1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Birlikte direneceğiz, birlikte kazanacağız
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Birlikte direneceğiz, birlikte kazanacağız

A+A-

Evlatlarımıza sahip çıkarak doğru adım atılmıştır.
Bu çocuklar ne hastalıklıdır ne de salgının suçlusu...
Riskleri vardır.
İlk açıklamalar insafsız, düşüncesiz, sorumsuzdu.
“Gelmesinler.”
Çirkindi.
Vicdansızdı.
Neyse ki düzeltildi.
Doğrusu, kendi evlatlarımızı, yurttaşlarımızı bu ülkeye getirmek, gözetmek, hem onları, hem de toplumun bütününü korumaktır.

***

Bir virüs dünyanın devlerini nakavt etti.
Biz de direniyoruz.
İlk kez yaşıyoruz bu deneyimi...
Üstelik eğreti bir devlette, standart yoksunu bir düzenle, günü kurtaran bir keyfilikle yönetiliyoruz, yıllardır...
İyi bile üstesinden geliyoruz.
Bu süreçte kimi “yanlış” söylemler ya da “eylemler” oluyor.
Hepimiz için geçerlidir.
Doğaldır.

***
Eleştiriler varsa, ön yargıyla değil, samimiyetle anlamak gerekiyor.
İyi ki sorgulayabiliyor, tartışabiliyor, hesap sorabiliyoruz.
Bir yanlışı düzeltmek ayıp değildir.
Siyasi rekabetin, kibirin, kişisel hesaplaşmanın zamanlarında değiliz.
Kendi egosunu kendine saklamalı herkes... Gösteriş hevesini dizginlemeli...

***
Bir karar çıktı: “72 ülkeden gelen yurttaşlar doğrudan merkezi karantinaya gidecek.”
Türkiye o listede yoktu.
Bir de ‘muhaceret izinliler’ yoktu.
Tepki gösterdik.
Eleştirdik.
Sosyal medyada olağanüstü bir duyarlılık oluştu.
Bir yanlıştan dönüldü, düzeltildi.
İyi oldu.

***
Umarım bu kriz en az kayıpla atlatılacak.
Öyle görünüyor ki “normalleşmek” biraz zaman alacak.
Günün sonunda geriye doğru dönüp bakacağız.
Tarih bakacak.
Eğer bir başarı varsa, hepimizin olacak; duyarlılık gösteren, sorumluluk üstlenen, karar veren, eleştiren, yönlendiren herkesin…
Ancak…
Bir başarısızlık varsa…
O durumda “karar verme sürecinde yetki sahibi isimler” bir adım öne çıkacak.
Böyledir.
Onlar çok daha kolektif çalışmak, düşünmek, araştırmak, dinlemek zorundadır.
“Sorumluluk” almak böyle bir yükü de omuzlara yükler.

***
Hepimiz sevdiklerimizin üzerine titriyoruz.
Canımız tatlı.
Hem birbirimizi korumalıyız, hem de yurdumuzu…
Şimdi hepimizin ‘İNSAN’ olma zamanıdır.
Tüm maskelerimizi söküp atmak, yüzsüzlüğü bırakmak, kin ve nefretten arınmak, alt etme kültüründen kurtulmak, ince hesaplardan vazgeçmek, bencilliği eritmek zamanıdır.
Önce insan!
En önce...
Birlikte direneceğiz.
 

 

ÖNERİLER

Bunları da artık düşünmeliyiz!
 
>> Özel sektör işsizleri için mart-nisan-mayısa yönelik bir ‘asgari ücret destek paketi’ çalışılmalıdır.

>> Kamuda ilk adımda belirli bir rakam üzerindeki maaşlar geçici sınırlanmalı, buradan elde edilecek tasarruf işsizlere sunulmalıdır. Örneğin 7 ya da 8 bin gibi bir limit belirlenebilir.

>> Kredi, anapara ve faiz ödemeleri mutlaka faizsiz ötelenmelidir.

>> Kriz Merkezi’ne muhalefet partileri de dahil edilerek sürecin ‘tek vücut’ yönetimi başarılmalıdır.

>> En başta karantinadaki öğrenciler için ‘psikolojik destek merkezleri’ oluşturulmalıdır.

>> Ülkemizdeki yabancı öğrenciler ya da işsiz kalan yabancıların sorunlarını çözecek, ülkelerine dönüşünü kolaylaştıracak, sosyal patlamaları engelleyecek çözümler üretmelidir.

>> Askeri kışlalara yönelik tedbir şarttır. ‘Toplu yaşam’ önerilmiyorsa eğer, sinemalar, camiler, okullar gibi... Asker de insandır ve doğrusu corana mereti rütbe ya da ordu tanımaz. İlimin, bilimin, tıbbın aklı niye kışla girişinde duruyor?

>> Güney Kore’deki başarı örneğini dikkate alarak testler yaygınlaştırılmalı, kamu-özel bütünleşmesi sağlanmalı; böylece, erken teşhisle hastalığa enfekte olanlar ayrıştırılmalıdır.

>> Çalışmak zorunda olan işyerlerine dezenfektan eldiven ve maske tedariki unutulmamalıdır.
 

 

 

Bu yazı toplam 1512 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar