Bir yıldönümü ve düşündürdükleri
Bir yıldönümü daha. Dile kolay; 50 küsur yıl geçmiş aradan... Nedense (!!!), o günün ve o günü izleyen günlerin Lefkoşa’sını yaşayanlar için herşey dün gibi akıllarda.
21 Aralık gecesi... Yağmur yok ama hava soğuk... Her yer zifiri karanlık... Arada sırada evinizin önünden telaşla koşarak geçenler... Bazıları silahlı bazıları silahsızl... Hayat tamamen durmuş... Ürkütücü bir sessizlik... Sadece silahların sesleri var... Arada sırada da patlamalar... Köpek uluması bile yok... Onlar da korku içine sinmiş durumdalar köşe bucağa...
Ve sonra, 21 Aralık gecesini izleyen günler, haftalar, aylar ve de yıllar...
Adı sonradan konmuş. “Milli Mücadele ve Şehitler Haftası”.... Her yıldönümünde, aynı söylemler, aynı nutuklar...İşin özüne inmek istemiyor kimse... Ya istemiyor ya da kaçınıyor sonradan öğrendiklerinden dolayı...
Nasıl gelinmişti 21 Aralık 1963’e ? EOKA neydi ? TMT neydi ? Kıbrıs Cumhuriyeti neydi ? Nasıl kurulmuştu ? Nasıl yıkılmaya çalışılmıştı iki-buçuk yıl gibi kısacık bir süre içinde ? Kimler başından beri ‘yıkmakta’ kararlıydı ?
Gönyeli ovalarındaki katleam .... TC Elçiliği Haber Bürosu’nun bombalanması .... Bayraktar Camii’nin bombalanması... EOKA’cı Dragos heykelinin bombalanması... Akritas Planı... Tahtakale olayı.... v.s. v.s. v.s.
Ve sonunda 21 Aralık 1963........Ve sonrası 50 yıl.....
Fatura ??? Yüzlerce, hatta binlerce ölü... Yüzlerce, binlerce yetim, öksüz, dul.... Evinden yurdundan, toprağından olan yüzbinlerce insan....
************************************************************************
IŞİD mi DAEŞ mi ?
İkisi de aynı. Önceleri DAEŞ-DAİŞ-DEAŞ’mış sonra IŞİD olmuşlar. Irak ve Şam İslam Devleti kurma amaçlı. Ama her taraflarından kan fışkırıyor. Hem de İslam adına (!)... Hepsi, ölmeye de öldürmeye de hazır. Vadedilen ‘Cennet’ uğruna...
Bir yerlerden bol bol da yardım almışlar başlarken. Gizli eller yardıma devam ediyorlar hala. Ortadoğu perişan. Ama Ortadoğu bir yana, dünya –özellikle Avrupa- korku içinde. Hiç kimse bu kanlı savaşın Paris katleamı ile bittiğini düşünmüyor. Hatta onu bir ‘başlangıç’ olarak görenler bile var.
DAİŞ mi DEAŞ mı yoksa DAEŞ mi ? Yoksa IŞİD mi ? Genelde IŞİD diyorlar. Ama her nedense TC Cumhurbaşkanı ve AKP Hükümeti ısrarla DAEŞ olarak söz ediyor hep örgütten. DAEŞ’le IŞİD’i ayırdıkları veya ayırmaya çalıştıkları için mi ? Bambaşka bir amaç mı var ? Bilinmiyor ve anlaşılamadı da.
***************************************************************************
O Ses Türkiye yarışması ve KIPRIS
Acun’un şu popüler yarışmasına Kıbrıs’dan gidip katılanlar oldukça başarılı oldular bu noktaya kadar. Bundan sonraki aşamalarda da başarılı olmaları en büyük dileğimiz.
Kuzey Kıbrıs’dan en son Çağdaş’ı izledik ekranda. Güçlü sesi ve hem yarışma şarkısı, hem ekstradan söylediği Mağusa Limanı türkümüzdeki mükemmel yorumu ile.... Haa bir de allı pullu ceketiyle (!) ilgi odağıydı Çağdaş.
**************************************************************************
Bir yıldönümünde Raif’e mektup
Sevgili Raif,
Bir ‘ayrılış’ yıldönümün daha geldi, geçti.... Sen gideli çoook oldu. 30 yıl... Dile kolay.... “Zaman çok çabuk geçiyor” derdi büyüklerimiz de ciddiye almazdık. Yaşasaydın şimdi benim gibi, -yılın başlarında kaybettimiz Aydın gibi- sen de 60’larında olacaktın. Ve de kim bilir, 30’ların ortasına kadar yaşadıkların bir yana, ondan sonraki yaşlarında daha neler neler yaşayacaktın....
Bilmiyorum bulunduğun yerden izleyebiliyor musun buraları ? Sen bırakıp gideli neler oldu neler ?
Hala birbirimizle uğraşmaya devam ediyoruz... KKTC hala ismi var cismi yok bir ülke... Hala, ‘çözüm’ için uğraşanlar var umutla... Ve hala, çözüme karşı olanlar var...
Raif... Sen gittikten sonra, daha da zenginleştik (!!!)... Açık milyarderler yanında gizli milyarderlerle doldu ülkemiz... Lüks arabalardan geçilmiyor yollarımız, sokaklarımız... ‘Geçim sıkıntısı’ ağlamaları da devam ediyor aynı bırakıp gittiğin zamandaki gibi... Bir yanda da, -aynı sen varken olduğu gibi- 13. Maaş için para bulmakta zorlanıyor Hükümet.
Senin neslin, şimdi ülkenin ‘yaşlılar’ grubunda. Ve hala düşünüp duruyorlar, “Ne oldu bize” diye... Hala anlamaya çalışıyorlar olanların neden ve nasıl olduğunu...
Çok fazla sayıda yepyeni politikacı yok Raif.... Ama çok fazla sayıda müzisyen var şimdi buralarda. Hem de gerçekten iyi müzisyenler. Yepyeni şarkılar yepyeni besteler var.... Ama, Sıla 4 de var hala dillerde...Hala söyleniyor şarkılarımız...
Işıklar içinde olmaya devam... İki ‘orada’ iki ‘burada’yız şimdi. Ama eninde sonunda, bir gün yine beraber olacağız DÖRTLÜ olarak... Ve belki de şarkılarımızı söylemeye devam edeceğiz. Yarım bıraktığımız yerden...