Hesaplaşma büyüyor…

Uzun yıllardır çekilemeyen tuğla! şimdi bir suç çetesi lideri tarafından çekilmiş, duvar sapır sapır dökülmeye başladı.

Sedat Peker, anlaşılan odur ki somut bir hamle daha yaptı ve 1996’da Kutlu Adalı’yı öldürmesi için görev verdiği kardeşine bu kez de gözaltına alınması, ifade vermesi ve müracaat savcılığına yazı yazması için de görev vermiş olmalı!..

Kardeş Atilla Peker de ne tesadüf ki videoda adının geçtiği aynı gün evinde ruhsatsız silah bulundurduğu gerekçesiyle gözaltına alındı, poliste Kutlu Adalı cinayetiyle ilgili söyledikleri kayıt altına alınmadığı için (Bunu da Sedat Peker’in sosyal medya paylaşımından öğreniyoruz) bu kez müracaat savcılığına (böyle de bir kurum varmış) yazı yazmış ve 1996, 6 Temmuz’u öncesi olanları anlatmış.

Bu yazı kamuoyuna yansıyınca da herkes o yazıda neler olduğunu, kan donduran ifadeleri okumuş oldu.

Atilla Peker’in Korkut Eken’le Kıbrıs’a gelmesi, THY uçağında silah taşımaları, takma isimler, Sivil Savunma’ya gelişleri, Galip Mendi ve yardımcısıyla Peker’in tanışması, Korkut Eken’in Peker’e Sivil Savunma’nın odasında Uzi marka silahı nasıl kullanacağını anlatması ve teslim etmesi, Kutlu Adalı’nın mahallesinde Sivil Savunma’nın tahsis ettiği beyaz Toros araçla birkaç kez keşif yapmaları falan bunlar yazıda hep yer aldı.

İnsanın okurken kanının donduğu yerlerden biri de “Adalı’nın evinde, yanında kim varsa vurulabileceği” emrini veren Korkut Eken’le ilgili iddialardı.

***

Türkiye Eski İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, bir kanalda Sedat Peker’in itiraflarının henüz %10 kadar olduğunu söylüyor.

Gerçi Peker videolarını henüz bitirmedi, daha yayınlayacağını açıklıyor son videosunun sonunda ama bu videolar bittiğinde de devlet-mafya işbirliğinin hepsinin o videolara sığabileceğini, şimdiye kadar olan biten faili meçhul cinayetlerin, olayların hepsinin anlatılabileceğini sanmıyorum.

Kaldı ki Türkiye’de bu işlerle iştigal eden! sadece Sedat Peker yok. Anlatılanlar, Peker’le bağlantılı olan olaylar, ya diğerleri!..

***

Sonuçta öyle şeyler anlatılıyor ki okuyunca, izleyince insanın ağzı açık kalıyor, nasıl bir ortamda yaşadığını anlamaya çalışınca bir tedirginlik ve korku da yerleşiyor içine doğal olarak…

Baksanıza; Kutlu Adalı’yı öldürtenler, etrafında kim varsa öldürün diyorlar. Bu insanlar Adalı’nın evinin mahallesinde silahlı dolaşıyorlar, silahla uçağa biniyorlar, Sivil Savunma’da silah teslimi yapıyorlar ve Teşkilat’ın arabasını alıp keşfe çıkıyorlar.

Bütün bunlar içimizde, mahallemizde, evimizde oluyor… İçimizden birilerini öldürmek için geliyorlar, öldürüyorlar, gidiyorlar ve sözde açılan soruşturma dosyaları da 25 yıldır raflarda kapanmış şekilde duruyor.

O zamanın Sivil Savunma Başkanı Galip Mendi konuşmuş Oda TV’ye ve Korkut Eken’in yanındaki bond çantada ne olduğunu bilmediğini iddia etmiş. Sivil Savunma Eken ve Peker için o kadar emniyetli bir yermiş ki silahın teslimi, kullanma tarifi Teşkilat’ın odalarında yapılıyor ama Mendi’nin haberi olmuyormuş!

Galip Mendi’nin bir cümlesi de dikkat çekici; “Kıbrıs’taki bir grup, Sivil Savunma Daire Başkanlığı’nı Türk Mukavemet Teşkilatı’nın devamı gibi görüyordu. Olaydan sonra da sanki bununla bağlantılı gibi gösterilmeye çalışıldı. Bu olayın bizimle uzaktan yakından bir ilgisi yok.”

Nasıl yani! Bu işler, TMT’ye uygun eylemler olarak mı kabul ediliyordu!