'BİREYSEL BAŞVURU' DÖNEMİ
Referanduma sunulacak Anayasa değişikliğinin ilgili maddesiyle, mevcut Anayasa’da bulunmayan ‘Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı’ tanınıyor.
Meltem SONAY
Referanduma sunulacak Anayasa değişikliğinin ilgili maddesiyle, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınıyor.
Yürürlükteki Anayasa’nın 144. Maddesinde yapılması öngörülen değişiklik, her yurttaşın, Anayasa’da düzenlenmiş temel hak ve özgürlüklerinden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilmesini düzenliyor.
Şu anda yürürlükte bulunan Anayasa’da yurttaşların insan haklarının ihlal edilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı yok.
Bu düzenlemeyle, yurttaşlar, herhangi bir idari işlemle veya mahkeme kararıyla insan haklarının ihlal edildiğini iddia etmeleri durumunda, Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecekler.
Anayasa Mahkemesi de bu bireysel başvuru üzerine, başvuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılmış olsaydı bu Mahkeme nasıl bir karar verebilecekse, o kararı verebilecek.
Anayasa Mahkemesi’ne BİREYSEL başvuru
Maddeye eklenen yeni fıkra ile her yurttaşın, Anayasa’da düzenlenmiş temel hak ve özgürlüklerinden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabileceği düzenlendi.
Şu anda yürürlükte bulunan Anayasa’da yurttaşların insan haklarının ihlal edilmesi durumunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı yok.
Bu düzenlemeyle, yurttaşlar, herhangi bir idari işlemle veya mahkeme kararıyla insan haklarının ihlal edildiğini iddia etmeleri durumunda, Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecekler.
İstinaftan da sonuç alamayan Anayasa Mahkemesi’ne
Örneğin idarenin aldığı bir kararla mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri süren bir yurttaş, önce İdare Mahkemesi’nde alınan kararın iptali istemiyle bir dava açacak. İdare Mahkemesi işlemi iptal etmezse, istinafa gidecek.
İstinaftan da sonuç alamayan yurttaş, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaparak mülkiyet hakkının ihlal edildiğini iddia edebilecek.
AİHM’de elde edilebilecek neyse, Anayasa Mahkemesi’nde
Anayasa Mahkemesi bu bireysel başvuru üzerine, başvuru Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılmış olsaydı bu Mahkeme nasıl bir karar verebilecekse, o kararı verebilecek.
Böylece yurttaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmak zorunda kalmaksızın, oraya başvursaydı ne elde edebilecekse, KKTC Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla da aynı sonuçları elde etme olanağına kavuşacak.
Ancak Anayasa Mahkemesi’nin kararından tatmin olmaması durumunda yurttaşın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru da hakkı saklı kalacak.
Yeniden yargılanma kararı dahil
Örneğin bir ceza davasında yurttaş, tutukluluk süresi içerisinde, yargılama sırasında veya verilen kararla bir insan hakkının ihlal edildiğini iddia ediyorsa, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilecek.
Anayasa Mahkemesi, tutukluluk süresi içerisinde, yargılama sırasında veya verilen kararla yurttaşın bir insan hakkının ihlal edildiğine karar verirse, yapılan yargılamanın yenilenmesi dahil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulmuş olsaydı bu Mahkeme ne karar verebilecek idiyse aynı kararı verebilecek. Örneğin Anayasa Mahkemesi yurttaşın adil yargılanmadığına karar verirse, ceza mahkemesi yargılamayı yenilemek zorunda kalacak.
Anayasa Mahkemesi’ne, mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlıklarını çözme yetkisi
Şu anda KKTC hukukunda bir davanın Yüksek İdare Mahkemesi’nde mi yoksa kaza mahkemesinde mi açılması gerektiği çoğu zaman hukukçular açısından bile çözülmesi zor bir problem olduğuna işaret eden CTP-BG Milletvekili Tufan Erhürman, üçüncü maddeye eklenen yeni fıkrayla da, KKTC hukukunda var olan bu anomalinin giderilmesinin amaçlandığını belirtti.
Dava açacak bir yurttaş, örneğin Yüksek İdare Mahkemesi’nde açması gereken bir davayı, konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığı için kaza mahkemesinde açar ve kaza mahkemesi “ben bu davada görevli değilim, idare mahkemesi görevlidir” derse, idare mahkemesine başvuru süresini de kaçırmış olacağı için davasını görecek bir mahkeme bulamayacak ve hak arama özgürlüğünden mahrum olur.
Bu sorunun giderilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne, mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlıklarını çözme yetkisi verildi. Bu düzenleme sayesinde, hiçbir davacı, davasını açması gereken mahkemede değil de, yanlış mahkemede açtığı için hak arama özgürlüğünden mahrum olmayacak, Anayasa Mahkemesi’nin “davaya sen bakmalısın” dediği mahkeme davaya bakmak zorunda olacak.
Siyasi partilerin Sayıştay yardımıyla denetlenmesi, Anayasal zorunluluk!
Anayasa’nın 144’üncü maddesine yeni eklenen (3)’üncü fıkra ile Anayasa Mahkemesi’nin, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde, siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin doğruluğunu ve hukuka uygunluğunu Sayıştay’ın yardımıyla denetleyeceği düzenlendi.
Yürürlükteki Anayasada da Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir yetkisi olduğu düzenlenmekte ancak Anayasa Mahkemesi bir hesap mahkemesi olmadığı bu denetimi yapmak konusunda uzmanlığa sahip bulunmadığı için denetimler yapılamamaktaydı.
Yapılan değişiklikle, Anayasa Mahkemesi’nin bu denetimi hesap konularında uzman devlet kurumu olan Sayıştay’ın yardımıyla yapacağı düzenlenmiş ve denetimin fiilen de yapılabilmesinin sağlanması amaçlandı.