1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. “Bitmiş Hikâye, Bitmemiş Tarih”: Kıbrıs’ta Tarih Eğitimi Tartışmaları
“Bitmiş Hikâye, Bitmemiş Tarih”: Kıbrıs’ta Tarih Eğitimi Tartışmaları

“Bitmiş Hikâye, Bitmemiş Tarih”: Kıbrıs’ta Tarih Eğitimi Tartışmaları

Tüm bunlara bir de adada çatışan milliyetçi anlayışları ekleyince, tarih eğitimini tıpkı Althusser’in dediği gibi “bitmeyen bir hikâye” olarak ifade etmek konunun ne olup olmadığına dair yeniden düşünmeyi sağlıyor.

A+A-

Hakan Karahasan
[email protected]

Yakın zamanda, enteresan bir şekilde de olsa, Kıbrıs tarihinin okullarda yeterince “doğru” öğretilmediği, gençlerin tarihlerini bilmeleri gerektiği vurgusu yeniden yapılmaya başlandı. (1) İlginçtir, bu tartışmaları gündeme getirenler, ısrarla Mehmet Ali Talat döneminde “tarihin silinmeye çalışıldığı” iddiasında olsa da, gözden kaçırılan ufak bir ayrıntı olduğunu hatırlatmakta fayda var, o da şu: Şu an müfredatta Kıbrıs Türk Tarihi adıyla okutulmakta olan ders kitapları, ilk olarak Dr. Derviş Eroğlu döneminde değiştirilmiş olup, o dönemki hükûmetin ilk yüz günlük icraatları kapsamında yapılan basın toplantısı ile paylaşılmıştır. (2) Diğer bir deyişle, 2004-2009 dönemi okutulan Kıbrıs (Türk) Tarihi ders kitapları şu anki müfredattan kaldırılalı 10 yıldan fazla bir zaman hâlihazırda geçmiştir. Bir başka dipnot olarak şunu da belirtmek gerekirse, 2004-2009 dönemi ortaokullarda okutulan Kıbrıs Tarihi kitapları o kadar iyi bir şekilde ortadan kaldırıldı ki, bugün bu kitapları araştırma maksatlı elde etmek isteyenler dahi, bulmak için büyük bir efor sarf etmek zorunda çünkü kitaplar tamamen kayboldu. Arşivlerde, kütüphanelerde bile bu kitapları bulmak son derece zor.

            Tarihi sürekli tek yönlü bir bakış açısıyla anlatma ve bunun mutlak doğru olduğu düşüncesi yeni değil. Hatta ve hatta, tarihi yurtseverlik ve “bilinçli” nesiller yetiştirilmesi için kullanılacak bir araç olarak görme düşüncesine bakıldığında, 19. yy’dan örnekler vermek pek tabii mümkün. (3) Tarih eğitiminin ne olduğu ve ne gibi amaçlar güttüğü üzerine Kıbrıs’ta da birikmiş bir literatür var artık. Lakin, konu burada geçmişken Niyazi Kızılyürek’in söylediği bir sözü hatırlamanın bağlam açısından faydalı olacağı kanısındayım. Kızılyürek’in tabiriyle “Tarih, geçmişten türetilen, geçmişten hareketle kurgulanan ama geleceğe dönük bir anlatıdır.” (4) Geleceğe dönüktür çünkü gelecek nesillerin nasıl olmaları arzulanıyorsa, ona göre geçmişe gidilip, geçmişteki belli konular, kavramlar öne çıkarılarak geçmiş yeniden icat edilir. Bu icat edilen geçmiş, gelecek nesillerin geçmişi nasıl algılamaları arzulanıyorsa, o şekilde kurgulanıp, sunulur. Geçmişi nasıl bildiğimiz ise içinde yaşadığımız bugünü ve yarın(lar)ı etkiler. Bu açılardan bakıldığında, Kıbrıs’ta tarih eğitiminin (adanın her iki tarafında da) resmî anlatı(lar) ekseninde kurgulandığı bilinmektedir.

