Şimdi saatlerimiz farklı.

Oysa "gölgelerimiz" aynı düşüyor toprağa!

Dünyanın döngüsünü değiştiremiyorsunuz.

Bu bir avuç coğrafyada birlikte yaşayacağımız gerçeği değişmeyeceği gibi!

*  *  *

Kıbrıs'ın kuzeyinde "çözüm" isteğini anlatan soru farklı artık!

- "Ne vereceğiz?"

Nihayetinde "al-ver" değil mi bir uzlaşı!

"Ne istediğimiz" açık!

"Ne vermeyeceğiz" sorusuna yanıtımız bol, bunu da anladık!

Peki ne vereceğiz?

*  *  *

Adadaki nüfusun yüzde 25-30'una sahibiz.

- Siyasi "eşitlik" istiyoruz.

- Başkanlıkta dönüşüm.

- Uluslararası anlaşmalar yapacak kadar güçlü bir "kurucu devlet."

- Tüm karar alma mekanizmalarına etkin katılım.

- Polisin silahlı gücünde, yargıda, yasamada eşitlik.

- Herkese federal yurttaşlık.

- Garantörlük!

Hemen hepsini aldık neredeyse!

Peki ne vereceğiz?

Henüz "gasp ettiklerimiz"in urubunu dahi vermeye hazır değiliz!

İşin kolaycılığında "vermeyiz" listesi fazlaca kalabalık!

*  *  *

Kıbrıs'ı senelerce "Rum" diye kazıdılar beyinlerimize...

Bizden olmayan!

Şimdi aynı mantık "Federal Devlet" için yürütülüyor...

"Kurucu" bizim "Federal" bir başkasının adeta!

*  *  *

Soru değişmiyor yine de, ne vereceğiz?

Kıbrıslı Rumlar ne alacak bu süreçte?

Bu sorunun yanıtı anlatıyor "çözüm" iradesini, isteğini, gerçeğini...

*  *  *

Hiç vermeden sadece "almak" mı istiyoruz; işte bunu ele veriyor bu sorunun yanıtı.

Israrla kimselerin yanaşmadığı yanıt bu!

Ne vereceğiz?

Herkes çok açık, net, somut bunu söylemeli artık!

Oy kaygısız, vicdanlı, dünyalı, adil, evrensel bir duruşla bu soruya yanıt verilmeli!

"Ne istiyoruz" anlatılıyor sabah akşam!

"Ne vermeyeceğiz" söyleniyor yüksek tonda!

Şimdi korkuları yıkmak, beynin arka yarısındaki niyetleri deşifre etmek, Kıbrıs çözümünde kendimizi ele vermek için ortadaki soru "çırılçıplak" bekliyor bizi!

Dünyaları istiyoruz da ne vereceğiz?

Daha da uzatmaya gerek yok muhabbeti!