1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Birinin toprağı, ötekinin devleti
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Birinin toprağı, ötekinin devleti

A+A-

Rezillik!
Öfkeyle pasaport iptal ediyor, intikamla yurttaşlık hakkı çiğniyorlar.
Dişe diş, göz göze!
Rövanş duyguyla ilerliyorlar.
Hukuksuzluk bataklığında iyice kirleniyor yüzü gözü ülkemin!

‘Kıbrıs’a ait ne kadar değer varsa nefret diliyle anarak Rum görenlerin ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni yok sayanların, kendilerine değil yalnızca yedi sülalelerine pasaport alması ne kadar samimiyetsizse…
O pasaportları iptal etmek de bir o kadar ihanettir tarihe!

*  *  *
Bu coğrafya epeydir “ortak yurt” bilincini unutmuş görünüyor.
Düş kuramıyorsunuz.
“Birlikte bir gelecek” hayaline izin vermiyorlar.
Milliyetçiliğin değirmenine su taşıyor ve bundan besleniyorlar karşılıklı…
Özgürleştirmiyor, tutsaklaştırıyorlar.

*  *  *
Maraş kararına imza atanların “Kıbrıs Cumhuriyeti” pasaportları iptal edilecekmiş.
Bir kent uyanacak mı böylece?
El Cezire ‘Altın Pasaport’ öyküleri yayınlamayacak mı şimdi?
İptal edilen pasaportlar rüşvetle Malezya ya da Kamboçya’ya gönderilecek yine, kim bilir…

*  *  *
“Devlet benim” diyenler pasaportu iptal edecekler.
“Toprak benim” diyenler de el koyacaklar başkasının mülküne!
Sizi gidi işgalciler sizi…

*  *  *

Ne toprak senin…
Ne devlet…
İkisi de haksızca, adaletsizce, yalanla, talanla elde edilmiş.
Ah var üzerlerinde ah!
Kan var temellerinde kan!


*  *  *

Kıbrıs’ın neresini tutsanız elinizde kalıyor ve günün sonunda işbirliği yerine düşmanlık büyütülüyor.
Yalan yalanla tokuşuyor.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nde ortaklık hakkımız var” diyoruz!
Eğer bir “menfaat” varsa…
İşimize geldiği gibi…
Kimliğini pasaportunu taşıyoruz ama iş toprağın tazminatına gelince “Türkiye’ye ödesin” diyoruz mesela!
“Bize ne?”
Avrupa’ya vizesiz tatile giderken Kıbrıslı, adanın kuzeyinde başkasının arsasını satarken Türk oluyoruz!

*  *  *

Ada’nın bir yarısı talimatla yönetiliyor öte yarısı da aptallıkla!
Biri “askerin” gücüne güveniyor.
Öteki dünyada tanınmış “devletin!”

Günün sonunda taş da yumurtanın üzerine düşse yumurta da taşın olan yumurtaya oluyor.
Kıbrıs’ın geleceğinde ışığı, huzuru, barışı, istikrarı, Avrupalı bir yaşamı, medeniyeti ve barışı özleyenlerin umutları bıçaklanıyor.

*  *  *

Burada doğmuş çocukların çocuklarına dahi vermediler o pasaportu!
Bal gibi de Kıbrıslı insanlardan esirgediler.
Kıbrıs’a dair bağlarını kopardılar bu insanların, duyarlılıklarını yaraladılar.

Kuzeyde peynir ekmek gibi “kktc” yurttaşlığı dağıtılarak çürütüldü irade, güneyde Kıbrıslı Türklere karşı tutuculukla köreltildi…

Biri, tek gün tek kuruş yatırım yapmamış kişiye “özel yurttaşlık” veriyor, bir diğeri, rüşvetle!
Ne kadar da çok benziyorsunuz birbirinize öyle!


*  *  *

Birbirini düşman görenlerin düşmanlıklarına inat çoğaltmalıyız ortak alanlarımızı ve çok daha fazla yan yana gelmeliyiz.
Bu güzel adayı “ayrı ayrı” isteyenlere karşı bütünlemeliyiz hayallerimizi…

*  *  *

“Devlet benim” diyenlerin zulmüyle…
“Toprak benim” diyenlerin tahakkümü karşısında birleşmeliyiz.



 

Bu yazı toplam 1620 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar