BIRAKALIM SARHOŞU DEVRİLDİĞİ YERE KADAR AMA…
Çok şükür başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişiminin ardından AKP iktidarı, Türkiye demokrasisini güçlendirme adımlarını birbiri ardınca ve kararlılıkla atıyor. OHAL ilanının ardından gelen Kanun Hükmünde Kararnameler silsilesiyle “millileştirilen” Türkiye demokrasisi, kendisini yasamanın, yürütmenin ve yargının başı ilan eden anlayışla şahken şahbaz olma evresini de tamamlayarak tüm dünyayı kıskandırmaya devam ediyor.
12 Eylül döneminde kaç memurun 1402 sayılı Sıkıyönetim kanunu çerçevesinde görevden uzaklaştırıldığını hatırlıyor musunuz? Söyleyeyim: 18.525!... Hakkında işlem yapılan öğretim üyesi sayısı 120! Cezaevine atılan gazeteci sayısı 31!
15 Temmuz’da darbe girişimi başarısız oldu ama sözde sivil bir iklimde, sadece 56 gün içerisinde ilköğretim okullarından üniversitelere, yargıdan orduya, sağlıktan emniyete artık sayıları 100 binlerle ifade edilen kamu görevlisi işten çıkarıldı. Sadece Milli Eğitim Bakanlığından ihraç edilen öğretmen ve memur sayısı 43 bine ulaşırken, 672 sayılı KHK ile 1 gecede 2346 akademisyen üniversiteden ihraç edildi.
Erdoğan’ın bile “at izi it izine karıştı” dediği gözaltı, tutuklama ve meslekten ihraç furyası artık o hale geldi ki mahalle kuruyemişçileri bile korkuyla ertesi sabah dükkâna kayyum atanacağı kararını bekler oldu. Tabii yasama, yürütme ve yargının başı olduğunu söyleyen zata kimse çıkıp ne “güçler ayrılığının geçerli olduğu demokratik hukuk devletinde hiç kimse aynı anda yasama, yürütme ve yargının başı olamaz ama madem hepsinin başı olduğunu sen söylüyorsun, at izi it izine karıştı diye niye bana yakınıyorsun?” diyemiyor memlekette.
2 aydır hızını artırarak sürdüren cadı avına en küçük itirazda FETÖ’cü, darbeci ya da terörist yaftasıyla derdest edilmek an meselesi. Okuduğunu anlamaktan acizler ülkesinde sadece içeriğini anlayamadığı ve hoşuna gitmediği için twitter hesaplarını ihbar furyasından savcılar bile muzdarip. Otomatiğe bağlanmış şekilde gözlerine kestirdikleri isimleri ihbar edip duran internet eşkıyaları, bir sonraki adımda bütün muhalifleri toplama kamplarına doldurmak, dolduramadıklarını mümkünse imha etmek için elverişli iklimi bekliyorlar adeta.
Memlekete mağdur lâzımsa ona da talip AKP iktidarı ve her boydan, her soydan yandaşları “ne istediniz de vermedik” dedikleri FETÖ’ye verdikleri her şeyin hesabını muhalefetten sormaya kalkıyorlar.
Düne kadar “Hocaefendi Hazretleri” ibaresini kullanmayanlara öfke kusanlar arsızlıkta öylesine ifrata kaçtılar ki önlerine geleni FETÖ’cü ilan ederken saldırdıkları kişinin siyasi kimliğini, geçmişini “ayrıntı” kabul ediyorlar. FETÖ’cülükten tutturamadıklarını darbecilikle, darbecilikten tutturamadıklarını teröristlikle itham edip memleketin ortasında yakılan dev ateşe tutup tutup atıveriyorlar. “Vaktiyle biz de çok destek verdik, milletimiz ve rabbimiz affetsin!” diyerek hukuki yargılamadan sıyrılmayı umanlar tıpkı dün “kandırıldıkları” gibi yarın da bu cadı avının hesabı sorulurken “kandırıldık” diyecek muhtemelen. Ama öyle ya da böyle bu hukuksuzluğun, bunca antidemokratik uygulamanın hesabı yargı önünde verilecek.
Henüz hiçbir kesinleşmiş yargı kararı yokken, suçu mahkeme kararıyla sabit görülene kadar herkes suçsuz sayılmalıyken işinden, aşından edilenlere, gözaltında eziyet edilenlere, tutuklananlara, itibarsızlaştırılanlara, malına mülküne el konulanlara ağır tazminatlar ödenecek. Bunu biliyor ama ödenecek tazminatların kendi ceplerinden değil, yine her zamanki gibi halkın cebinden çıkacağı bilgisi, yargılanmayacaklarının vehmiyle suç işliyor AKP’liler… Suç işlediklerini, hukuku yerle yeksan ettiklerini söyleyenlere de parmak sallayıp içeri atmakla, hayatlarını karartmakla tehdit ederek suçlarına suç ekliyorlar. “Bırak sarhoşu devrildiği yere kadar” demiş Hoca… Bırakalım bırakmasına da, bundan öncekiler gibi bu da üstümüze devrilecek. Bunca hukuksuzluğun bedelini yine Türkiye ödeyecek… 12 Eylül hukuksuzluklarının, Kürt köylülere bok yedirmelerin, vicdani retçilere yapılan eziyetlerin, Türkiye’de azınlık mallarına, Kıbrıs’ta Rum mallarına el koymaların milyarlarca liralık tazminatlarını ödediği gibi…