Bitti mi!
Siyaset bitti gibi…
Siyasi partiler değil, siyaset bitti.
“Siyasete güven kalmadı” deniyordu zaten ama…
Yine de bir umut vardı, bu güven tazelenecek, siyaset de siyasi partiler de siyasetin gereğini yapacaklar beklentisi vardı.
Ülkemizdeki siyasi partiler zaman zaman kendi içlerinde sorunlar yaşadılar, milletvekilleri parti değiştiler, tekrar döndüler, tekrar kaçtılar, parti içi çatışmalar yaşandı, partizanlık aldı başını gitti, makam kavgaları oldu, devlet olanaklarını paylaşımlar yaşandı… Bunlar hep oldu.
Sırasında CTP de partizanlıkla, haklı haksız devlet olanaklarını paylaşmakla suçlandı ancak parti içi kavgaların bu kadar büyüdüğü, ayağa düştüğü, diğer siyasi partilerden bir farkı kalmadığı bir süreç yaşanmadı.
Yerel seçimler sonrası Lefkoşa, Mağusa, Girne belediyelerinin kaybedilmesi CTP’de uzun süredir halı altına itilen sorunların patlamasına neden oldu. Halı parçalandı ve bütün sorunlar gün yüzüne çıktı. Parti içinde keskinleşen tarafların karşılıklı yaptıkları açıklamalar, televizyon programlarındaki üslupları, etik ve ahlaki konulara yaklaşımları, eskiyi çok arattı.
Diğer partilerin yaşadıkları sorunlara, kavgalara, üsluplara CTP tabanı çok uzaktı. Ancak son gelişmeler CTP’nin de, bu toplumun bir parçası olduğunu kanıtladı! Başka yerlerde yaşanan düşük üsluplar CTP’de de görüldü. Hatta o seviyeyi de aştı.
Yaşanan bu gelişmeler toplumun daha önce ‘farklılık’ gerekçesiyle umut bağladığı CTP’yi gözden düşürdü, bazen öne sürülen ‘partilerin farkları yok’ görüşünün haklı olduğunu ispatladı sanki…
CTP’de sorunlara el atılmasının geç kaldığının ve bu sonucun yaşandığını daha önce yazmıştık. CTP’lilerin şimdiki umudu en azından bu kez çalışması gereken organların hemen çalıştırılması, gerekli yaptırımların uygulanması ve gerekirse tüm organların yenilenmesi…
------------------------------------------------------------
Dengesizlik
Spor alanında her dönemde küçük de olsa farklı yatırımların olduğunu görebiliyoruz.
Kimilerine göre sporda da yatırım yetersiz veya yok gibi…
Aslında doğru, bu yatırımları başka ülkelere göre kıyasladığımızda yok gibi de görebiliriz.
Ancak kendi ülkemizde diğer alanlarla kıyasladığımızda spor leyhine bir fark olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Örneğin Lefkoşa’dan söz edersek; Atatürk Stadyumu yanında iki yatırımın olduğunu görebiliriz şu anda…
Biri fitness spor sahası, diğeri de bocce için yapılan saha…
“Ne yani, bunlar yapılmasın mı diye yazıyorsun?” diye sorabilirsiniz.
Asla öyle birşey söylemem ama herhangi bir devlet dairesine gittiğinizde bazen çalışanların yazdıkları kağıdın bittiğini söylediklerini, sızlandıklarını, bazen fotokopi makinasının bozuk olduğunu ama bütçe olmadığı için yaptıramadıklarını şikayet ettiğini kulaklarınızla duyar, şahit olursunuz.
O zaman da düşünürsünüz tabii;
Sporda ne güzel ki ek sahalar yapılırken, devlet dairelerinde bir A4 kağıdın olmadığını gördüğünüzde anlam veremezsiniz.
Bütçe planlanırken paralar eşit dağıtılamıyor mu, gelirler bazı yerlere fazla, bazı yerlere eksik mi gönderiliyor, planlama mı yanlış yapılıyor veya bir kurumun başındakinin becerisine! göre mi bütçe yaratılıyor onu anlamaya çalışıyorum sadece…