Tüm bunların ışığında, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Kıbrıs Türkü tarihini bilmeli” derken ne demek istediği aslında son derece açık: Kıbrıs(lı) Türk toplumunun sadece tek bir tarihi var. Ve bu tarih ulusal resmî anlatının ta kendisi. Bunun dışında bir tarih yok! Hâlbuki tarih ve geçmiş birbirinden farklı olduğu kadar, tarih eğitimi deyince ne anlaşıldığının da vurgulanması, tarih eğitimini çocuk ve gençleri resmi anlatının bir parçası hâline getirmekten ibaret olarak görmek yerine, farklı bakış açılarını okuyup, konuşup, tartışabilmeyi, olaylara çoklu bakış açısı ile bakabilmek olarak görmek arasında ciddi farklar bulunmakta. Bir noktayı eklemeyi unutmadan: Kendi resmî anlatınızı başkalarına karşıt bir şekilde kurgularsanız, uzun vadede bu bağımlılık ilişkisi devam eder ve başkalarının yaptıkları, yapmaya devam ettikleri yanlışları da tekrar eden bir düşünceyi devam ettirmiş olursunuz. Adanın her iki tarafı için de geçerli bir durum bu elbette.

Yazının başlığının ilk kısmı Kıbrıs’ta tarih eğitiminin nasıl algılandığına dair son derece güzel bir özet kanımca. Başlık aslında Louis Althusser’in bir yazısından alıntı. “Althusser bu son cümlelerde Fransızca ‘histoire’ kelimesinin hem ‘hikâye’ hem de ‘tarih’ anlamına gelmesine dayanarak bir kelime oyunu yapıyor. Bu cümlelerdeki sözler her iki anlamda birden okunmalı” (5) Yakın dönemdeki tartışmalara bakıldığında, Kıbrıs’ta tarih eğitiminin nasıl algılandığı, belli ki, bir süre daha değişmeyecek. Değişen hükûmetler ve siyasiler, tarih eğitimini ulusal kimlik inşasını gerçekleştirmek için bir araç olarak bakmaya devam edecekler. Mehveş Beyidoğlu Önen ile birlikte yakın zamanda bir yazmış olduğumuz yazının sonuç kısmında da ifade ettiğimiz üzere, (6) Kıbrıs’ta tarih eğitimi özeline bakıldığında, her ne kadar özellikle 2004 yılında bu yana ders kitaplarının revize edilmesi (olumlu ya da olumsuz) tarzı bir durum gelenek hâline dönüşmeye başlasa da, tam da bu noktada, mevcut revize etme ihtiyacı ve/veya alışkanlığının temellerine bakmak gerekiyor. 2004-2009 döneminde yapılan revizyon ile 2009 yılında yazılan tarih kitapları, ideolojik açılardan birbirlerinden son derece farklı. Bugün, 2021 yılında tarih eğitiminin “yetersiz” olduğu, “biz”leri geçmişten koparmaya çalıştığı iddiaları hâlâ devam ediyorsa, burada bakılması gereken başka mevzular var. Bunlardan bir tanesi, tarih eğitimi deyince (bugün ve yarın) ne anladığımız, neyi tahayyül ettiğimiz. İkincisi, salt tarih eğitimi bazında değil, genel olarak eğitiminin nasıl düşünüldüğü ve Niyazi Kızılyürek’in tabiriyle geleceğin nasıl kurgulanacağı. Bu noktada, eğitim politikalarının ne olduğu belli olmadığı sürece (belki de belli) değişen her hükûmet eşittir tarih kitaplarında değişim mi olacak sorusu zihinlerde yankılanmaya devam edecektir. Üçüncü olarak, her ne kadar ders kitapları üzerine yapılan tartışmalar devam etse de, ders kitapları söz konusu olduğunda, ikinci mevzu ile bağlantılı olarak değişen/değiştirilmesi öngörülen (revize edilen/edilmesi arzulanan) kitaplar ilerde de merkezî bir otorite tarafından seçilip, yazdırılacak ve öğrenciler sadece bu kitapları mı okuyacaklar? Yoksa, eğitim bakanlığı öğretmenlere, okullara bu konuda seçme hakkı tanıyacak, müfredatta birden fazla tarih kitabı aynı anda kullanılabilecek mi? Tüm bunlara bir de adada çatışan milliyetçi anlayışları ekleyince, tarih eğitimini tıpkı Althusser’in dediği gibi “bitmeyen bir hikâye” olarak ifade etmek konunun ne olup olmadığına dair yeniden düşünmeyi sağlıyor. Althusser’in yazısındaki son cümleyi biraz çevirerek bitirecek olursam: “Bit[eme]miş hikâye. Bit[e]meyen tarih mi?” (7)

