BİRLEŞİK SAMARELLA DEVLETİ
Ömer Laçiner, birkaç hafta önce yaptığımız röportajda “Kıbrıs’ta sorunun yüzde 80’i çözüldü” demişti.
Türkiye solunun önemli isimlerinden yazar Laçiner ada halklarının medeni olduklarını, insanlar arasında sorun bulunmadığını, kimsenin kimsenin boğazına sarılmadığını söylemiş, “Biz Türkiye’de bundan çok uzaktayız” demişti.
* * *
Kıbrıs’ta ‘çözümsüzlük’ toplumlara ait, onların yarattığı ve devam ettirdiği bir mevzu değil.
Yarım yüzyıldan fazla bir süredir oluşmuş bir ‘ezber’ var ve siyaset bu ezbere takıldı, kaldı.
Sonu gelmeyen müzakere süreçleri…
Ulanıp giden görüşmeler…
Sayısını tutmakta zorlandığımız ikili, üçlü, beşli, çoklu toplantılar…
On binlerce sayfa diplomasi notu…
Verilen onca emek, tüketilen o kadar zaman…
Ve harcanan insanlar, toplumlar, gelecekler…
* * *
Kıbrıs sorununun çözülememesinin temel sebebi, toplumların çözüm süreci dışında tutulmalarından başka bir şey değil.
Bunu söyler, bunu bilirim.
Şimdiki sürecin, de -iyi ya da kötü- hangi yöne gidecekse, toplumlardan kopuk gittiği aşikardır.
Liderlerin gizli kapalı toplantılar yapması normaldir elbette, ama New York’ta ‘son şans’ diye nitelenen görüşmelere sokaktaki insanların kayıtsızlığı, bu tespitin doğruluğuna önemli bir kanıttır.
Akıncı ve Anastasiadis’in Ban’la yaptığı görüşme dahil, New York görüşmeleri ne Kıbrıslı Türkleri, ne de Kıbrıslı Rumları heyecanlandırabildi.
Üzgünüm, ama memleketteki nabız budur.
* * *
Ömer Laçiner’in dediği doğrudur: Kıbrıs’ta Rumlar ve Türkler birbirinin boğazına sarılmıyor. Çözüm yüzde 80 sağlanmış durumdadır.
Çünkü bu topraklarda yaşayan insanlar, birçok yönüyle birbirine benziyor.
Dili ve dini farklı olabilir.
Sadece federasyonlarda değil, Türkiye dahil, birçok ‘ulus devlet’te bile farklı dinlere, mezheplere ait, başka başka diller konuşan, değişik kültüre ait insanlar bir arada yaşadı, yaşayabildi, yaşayabiliyor.
Eğer ‘din’ ve ‘dil’, insanların tek ‘ortak noktası’ olsaydı birlikte yaşayabilmek için, başta ABD ve İngiltere olmak üzere ‘güçlü’ devletlerin çoğu çoktan iç savaşa sürüklenir, parçalanır, dağılır, bölünür, parçalanırdı.
* * *
Federal Kıbrıs için ‘ortak nokta’ aramak bile abestir. Zira o kadar çok vardır ki!..
Zaten liderleri ve BM’yi beklemeksizin, Kıbrıslılar kendi aralarında bu işin ‘insani’ yönünü çözdüler çoktan…
Geriye kalan, siyasilerin oynadığı ‘oyun’un sona ermesinden başka bir şey değil!..
Hem ‘bizim’kilerin, yani adadakilerin, hem de Kıbrıs’tan ‘mamma’ koparmak isteyen başkalarının…
Mesele budur.
Yoksa ‘federasyon’ çoktan kurulmuştur.
Adı mı?
‘Birleşik Samarella Federasyonu’ mesela…
Ya da ‘Kıbrıs Kolokas Cumhuriyeti’…
‘Birleşik Köfter Devletleri’ de uyar…
Fena mı olur?