1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. “Bittiler, biz kazandık”  dedi Kemal abi!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

“Bittiler, biz kazandık”  dedi Kemal abi!

A+A-

Tam çökerim, göçerim, umudumu da keserim yurdumdan; Yusuf usta diye bir makinist çıkar karşıma…
Kıbrıslılık sevincim tutar…
Ne güzel insanlarımız var derim…

-*-*-

Artık bittik diye gelir aklıma bazen Barış arar, Hasan arar, Ersan arar…
Salih, Kenan, Erhan, Rasıh arar…
İçeriz.
Bazen Türk rakısı, bazen Skoç ya da İrlanda viskisi… 
Ama Salih varsa, Cyprus Brandy!
Kıbrıslılık sevincim yine tutar…

-*-*-

Yok, artık kurtuluş imkansız derim, Ulus abi mesaj atar…
Kıbrıslılık zirve yapar…

-*-*-

Dün de sıkıntılı bir hava vardı…
Sabah araba çalışmadı falan…
Aytunç’u aradım, “geldim abi” dedi…
Sağ olsun… 
İşe yürüyerek gitmeyi deneyecektim ki diz, bilek, şişmanlık ve sıcak…

-*-*-

Ayvara’da çok güzel bir öğle yemeği yedik, çok güzel bir insanla.
Kemal abi gelmiş Ipswich, İngiltere’den…

-*-*-

Umut yine tükenmiş gibiydi; “bu yasalar var ya bu yasalar” dedi Kemal abi…
Ve ekledi:
“… Bu yasalar ya da prptokoller, Türkiye’dekilerin de Tatar’ın da son çırpınışlarıdır, sertleşmeye çalışmalarının tek sebebi var, bittiler, biz kazandık” dedi…

-*-*-

72 yaşında Kemal abi…
Uzakta yaşıyor anayurdu Kıbrıs’tan.
Ama kalbi bizimle atanlardan…
Kıbrıslılık güzel bir şey…

-*-*-

Bir arkadaş, “sizi dinledim, ne acı değil mi, bir zamanlar buraya gelsin diye sabahlara kadar dua edip beklediklerimiz, şimdi bizi cezalandırıyor mu?” diye sordu akşam üzeri…
“Yemekte yanınızdaki arkadaş, ‘biz kazandık’ demişti… Bu duruma gelmiş veya düşmüş ya da düşürülmüş olmak çok acı” diye ekledi…
Düşündüm, “Bu duruma getirenler utansın” dedim.
“Çok haklısın ne yazık ki!” dedi…


Tatar’ın Türkiye cezası 
3 aydan 6 aya çıkabilir!

Artık hep şaka yapacağız…
Ceza Yasası’nda basınla ilgili değişiklikler onaylanırsa, yazacağımız yazı veya haberler üç aşağı beş yukarı bu yazıdaki örnekler gibi olacak. 
Sevgili Ulaş Barış, “testicle maytabı” der yaşananlar için; onun bir de “balls fireworks” versiyonu var; aha ondan!

-*-*-

Mesela mı?
Mesela, Başbakan Ünal Üstel'in Çarşamba günü Ankara'ya gideceği öğrenildi… Üstel, Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay ile görüşecek…
Oktay’ın, Üstel’den özel bir ricası olduğu da öğrenildi… İkisi arasında yapılacak toplantı ve akabindeki basın konferansını izlemek üzere, KKTC’den gazetecilerin de Ankara’ya götürülmesini isteyen Oktay, bir de liste sundu.
Listede isimleri kesinleşen gazeteciler şöyle: Şener Levent, Sami Özuslu, Cenk Mutluyakalı, Ali Kişmir, Ali Bizden ve ben… (Thank you very much, ama bana uymaz, Çarşamba günü var benim maç)

-*-*-

Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın programı uyması halinde Başbakan Üstel'i kabul edeceği de gelen bilgiler arasında. Erdoğan’ın akşam yemeğinde gazetecilerimizi ağırlamak istediği belirtilirken, “Ersin beye söyleyin, ben alkol almıyorum ama gazetecilere ikişer şişe kaliteli viski versin, çocuklar yemek sırasında alkolsüz kalmasın, biz laik ve demokratik insanlarız, içmeyiz ama misafirimize kesinlikle sunarız” dediği öğrenildi.
Bu arada Tatar’ın, “Cebimden mi ödeyeceğim, cebimden mi ödeyeceğim, ne yani beni davet etmez, bu hainleri davet eder, bir da benden içki ister” diye söylendiği iddia edildi.

