Akbank Caz Festivali’nde ödül almak ve Tolga Erzurumlu

Birincilik gururu… Ve ilgisizlik


<<… Maalesef yalnızca müzikle, hatta caz ile ilgilenen insanlardan güzel tepkiler alabildim. Ülke genelinde insanların bu olaydan haberleri bile yok. Bu bütün sanatçılarımız için geçerli bir durum ne yazık ki. Türkiye’de; CNN Türk, TRT, Haber Türk gibi kanallar ile söyleşilerimiz oldu. Bu kanallarda benden ‘Kuzey Kıbrıslı müzisyen’ olarak bahsedilmesi, bana gurur verdi. Ancak ne yazık ki aynı ilgiyi kendi ülkemde ne ben, ne de benim durumumdaki birçok müzisyen görememekte…>>

--------------------------
Bu yıl 21'ncisi gerçekleştirilen "Akbank Caz Festivali", Kuzey Kıbrıs için de ayrı bir önem taşımaktaydı. Adamızın genç ve başarılı müzisyenlerinden Tolga Erzurumlu, festival kapsamında düzenlenen "Genç Cazcılar" yarışmasında, çaldığı doğaçlama piyano eseriyle birincilik ödülü aldı. Dünya çapında bir organizasyon olan festivale, birçok ünlü müzisyen katılım gösterdi.
Ne yazık ki ülkemizde yetişen bu genç yetenek için gereken ilgi gösterilmedi. Aldığı birinciliğin gururu ve ülkemizdeki pek çok çevrenin ilgisizliğinin burukluğu sonrasında Tolga Erzurumlu ile festivali konuştuk.
--------------------------

·        Dilerseniz öncelikle müzikle tanışmanızdan başlayalım!

·        T.E: Ailem sayesinde müziğe karşı bir ilgim oldu. Müzikle ilk olarak altı yaşında bu vesileyle tanıştım. Evde kendi başıma klavye çalar, kendi kendime bir takım pratikler yapmaya çalışırdım. Hiç vazgeçmediğim bu merağım, Doğu Akdeniz Üniversitesi müzik bölümüne birincilikle girmemle profesyonelliğe doğru geçiş yaptı. Burada klasik batı müziği üzerine lisansımı tamamladım ve daha sonra da bir yıllığına burslu olarak Avrupa’da caz eğitimi aldım. Ülkeme döndükten sonra, müzik hayatıma sahnelerde devam ettim. Caz’a karşı her geçen gün artan ilgim, beni Akbank’ın düzenlemiş olduğu "Genç Cazcılar" yarışmasına teşvik etti.

·        Biraz Akbank Caz Festivali'nden söz edelim, nedir bu festival, yarışma nedir?

·        T.E: Akbank, her yıl düzenlediği caz festivaline bu yıl ilk kez, ‘Genç Cazcılar’ yarışmasını ekledi. Dünya çapında isim yapmış bu festivalin bu ayağına, Türkiye genelinde altmış yarışmacı katıldı. Bunların içersinden ilk on altı kişi finale kaldı ve üç ayrı dalda birinciler seçildi. ‘En iyi doğaçlama’, ‘En iyi performans’ ve ‘En iyi yorum’ kategorileri arasında ben, ‘En iyi doğaçlama’ dalında birinci oldum.

·        Festivale katılma fikri nasıl oluştu?

·        T.E: Zaten caza olan ilgim nedeniyle, her yıl düzenlenen festivalin takipçilerindendim. Kimi zaman dinleyici olarak da katıldım. İnternet sitesinde ‘Genç Cazcılar’ yarışmasını görünce, derhal katılım koşullarını inceledim. Gerekli olan demoyu kaydettim ve gönderdim. Sonuç olarak kabul gördüm ve yarışmaya katıldım.

·        Organizasyon için neler söylemek istersin?

·        T.E: Dünya çapında caz ustalarının katıldığı bir organizasyon. 21. kez düzenlenen festivalde, tüm katılımcılar ve organizatörler tam anlamıyla profesyonellerden oluşmaktaydı. İki gün süren ‘Genç Cazcılar’ yarışması jürisi tamamen profesyonel sanatçılardan oluşmaktaydı. Sanatçısından organizatörüne herkes, oldukça sıcakkanlı ve ilgiliydi. Bu da biz katılımcılar için ayrıca bir motivasyon sağladı. Birinci olmamın dışında, böyle bir festivale katılmak; benim için gelecekte bu tür organizasyonlara daha da fazla ilgi göstermem ve vizyonumu daha da genişletmem adına yardımcı oldu.

·        Peki bu festival, müzikal anlamda sana nasıl bir kapı açtı?

·        T.E: Öncelikle jürinin profesyonellerden oluşması ve bu müzisyenlerle birlikte atölye çalışmaları yapmak, birlikte sahne almak, benim için büyük bir fırsattı. Müzik kariyerimde, ileriki festivaller adına bana önemli bir referans sağladı. Ayrıca orada bulunan tüm müzisyenlerin ilgi ve desteği, gelecekte de kontak kurabileceğim birçok kapının açılmasına sebep oldu.

·        Almış olduğunuz birincilikle, ada genelinde nasıl tepkiler aldınız?

·        T.E: Maalesef yalnızca müzikle, hatta caz ile ilgilenen insanlardan güzel tepkiler alabildim. Ülke genelinde insanların bu olaydan haberleri bile yok. Bu, bütün sanatçılarımız için geçerli bir durum ne yazık ki. Türkiye’de; CNN Türk, TRT, Haber Türk gibi kanallar ile söyleşilerimiz oldu. Bu kanallarda benden ‘Kuzey Kıbrıslı müzisyen’ olarak bahsedilmesi, bana gurur verdi. Ancak ne yazık ki aynı ilgiyi kendi ülkemde ne ben, ne de benim durumumdaki birçok müzisyen görememekte.

·        Sorunlardan bahsetmişken, ülkemizde sanatçılara verilen değer sizce ne ölçüde?

·        T.E: İlgi görmeye layık olan ancak bu ilgiyi maalesef göremeyen biz Kıbrıslı müzisyenlerin, ülkemizin belli kuruluşları tarafından maddi ve manevi olarak destek görmeye ihtiyacı var. Ülkemiz gerçekten çok yetenekli sanatçılar barındırıyor. Gerekli ilgi ve desteği bulursak; Dünya çapında her türlü başarıyı elde edeceğimize ve ülkemizi çok güzel pozisyonlarda temsil edeceğimize eminim. Kendi imkanlarımız dahilinde bile bu başarıları elde ediyoruz. Arkamızda bu destek de olsa; dünya bizi sanatımızla da konuşurdu.

·        Çok teşekkür ederiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

·        T.E: Bana göre her zor işi ülke şartlarında değil de, dünya gözüyle görebilirsek, hem kendi çıtamızı yükseltir hem de ülkemizi bambaşka noktalara toplum olarak taşıyabiliriz. Temennim bu konularda herkesin hassasiyetinin artmasıdır.