 


Kaynakça:

1.         “Tarih kitapları gündemimizde.” https://www.yeniduzen.com/tarih-kitaplari-gundemimizde-144213h.htm. 8 Eylül 2021. (Son erişim tarihi: 09/09/2021).

“Kıbrıs Türkü tarihini bilmeli.” https://www.yeniduzen.com/kibris-turku-tarihini-bilmeli-143223h.htm. 11 Ağustos 2021. (Son erişim tarihi: 09/09/2021); “’Tarih eğitimini gözden geçiriniz’ talimatı.” https://www.yeniduzen.com/tarih-egitimini-gozden-geciriniz-talimati-143218h.htm. 11 Ağustos 2021. (Son erişim: 09/09/2021). (Son erişim: 09/09/2021).

2.         "100 Günde %100 İcraat." https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n29531-100-gunde-100-icraat. 9 Eylül 2009. Kıbrıs tarihi ders kitapları ve değişimler ile ilgili detaylı bir inceleme için, bkz: Karahasan, Hakan & Latif, Dilek (2010). “Barış için Eğitim III: Kıbrıs Tarihi Lise Ders Kitaplarının Metinsel ve Görsel Analizi: Eski ve Yeni Kıbrıs Tarihi Kitaplarının Karşılaştırmalı Analizi.” Beyidoğlu et. al. (2010) içinde Tarih Kitaplarının Yeniden Yazılması – Tarih Kitapları: Uzlaştırma için mi, Bölünmle için mi? Lefkoşa: POST Araştırma Enstitüsü. s. 26-27. https://postresearchinstitute.files.wordpress.com/2011/02/tarih-kitaplarinin-yeniden-yazilmasi.pdf. (Son erişim: 09/09/2021).

3.         Konu ile ilgili Ernest Lavisse’den çarpıcı bir alıntı için, bkz: Cajani, Luigi. (2013). “War Education and Peace Education: The Historians’ Experience.” Hakan Karahasan (haz). Past Traumas: The Representation of History and Peace Education. Lefkoşa: POST Research Institute, s. 15.  Çevrimiçi: https://postresearchinstitute.files.wordpress.com/2011/02/past-traumas.pdf. (Son erişim: 09/09/2021).

4.         Kızılyürek, Niyazi. (2010). “Önsöz.” Beyidoğlu et. al. (2010) içinde Tarih Kitaplarının Yeniden Yazılması – Tarih Kitapları: Uzlaştırma için mi, Bölünmle için mi? Lefkoşa: POST Araştırma Enstitüsü. s. 94. https://postresearchinstitute.files.wordpress.com/2011/02/tarih-kitaplarinin-yeniden-yazilmasi.pdf. (Son erişim: 09/09/2021).

5.         Çevirenin dipnotu. Althusser, Louis. (2000). “Bitmiş Hikâye, Bitmeyen Tarih.” İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları. (Çev. Mahmut Özışık). İstanbul: İletişim Yayınları, s. 98.

6.         Karahasan, Hakan & Önen-Beyidoğlu, Mehveş. “Northern Cyprus.” L. Cajani et al. (eds.). The Palgrave Handbook of Conflict and History Education in the Post-Cold War Era. Palgrave. https://doi.org/10.1007/978-3-030-05722-0_32. s. 413-424.

7.         Althusser’in söylediği söz tam olarak şöyle: “Bitmiş hikâye. Bitmeyen tarih mi?” Althusser, Louis. (2000). “Bitmiş Hikâye, Bitmeyen Tarih.” İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları. (Çev. Mahmut Özışık). İstanbul: İletişim Yayınları, s. 98. s

Bu haber toplam 3904 defa okunmuştur
Gaile 485. Sayısı

Gaile 485. Sayısı