Bir topun peşinde cirilenmek
Köşemin adına uyup; gündemin peşinde koşayım dedim bu hafta…
Bütün gazete manşetlerini, sosyal medya ve televizyonları satırına kadar izleyim dedim; bir de ne göreyim(!) herkes ağız birliği etmişçesine “Kriz”den söz ediyor!
İri puntolu “KRİZ” manşetlerini gördüğümde, başını alıp giden “Döviz”den ve ona bağlı olarak tepe taklak olan (elçiye göre ayağa kalkan!) ekonomiden söz edecekler sanıyorum ama; (toyluğumdan olsa gerek!) aldanıyorum…
Meğer esas KRİZ “TOP KRİZİ”ymiş!.. (Biz de keriz!..)
Memleket bir TOP’un peşinde cirilenip duruyor; hükümet ortaklarından birbirine sert demeçler!
Başbakan, “Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun yok sayıldığı bu önerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını” söylüyor; ortağı ise “Hiç beklemediğim ama muhteşem bir adım" değerlendirmesinde bulunuyor…
Türkiye Futbol Federasyonu’nun, FIFA’ya yazı göndererek, Kuzey Kıbrıs’ta şube açma izni istemesi, aslında “Malumun ilanlarından” yalnızca birisi… Anlayacağınız yeni bir “adım” değil…
Belgelere “KKTC Mührü” vurarak başlatılan “Ekonomik İşgal”in; bütün sektörlere ve kurumlara adım adım yerleştirilmesi sürecinin küçük bir parçası…
“Gerekçe” olarak sunulan, “KKTC’de yaşayan TC yurttaşı futbolculara hizmet etmek ve onları bilgilendirmek.” işi daha da komik yapıyor…(Dünya’nın pek çok ülkesinde de, TC vatandaşları yaşıyor oralarda da “Temsilcilikler” kuracak mı, Yıldırım TFF…)
Merkez Bankası’ndan, Din işlerine; Güvenlik’ten Karayolları’na; KTHY’den Ercan Havaalanına; Su projesinden, telefona; elektrikten, ilahiyat lisesine kadar birçok alanda sürdürülen (Kuzey Kıbrıs’taki sözde devlet yapılanmasının aslında, TC’nin) ALT BİRİMi olduğu gerçeğini açığa çıkaran adımlardan, yalnızca yeni bir tanesi olmasına karşın, neden bu kadar gürültü çıkardı sizce bu TOP meselesi?..
Yoksa, Serdar Denktaş’ın Arınç’la yaptığı “Görüşmeler”den çok daha vahim “kararlar” mı çıkacak…
Yakında bunun kokusu da çıkar…
Tıpkı, Kuzey sahil yolunun tam bir doğa cinayetiyle boş ovalardan geçmesinin ağır kokusu gibi!.. Şimdi oralara binlerce yataklı dev kumarhane otelleri inşa ediliyor… (Şimdilik izni alınmış yedi tane var; arkası da gelecek…) Sahillerimizin (ya beleşe) peşkeş çekildiği bu projelere/otellere Ercan’dan ulaşımın hızlandırılması için bir de “TÜNEL” projesi gündemde…
Bize/hükümete soran var mı? Kuşkuluyum!..
Usulen sürdürülen bürokratik işlemler dışında, ülkemiz gerçeklerine/coğrafyasına/hacmine fazlaca büyük gelen bu projeler kimin eseri?
Biz, üç/beş köyde “Eko Günleri” ile nostaljik takılırken; “Turizmimiz” Ankara’da kotarılan projelerle biçimlendiriliyor…
Hükümetin denetlemekten aciz kaldığı “Kumarhane/Kerhane/Üniversite” “Şeytan Üçgeni”yle daha da büyüyeceğimiz masalları anlatılıyor bize…
Anastasiadis’in Viladimir Putin aracılığıyla Erdoğan’a Mesajı göndererek “Kıbrıs sorununa çözüm konusunda işbirliği ve iyi niyet ruhu göstermesi halinde Ankara’nın Kıbrıs hidrokarbonlarından menfaat elde edeceği bir win-win formülü” önermesine birileri çok kızmış ve “Muhatap” biziz demişti ya (geçen hafta); herkes de gülmekten yere yatmıştı hani; ne çabuk unuttuk…
S.Denktaşla görüşmesinde Arınç’ın sarfettiği şu sözler de gülmekten öldürdü beni (Gülme KRİZİ’ndeyim hala!)…
"KKTC büyüyor, kalkınıyor, güçleniyor; ülkedeki Meclis çalışmalarını yakından takip ediyoruz, İnanıyorum ki Sayın Denktaş'ın da Sayın Başbakan'ın da hükümetimizin de birlikte gösterecekleri siyasi irade, Kuzey Kıbrıs'ın kalkınmasında ana noktalardan birisi olacaktır"
CB seçimi öncesi yaratılmaya çalışılan “Hükümet Krizi” senaryoları da, TOP peşinde cirilenenlerin demeç savaşları da inandırıcı gelmiyor bana…
Bu günlerde, beni sarsan en büyük Kriz; “GÜLME KRİZİ”..