“Biz de varız” diyebilseydik keşke!..
Bölgemizdeki gelişmeler hiç de iç açıcı değil. Birileri, Kıbrıs odaklı ama Kıbrıslıların, özellikle Kıbrıslı Türklerin görüşlerini, isteklerini dikkate almadan kendi çıkarları doğrultusunda politika yürütüyor.
Kıbrıs odaklı politika yürütebilecek elbette ki Türkiye var ama onun karşısında da Kıbrıs Cumhuriyeti var. Kıbrıslı Türkler bunun neresinde!
Akıncı nerede?
Tatar nerede?
Gelişmelerden, ortaya atılan politikalardan haberdar olan var mı!
Türkiye, Libya ile anlaşma yaparken bundan Akıncı’nın haberi var mıydı?
Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan ve İsrail, Kıbrıs’ın güneyinden geçmesi ve Avrupa’ya ulaşması planlanan boru hattı için anlaşma imzalarken Kıbrıslı Türkler bu anlaşmanın neresinde?
Kıbrıs’ın iki tarafı arasındaki uzlaşma (çözüm) sürekli ertelenirken etraftaki ülkeler, hatta etrafta olmayan ülkeler tarafından da Ada’yı çevreleyen Akdeniz sürekli çizilip biçiliyor…
Birileri Akdeniz’i de, Kıbrıs’ı da bizim dışımızda paylaşıyor.
Anastasiadis, açıklama yapıyor ve imzaladıkları anlaşmayı Türkiye’nin politikalarının hızlandırdığını söylüyor.
Bu imzalanan EastMed boru hattı anlaşmasının diğer ucunda İtalya var, o daha anlaşmaya imza koymamış, projenin yapılıp yapılmayacağı belli değil ama etrafımızdaki ülkeler yarışıyorlar…
Akdeniz’in zenginliğini, Kıbrıs’ın bölgedeki değerini taraflarına çekmeye çalışıyorlar…
***
Peki biz!
Nisan’daki seçimlerimizin uzun zamandan beri meşgul ettiği gündemimizin dışında bu gelişmeleri izleyebilecek, tavır koyabilecek, düşünce geliştirebilecek bir varlığımız olabilir mi!
Kimilerimizi ilgilendiriyor belki bu gelişmeler… Tavır da koymak isteriz, görüş de…
“Durun yahu” da demek isteriz belki…
“Kimin toprağı üzerinden politika yapıyorsunuz?” diye de sormak…
Biz de varız da demek…
Sesimizi duyurmak…
Gömüldüğümüz yerden başımızı çıkarmak, belki de sadece elimizin parmağını göstermek…
Birileri görür temennisiyle…
Bizi de kale alırlar beklentisiyle…
Ama bazı kimseler için bu düşünceler…
Ya diğerleri!
Bu bazı kimselerin dışında kalanlar…
Bir şey düşünüyorlar mı bu konuda? Bir görüşleri var mı?
Kıbrıs sorunu çözülmediği sürece kendilerinin dış kapının mandalı havalarında olacaklarının farkında mıdırlar?
Farkında olsalar da bunu çok umursuyorlar mı?
Yoksa bizim gündemimiz sadece Nisan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri mi!
Gerçek şu ki öyle… Gündemimiz seçimler.
Başka bir şey olabilir mi?
Ekonomi gündem olur belki, pahalılık, enflasyon, maaşların yetersiz kalması, asgari ücretin komik olması ama hepsi o kadar.
Müdahale şansı var mı ekonomiye, pahalılığa, dengelenebilir mi maaşlar, asgari ücret…
Düze çıkabilir mi esnaf?
Kısa süreli, geçici belki ama kalıcı hiçbir şey yapılamaz.
Etrafımızdaki, toprağımızdaki, denizimizdeki gelişmelere müdahale şansımız olmadığı gibi…
Sesimizi kimse duymadığı gibi… Dikkate alınmadığımız gibi…
Ne zaman sesimiz duyulur, ne zaman dikkate alınırız?
Çözüm olduğunda, Federasyon yönetiminde söz sahibi olduğumuzda…
Gerisi lafügüzaf.
İki huni ile alınan tedbir!
Yollarımızın durumu, yollarda alınan önlemler paylaşılan bir fotoğrafla da bir kez daha belgelendi. Polis duyuru yaptı ve Kayalar-Sadrazamköy yolunda deniz tarafından yolun çöktüğünü, sürücülerin dikkatli olmasını istedi. Emniyet tedbirlerinin alındığı, yolun tamiratı için de gerekli girişimin yapıldığı bildirildi. Başka bir durum yoksa ve ‘alınan tedbirler’ paylaşılan fotoğraftaki gibiyse vay sürücülerin haline!.. Hele geceleri… Oralarda aydınlatma da yok, zifiri karanlık her yer. Sadece arabanın farları… Çöken yerin üstünde iki tane huni. Son anda görürsen kurtulursun, göremezsen şansına artık! Fotoğraftaki gibi ‘tedbirler’ bizim yol tamiratlarında aldığımız tedbirlerin bir örneği… Bir yerde çukur var, dolduruluyor, tam o noktada bir huni, çukurun başında beş adam çukuru dolduruyor… Görebilirsen, sen de onlar da kurtulur, anlık bir dikkatsizlik sonucu her türlü bela ortaya çıkabilir. Ekipler, yolun bir tarafını yapıyorlar, tam tamiratın başladığı yerde yine iki huni… Çift şerit yolda hem de… Metrelerce önceden konması gereken uyarı işaretleri, ışıklar maalesef yok. Diyelim ki o yolda yasal hız limiti 100… O hızda giderken aniden önünüzde bulduğunuz iki huni ve arkasında insanlar… Kazaya davetiye. Yukarıdaki ‘tedbir alınmış’ fotoğraf bunları hatırlattı bana…
11.66
Yıllık enflasyon oranı 11.66 olmuş. Geçen yıldan bu yana mutfağına, evine, çocuğuna, kendine para yetiştirmeye çalışan bir baba veya anne yıllık enflasyonu 11.66 olarak mı hissetti acaba diye çok merak ediyorum. Çünkü öyle olsa 11.66 artık bize çok düşük bir oran olarak gelecekti ve hissetmeyecektik bile! Alıştık ne de olsa… Enflasyonsuz bir hayatı hatırlamıyorum bile…
Trumpvari
Trump’tan inciler; "Irak halkı, İran tarafından domine edilmek ve kontrol edilmek istemiyor fakat bu kendi tercihleri.” Doğru çevrildiyse ben anlamadım! Ya domine edilmek istemiyorlar, ya kendi tercihleri… Ama kendi tercihleri idiyse eğer, Trump söylediğinin tersini yaptı ve tercihi onlara bırakmadı, İran Devrim Muhafızları Komutanı’na suikast düzenledi ve öldürttü. Trumpvari işler…
Soygun felsefesine son verirseniz, savaş felsefesi de ortadan kalkar.
Fidel Castro