-*-*-

Bu arada Tatar’ın bu şikayeti ya da yerinmesi veya memnuniyetsizliğini belirtmesi üzerine, orada bulunan TC Lefkoşa Büyükelçisi Ali Murat Başçeri’den bir sms mesajı aldığı ve “daha fazla söylenirsen, 3 aylık Türkiye’ye gidememe cezan, 6 aya çıkarılacak, ona göre” dediği iddia edildi.
Şaka tabii ki!
Koskoca büyükelçi böyle bir mesaj atma ki!
Mesaja ne gerek var, Tatar’ın yüzüne söyler!

-*-*-

Neyse, şey diyecektim!
Susmayacağız!
Bu sözü bana siz söylettiniz; ister şaka, ister ciddiye alın ama “Molon Lave!” diyorum, başka bir şey de demiyorum!


Mine Atlı sana söylüyorum, 
Kıbrıslı Türkler siz anlayın!

Polis mahkemede özetle dedi ki, “Mine Atlı, Ersin Tatar aleyhinde hakaret içerikli yayın yapıp, Müfsit Yayın yapmakla methaldar oldu…”

Müfsit yayın, “fesatlık içeren yayın” demektir…

Fesat, aslında “kötülükçü, fenalıkçı, kimsenin iyiliğini istemeyen” anlamına gelir…
Bana göre, Ersin Tatar’ın kendisi zaten böyle değil midir?
Yok değildir değil!
O canımızın içidir!
Neyse!
Ansızın beni de koşturtmasın bu sıcakta mahkemelerde… 

-*-*-

Neyse bugün Mine Atlı, 50 bin TL kefalet karşılığı serbest bırakıldı!
Ancak, seyahat belgelerine bu gibi kararlarda el konur.
Dava bitene kadar, Mine Atlı, çok özel mahkeme kararları olmazsa, KKTC sınırları dışına çıkamaz!
Çünkü “bu yüzden teminata bağlandı; “çıkarsa kaçabilir” dedi iddia makamı!

-*-*-

Ülkenin en köklü partilerinden birinin genel başkanı üzerinden aslında tüm topluma korku veriliyor…
Mine Atlı da aynı şeyi söyledi…
Deniyor ki, “… Sultan I. Ersin Tatar sizden hoşnut değilse, hepiniz KKTC sınırları içerisinde hapissiniz, ona göre…”
Bu yüzden tedbirimi alayım; “ma ne golcüsün be Ersin abi! O kafa vuruşları! Tüm vuruşların harika bence!”

-*-*-

İlginç bir dava olacak…
Özel yaşam, sağlık falan da konu olur diye düşünüyorum… 
Bir de şu açıdan bakıyorum; “Davacı da davalı da İngiliz vatandaşı”…
Mesele taaa Kraliçe II. Elizabeth’i dahi ilgilendiriyor anlayacağınız!

img-20220523-wa0028.jpg

Çok uzun zamandır kaybettiğim bazı fotoğraflar elime ulaştı… Bir tanesi de bu… Yer, Koççina, Erenköy… 1990 yılı… Orada o günlerde bölük komutanımız izindeydi… Yardımcısı Harun Tulumbacı’ya, kendisinden sonra en yüksek rütbeli kişi olan ben “üsteğmenlik” rütbesini takmıştım… Astın üste rütbe takması belki de bir ilkti… Ama bizim bizden başka kimsemiz yoktu… Ve bir de tören düzenlemiş, sonrasında arkadaşlarımızla bu hatıra fotoğrafını çekmiştik… Vatana ihanet günleri canım… Bizi her fırsatta hain ilan eden, eleştirmeyelim diye yasalar hazırlatan Ersin Tatar bir tane böyle fotoğraf yayınlasın, ben vatan hainiyim! C’mon Ers! Luricina’da mı yaptın vatan görevini? Yoksa Park Lane de mi? “Parasını mı ödedin?”… Anladım, tamamdır, rahat!

Bu yazı toplam 3409 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar