Biz eskiden de mi bu kadar zavallı ve bu kadar boştuk?
Ersin Tatar tamamen boş işlerle iştigal ederken...
UBP kurultayında “seçilirse beni yeniden cumhurbaşkanı adayı yapacak adayı desteklemeliyim” telaşıyla Ünal Üstel ile papaz olurken...
-*-*-
Külliye inşaatı hızla devam ederken...
Karaoğlanoğlu Şehitliği yanına aşırı ihtiyaçtan cami inşaatı başlatılmış, hızla ilerlerken...
-*-*-
Türkiye’den gelip KKTC’de aynı yoldaki yedinci açılış törenine imza atan Türkiyeli konuk bakanımız, Başkent Lefkoşa’ya, inatla ve ısrarla Lefkoşe derken...
-*-*-
Okul tamiratları ihale cambazlıkları ile devam ederken...
-*-*-
KKTC adlı bu “şey”de köleliğin gayet bariz olduğu artık şüphe götürmezken...
-*-*-
En acil ilaçlar bulunamazken veya bulunanlar Güney Kıbrıs’taki fiyatın iki katına satılırken...
Girne Hastanesi hala bitirilemezken...
-*-*-
Bir okul çantası 4 bin TL’ye fiyat etiketi görürken; üniformalar 8 bin TL’den satılırken...
Analar – babalar “nasıl ödeyelim be gavollem” telaşına düşerken...
-*-*-
Benzer “felaketik” örnekler uzatılabildiği kadar uzatılacakken; Kıbrıs Cumhuriyeti, enfes bir hafif komedi film olan “Find Me Falling”i Netflix platformunda vizyona koyduktan ve ülkelerini aynı enfeslikte tanıttıktan sonra; şimdi de Famagusta adlı diziyi aynı platforma sokarken...
-*-*-
Evet!
Ne diyorduk?
Kıbrıs Cumhuriyeti, Netflix’te 20 Eylül’den itibaren yeni bir diziyi yayınlattırıyor!
-*-*-
Biz mi?
Canım biz işte gördüğünüz gibi, Ersin beyin aşırı kahramanca tavırları nedeniyle Dünya’dan daha da uzaklaşmaya devam ediyoruz...
Türkiye bile bizi sallamıyor...
Bugün Kıbrıs Cumhuriyeti’nin APOEL’inin, Türkiye’nin Galatasaray’ı ve Fenerbahçe’si ile aynı futbol grubuna düşme ihtimali ile cebelleşiyoruz...
-*-*-
Ve bu arada bizler, Türkiye’nin vereceğini vadettiği ama 8 aydan beridir göndermediği bazı ihale ödeneklerini çaresizce bekliyoruz...
-*-*-
On binlerce, hatta yüz binlerce turist yağıyor Güney Kıbrıs’a...
Bizim Turizm Bakanı da çok güzel gözlük takıyor falan...
-*-*-
Haaa çok canınız sıkılacak ama Famagusta adlı dizinin tanıtımında ne anlatılıyor biliyor musunuz?
-*-*-
1974’te bir genç Rum anne, bebeğini kucağına almış, “işgalci” Türk askerlerinden kaçarken, düşüyor ve bayılıyor...
Ve ayıldığında bebeği ortada yok...
Film, bu kadın ve kocasının, aradan geçen 50 yıla rağmen hala kayıp bebeklerini arayışıyla ilgili...
-*-*-
Efendim yalaaaan!
Efendim Rum propagandası!
Efendim cart, efendim curt!
-*-*-
Atı aldılar, Üsküdar’ı çoktan geçtiler!
Biz, ayranımız olmadığı halde, şatafat içinde abdesthaneye, atla değil, lüks arabalarla gidiyoruz!
O kadar!
-*-*-
Film gösterime girdiğinde bağırmaya da başlayacağız eminim!
-*-*-
Haaa TRT de yapmıştı bir film değil mi?
Neydi adı?
Sahi, TMT’yi yere gömen o ahlaksızlığın adı neydi?
-*-*-
Gerçekten çok merak ediyorum; biz eskiden de mi bu kadar zavallı ve bu kadar boştuk?
UBP kurultay sürecinde Erdoğan – Tatar kapışması mı?
Biz bu Ermeni’yi dövdürtmeyecektik!
Sarı öküzü vermeyecektik!
Hikayeleri biliyoruz eminim!
Bilmeyenler Goggle arama motoruna en baştaki iki cümleyi ayrı ayrı yazsın, eminim bahsettiğim iki hikayeye mutlaka ulaşacaklardır...
-*-*-
Efendim, Türkiye, KKTC’deki bir çok seçime, her dönemde müdahale etmiş midir?
Etmiştir!
Bazen dozu artırarak, bazen daha hafiften!
-*-*-
Bazen komutanları ile bazen ajanları veya sivil bürokratları ile...
-*-*-
Mesela Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçildiği seçime müdahale açık mıydı?
Gözümüze bakarak yapılan, gayet açık bir müdahaleydi!
-*-*-
Tatar çok mutlu olmuştu!
-*-*-
Peki neden yazıyorum bunları şu anda?
Elbette var bir sebebi!
-*-*-
Efendim; Türkiye şu anda UBP kurultayına müdahale ediyor mu etmiyor mu bilemem ama bildiğim tek bir şey var; Tayyip Erdoğan ve yardımcısı, Ünal Üstel’i destekliyor...
-*-*-
Yani etme bulma Dünyası diyebileceğimiz bir durum!
Çünkü Ersin Tatar, yakındaki arkadaşları ile birlikte Üstel’in kaybetmesi için çırpınıyor!
Yani, bir anlamda, heyecanlı UBP kurultayında, Erdoğan ile Tatar kapışıyor!
Veya şöyle diyelim; bir anlamda kurultayda Tatar ile Cevdet Yılmaz yarışıyor!
Sizce kim kazanır?
-*-*-
Sevgili Tatar, bu yazımı da paylaş!
TAK’a açıklama gönder!
Sarayında hazırlanan gazeteye yazdırt; “Rumcu, hain” falan ve de filan diye!
De ki Serhat İncirli yalan yazıyor!
Ya da çık herkesin yaptığı gibi sen de, “Ünalcıyım be, Ünalcıyım, gızma be baa, gızma be baa!” de mesela!
-*-*-
Bu arada, bunce yıldır, hiç bir müdahaleye ses çıkarmayanların tümüne, sevgili Hasan Taçoy be en başta da Faiz Sucuoğlu’na selamlarımı iletir; tüm UBP’li kardeşlerime, hayırlı kurultaylar dilerim...
(Not: Bu yazı, UBP’li olmayanların UBP ile ilgili bir yorumu değildir; UBP’liyim! Size ne! Cumhurbaşkanı aday adaylığında da Zorlu veya Tahsin abimi destekleyeceğim; şimdiden belirtmiş olayım!)
Baf’a Beyrut Amerikan Üniversitesi (BAÜ) yerleşkesi kurulduğu bildirildi. Çok ünlü bir üniversite… Tahsin Ertuğruloğlu ve Turgay Avcı bu üniversitede eğitim görmüştü… Fileleftheros gazetesi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, 4 Eylül’de yerleşkenin açılışını yapacağını ve açılışa Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Büyükelçisi Julie Fischer, Baf Belediye Başkanı Fedonas Fedonos, bazı milletvekilleri ile yabancı ülke temsilcileriyle BAÜ akademik personelinin katılacağını yazdı. (Not: Baflı Türkler, 1974 sonrası Omorfo’ya göç etmişti… Omorfo’da da üniversite var… Sahte diploma dağıtıyor… Hatırlatayım istedim…)