Birinci turun birincisi
Seçime ramak kala kimi adayların 'kendi lehine olması için' attıkları bazı adımlar 'ters etki' yapabiliyor.
Mesela mal varlığı açıklaması gibi…
Doğrusu bunca tantananın içinde Eroğlu'nun mal varlığını canlı yayında açıklayacağı aklımın ucundan geçmezdi.
Açıklasa vay, açıklamasa vay diyordum.
Tartışma tam kapanmışken Eroğlu önceki akşam BRT'deki canlı yayında “mal beyanı” olduğunu iddia ettiği bir 'liste' açıkladı.
Okurken dudağım uçukladı.
• Kooperatif Merkez Bankası'nda 600 bin TL.
• İktisat Bankası'nda 462 bin TL.
• Vakıflar Bankası'nda 410 bin TL.
• 275 bin sterlin.
• Başka bir bankada 407 bin Dolar.
• Lefkoşa Kızılbaş'ta oturduğu ev.
• Lefkoşa Kızılbaş'ta arsa.
• Mağusa'da arsa karşılığı 4 daire bir dükkan.
• 2008 model BMW marka araç…
(Tabii bu listede Meral ablamınkiler yok )
Maşallah… Maşallah…
Kendimi geçtim, başkaları bu listeye ne der diye dikkat ettim dün…
Çevremdeki tepkileri izledim.
“Peee, amman anam. Nedir ay ovlum bu mal, bunca para” mealinde çok yorum duydum.
Lafı uzatmaya gerek yok, Derviş Bey biraz da mecbur kalarak bu açıklamayı yaptı yapmasına ama…
Bu beyan seçim üstü ters etki yarattı bence…
Şeffaf olayım derken “zengin siyasetçi” profili çizdi, “nereden buldun” dedirtti.
Kısacası propagandaya olumsuz etki yaptı, kimse bu beyanı alkışlamadı, aksine düşündürttü.
***
Bir başka ters etki yapan durum da Akıncı mitinginde yaşandı.
Mitingi bizzat meydanda izledim.
Kimsenin fikrine, anlatısına gerek duymamak için meydana gittim.
1500 civarı bir kalabalık vardı, tek tek saydım.
Sayı İnönü Meydanı için çok çok azdı. Daha önceki TDP mitinglerini andırıyordu. “Ben Çipras'ım” iddiasıyla yola çıkan bir siyasinin meydanı inletmesini beklerdim, olmadı. Sahne neredeyse meydanın ortasına kurulmuştu. Bir de Akıncı konuşmasının büyük bölümünde agresif bir üslup kullandı.
Gelecekten bahsetmek yerine diğer adaylara dalaşması, kendisine yöneltilen eleştirilere öfkeyle yanıt vermeye kalkması geceyi gerdi.
Tıpkı Eroğlu'nun mal beyanı işi gibi “Akıncı mitingi” de Akıncı'ya faydadan çok zarar verdi.
Bir kere henüz kararını veremeyenlere güçsüz-cılız bir görüntü verildi.
Öfkeli agresif sözleriyle de oy vermeyi düşünenleri bile kendinden soğuttu.
Ha söylemden geçmeyeyim, mitingler gösterge değildir, kesinlikle…
Ama kendi lehinize estiğine inandığınız bir rüzgarı, tersine çevirmeye yetecek kadar moral ve motivasyon düşüren ya da yükselten bir araçtır.
Rakipleriniz sizin güçsüz mitinginizden motivasyon kazanabilir, aynı şekilde taraftarlarınız da bu ruhsuz mitingden motive düşüklüğü hissine kapılabilir.
Bu açıdan bakıldığında mitingleri sandığa doğrudan bir etki yapmasa da önemli bir moral-motivasyon aracı olarak görüyorum.
Seçime 3 gün kaldı…
Yarın gece İnönü Meydanı'ndaki Dr. Sibel Siber Mitingi ile Sarayönü Meydanı'ndaki Derviş Eroğlu Mitingi var.
Yarın akşamki mitingler seçimin sandığa esen rüzgarına ne denli katkı yapacak göreceğiz. Son iki haftada ciddi oranda Sibel Siber ve Kudret Özersay'ın yükselişe geçmesi seçimin sonucunu kestirmeyi zorlaştırıyor.
Adeta bir toz bulutu var ve gördüklerimiz net değil.
Sürprizlere gebe bu seçim sürecinde herkesin dilinde olan tek gerçek ise Eroğlu'nun kaybedeceği…
Kimilerine göre son 3 günde süreci allak bullak edecek bir olay da yaşanabilir, özellikle Eroğlu cephesinde... Üstelik sağ cenahtan politikacıların bile dillendirdiği “Eroğlu ilk turdan kaybedebilir” görüşü küçümsenemez boyuta gelmişse eğer, bu seçimden her türlü sonucu beklerim ben… Ne miting, ne kulis, ne de anketler… Hiçbiri gösterge değil, birer propaganda aracı… 3 gün sonra bu toz bulutunun ardındaki gerçeği göreceğiz. Hislerim Saray'a 'yeni bir enerji' geleceğine işaret ediyor. Son günlerdeki 'genel kanı' da bu zaten: Oylar çok yakın, Eroğlu geriliyor, Siber az farkla birinci...