Atina / Brüksel

Birleşmiş Milletler senelerdir (güya) “şemsiye” görevi görüyor. Gökten toz duman ve epeyce bir “bilinmezlik” yağıyor. Şemsiye halen açılmıyor (!)

*  *  *

Yine herkes gelişmeleri kendine göre anlıyor, canının çektiği gibi yorumluyor. “Birleşme”yi başka başka okuduğumuz, “Federal Kıbrıs”ı farklı farklı anladığımız, “siyasi eşitlik”ten değişik sonuçlar doğurduğumuz, “garanti” ya da “güvenlik”te ayrı tellerden çaldığımız gibi! İyi de usandık.

*  *  *

Kıbrıslı Türk lider Akıncı cesur bir çıkış yaptı, Kıbrıslı Rumları şaşırttı.
 “Guterres Belgesi’ni kabul edelim” dedi! Peki bu belge nerede?
Hani, kimde yazılı var? Tam da ne anlatıyor?
Crans Montana’daki son gece BM Özel Danışmanı okumuş,
“Tek Yanlı Müdahale Hakkı” kaldırılmış, Çavuşoğlu (güya) bunu reddetmiş.
“Önerilen eğer en son okunan çerçeveyse tamamdır” diyor, Kıbrıslı Rumlar.
Asker sayısının 1960’a döneceğini, garanti sisteminin değişeceğini söylüyorlar,
bu “çerçeve”ye göre... Akıncı ise aynı çerçevede 2’ye 1 dönüşümlü başkanlığı öne çıkartıyor,
kendi sunduğu haritanın esas alındığını söylüyor,
mülkiyette kuzeydeki kullanıcıların korunduğunu anlatıyor.
 Anlayacağınız yine bir “sağırlar diyaloğu...”
Ve meğerse “çerçeve”nin yazılı finali de yok.

*  *  *

Larnaka’dan Atina’ya uçuyoruz, oradan da Brüksel’e...
Kıbrıslı Rum Dışişleri Bakanı Hristodulidis de uçakta, ilgimi çekiyor,
VIP’ten gelmiyor, üstelik önlerde de oturmuyor,
“ekonomi” sınıfında, geride...
Elbette Akıncı’nın önerisini soruyoruz!
“Hangi çerçeve” diyor,
 “Guterres’in hangi çerçevesi önerildi, siz biliyor musunuz?”
Başka da bir laf alamıyoruz ağzından!

*  *  *

Yine en başa dönelim mi?
Birleşmiş Milletler şu “kabız” hallerini bir yana bırakarak,
acaba “yazılı” açıklayacak mı hepimize, tam da nedir şu çerçeve!
Bu çerçevenin içine “hayatımız” girecek çünkü...
Ve görelim bakalım, liderlerden hangisi samimi,
hangisi çözümün peşinde!