzheimer hastaları. Hepsi de doktor ve hemşire bakımına muhtaç. 
Evet orada mahkum olan kanser hastası da var.
Evet orada Sosyal Hizmetlerin sahip çıkması gereken 14 yaşında otistik bir kız çocuğu da var.
İnanın bana hepsi de orada büyük bir ilgi ve şefkatle bakılıyor.
Avrupa’daki bakım evlerini aratmayacak kalite ve konforda…
Öyle söylendiği gibi orada herhangi bir otelcilik hastası yoktur.

Bir ülkenin kurumlarına sahip çıkmanın aslında bizzat kendimize sahip çıkmak olduğunu bilelim. Bugünün siyasi veya kişisel hırslarımızın aslında sadece kendimizi bitirdiğini bilelim.

Ve Sağlık Bakanlığı’na çağrım merkeze daha çok hekim, hemşire ve hasta bakıcı gönderin. Eğer sağlık bir bayrak yarışı ise size devrettiğimiz onurlu bayrağı hepimiz; bu ülkede yaşayan tüm yurttaşlar adına daha ileriye taşıyın. 
Bilelim ki Kalkanlı Yaşam Evi veya onun gibi yerlere bugün uzaktan bakıyor olabiliriz. Ama yarın o evlerin bir sakini haline gelebiliriz.
Ben bugün bu duygularla gerçek basın emekçilerinin basın gününü yürekten kutlarım.

 

Bu haber toplam 5970 defa okunmuştur
İlgili Haberler