Hüseyin ÖZBARIŞCI

Uluslararası organizasyonlara katılamıyor, Konya’daki İslami Dayanışma Oyunları'nda dahi yer almıyoruz. Yurttaş, hem siyasetsizliğe hem de “Cumhurbaşkanı” Ersin Tatar’a tepki gösterdi.

Kimi yurttaşlar “Bize asıl ambargoyu Türkiye uyguluyor” derken, kimileri de eleştirinin ilerisine taşınmayan siyasete isyan etti.

Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar’ın sporcularımızın yer alamadığı organizasyona katılması, tepkiye yol açtı, Tatar’ın oradan yaptığı açıklamalar da yadırgandı.  

Gelişmeleri YENİDÜZEN’e değerlendiren vatandaşlar, uygulanan ambargoların çözümle sonlanabileceğine değinerek, bu yönde çalışmalar yapılması gerektiğini de ifade etti.

YURTTAŞ NE DEDİ?

Abdullah Orbay: “Gençlerimizin uluslararası organizasyonlara katılıp kendilerini göstermesini istiyoruz. Bizler istiyoruz ancak gitmemizi istemeyen de çok ne yazık ki… “

Sonay Demirpençe: “Ülke siyasetinin mevcudundan sapması, yeni politikalar üretilmesi şarttır. Siyasi eşitliğe dayalı, iki toplumlu federal bir çözüm bu sorunları hafifletecek hatta belki ortadan kaldıracak bir kapı olabilir”

Adil Koççat “Bize en büyük ambargoyu Türkiye uyguluyor. Ambargoların kalkması için de bu adada bir çözüm şart”

Mustafa Dener: “Birlik olarak hareket etmemiz gerekiyor. Ne yazık ki, böyle bir durum yok. Hiçbir şeye ses çıkarmıyoruz, sadece kendi kendimize eleştiri yapıyoruz”

Doğan Tüzün “Sadece ‘Katılamadık’ demekle kalmamamız gerekiyor. Bunun nedenlerini araştırmak, her yönüyle konuyu enine boyuna konuşmak gerekiyor”

Sibel Algın: “Ambargoların kaldırılması için ne yazık ki yıllardır hiçbir şey yapılmadı. Çalışma yapanlara da engel olunmaya çalışıldı”

Fezile Akkoyun: “İmkânı olan gençlerimiz bireysel olarak şansını denese de, herkes o imkâna erişemiyor. Herkesin o imkâna erişebilmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor”

Vatandaş ne dedi?

Abdullah Orbay: “Bizler gençlerimizin gidip yarışmasını istiyoruz ama bazıları istemiyor”

“Gençliğimize uygulanan ambargolar çok yanlış ve adil değil. Gençlerimizin uluslararası organizasyonlara katılıp kendilerini göstermesini istiyoruz. Bizler istiyoruz ancak gitmemizi istemeyen de çok ne yazık ki… Mesela Cumhurbaşkanı istemiyor. Sürekli birileriyle sözlü polemik yaşıyor. Bir Cumhurbaşkanı bunları yaşaması çok yanlış bir durum… Açıklamaları çok yanlış… İlk olarak bizleri Türkiye tanıması lazım, ne yazık ki resmi olarak tanımıyor. O yüzden bu ambargoları bu şekilde yıkamayız.”

Sonay Demirpençe: “Ülke siyasetinin mevcudundan sapması, yeni politikalar üretilmesi şarttır”

“Gençlerimiz birçok alanda başarılı olmaya her şeye rağmen kimliklerine sahip çıkmaya ve üretmeye devam ediyor. Bunların yanında tabii ki imkân bulamayıp becerilerini sergileyemeyip duyuramayan birçok gencimiz de bulunuyor.

Kendi ülkesinin gençlerinin yarışmadığı, hakemlerinin veya yöneticilerinin orada bulunmadığı bu etkinliğe Sn. Tatar'ın katılması kabul edilebilir değildir. Bu konuda bir federasyon başkanıyla polemiğe girip yakışıksız hakaret içerikli açıklamalar yapması, kendisinin toplumunu aslında ne kadar benimseyemediğinin bir göstergesidir. Hal bu iken, Sn. Tatar kendi ülkesinin başkanlarına ve sporcularına bu şekilde muamelede bulunurken bir cumhurbaşkanı olarak bizi nasıl temsil ettiği veya edebileceği kocaman bir soru işaretidir.

Günümüzde kabul görmemiş ve yanlış hem iç hem dış politikalar ile yönetilmeye çalışılan KKTC'nin vatandaşı olmanın zorluğu her alanda fazlasıyla hissediliyor. Spor alanındaki uygulanan ambargolara, federasyon başkanları, ülke yöneticileri, dış temsilciler ve ülkemizin başarılı sporcuları ile birlikte temaslarda bulunulması ve yaşanılan sıkıntıların duyurulması çok önemli bir adımdır. Bunun yanında, spor dallarının Dünya standardına erişmesi, spor dallarına ve sporculara hak ettikleri değerin de verilmesi elzemdir. Bu bağlamda, ülke siyasetinin mevcudundan sapması, yeni politikalar üretilmesi şarttır. Siyasi eşitliğe dayalı, iki toplumlu federal bir çözüm bu sorunları hafifletecek hatta belki ortadan kaldıracak bir kapı olabilir. Dünyadan uzaklaşmadan, uluslararası hukukun içerisinde olmak ülke sporunu da daha ileriye taşıyacaktır.”

Adil Koççat: “Bize en büyük ambargoyu Türkiye uyguluyor”

“Buradaki sosyal ve kültürel yapı değiştirilmek isteniyor. Bu nedenle geçmişten bu yana özellikle son yıllarda birçok kurumumuz itibarsızlaştırılıyor. Bu, herkes tarafından bilinen bir gerçek... Son günlerde takip ediyoruz. Türkiye’nin bir ili olan Konya’da sporcularımıza ambargo uygulandı. Bize en büyük ambargoyu Türkiye uyguluyor. Ne yazık ki Cumhurbaşkanımız, kendi görevini yerine getiremiyor.  Sürekli birileriyle sözlü tartışmalara girebiliyor. Bugüne kadarki cumhurbaşkanları ismi ne olursa olsun hiç böyle yapmamıştı. Ben, açıklamalarını da oraya gitmesini de son derece yanlış buluyorum. Biriyle polemiğe girmek veya orada gidip açıklamalarda bulunmak işleri düzeltecek mi? Hayır… Evet, ambargolar uygulanıyor. Bu ambargoların kalkması için de bu adada bir çözüm şart. Bizim buna yoğunlaşmamız gerekiyor diye düşünüyorum.”

Mustafa Dener: “Birlik olarak hareket etmek gerek”

“Ülkedeki gençler yıllar boyunca ambargolara maruz kalıyor. Başlı başına yanlış olan aslında budur. Federasyonlar, kendi branşını veya ülke sporunu başka ülkelerde tanıtmak istiyorsa bunu ülke gençliği için yapıyordur. Sorun, organizasyonlara katılıp başarısız olmak değil, sorun katılamamak. Çok takip edemedim ama takip edebildiğim kadarıyla açıklamalar ne yazık ki yanlış. Birlik olarak hareket etmemiz gerekiyor. Ne yazık ki, böyle bir durum yok. Hiçbir şeye ses çıkarmıyoruz, sadece kendi kendimize eleştiri yapıyoruz.”

Doğan Tüzün: “Sözlü atışmalarla bir yere varılmaz, konuyu enine boyuna ele almamız lazım”

“Bu ülkeye yıllardan beridir her alanda uygulanan bir ambargo var. Bu ambargoların kaldırılması için ilgili merciler oturup konuşur ve çalışmalar yapar. Bu, ciddi bir konu birçoğumuzu ilgilendiren bir konu ve böyle sözlü atışmalar yaparak bu konuyu çözemeyiz. Sadece ‘Katılamadık’ demekle kalmamamız gerekiyor. Bunun nedenlerini araştırmak, her yönüyle konuyu enine boyuna konuşmak gerekiyor. Böyle sözlü atışmalarla bir yere varılmaz. Ne kadar tanınmasak da görüyoruz ki birçok sporcumuz bireysel olarak katıldığı organizasyonlarda başarı elde edebiliyor. Bunu daha sık yapmamız, bir taraftan da ambargoları ortadan kaldırabilmek için çalışmalar yapmamız lazım.”

Sibel Algın: “Ambargoların kaldırılması için yıllardır hiçbir şey yapılmadı”

“Sanattan spora, kültürden üretime kadar uygulanan ambargolar yüzünden yeteneğini başka ülkelere gidemedi ve bu ülkede yeteneği çürüdü gitti. Ambargoların kaldırılması için ne yazık ki yıllardır hiçbir şey yapılmadı. Çalışma yapanlara da engel olunmaya çalışıldı. Son günlerde bu konu gündemde ve bizlerde takip ediyoruz. Ben cumhurbaşkanının söylemlerini doğru bulmuyorum. Herkes sizin görünüşünüzde olmak zorunda değil ama saygı duymak zorundasınız. Cumhurbaşkanı kendisiyle aynı fikirde olanı yanına alıyor, olmayanları da dışlıyor. Bu yanlış bir yaklaşım...”

Mustafa Yıldız: “Ambargoların kaldırılması için Kıbrıslı Rumlarla anlaşmaya varılması lazım”

“Uygulanan ambargolar nedeniyle gençler dışa açılıp yeteneğini gösteremiyor. Bu ambargoların kaldırılması için Kıbrıslı Rumlarla anlaşmaya varılması lazım. Böyle devam ettiği sürece ambargo tek başına kaldırılmaz. Aslında sorun ‘Türkiye bizi almıyor’ değil. Biz çalışma yapmıyoruz veya çalışmalarımızı geciktiriyoruz. Bu konuda bir polemik de yaşandı. Böyle bir polemiğin yaşanmasını tasfiye etmiyoruz. Bazı konularda görüş farklılığı olabilir, hatta bilgi eksikliği de olabilir ama bunu dışarıya yansıtmadan içerde tartışmak gerekiyor. Ben, yapılan açıklamaları son derece yanlış buluyorum.”

Fezile Akkoyun: “Ülkenin en üst makamında oturan Cumhurbaşkanı böyle açıklamalar yapmamalıydı”

“Gençlerimiz, ne yazık ki yeteneklerini dışarıya yansıtamıyor. İmkânı olan gençlerimiz bireysel olarak şansını denese de, herkes o imkâna erişemiyor. Herkesin o imkâna erişebilmesi için çalışmalar yapılması gerekiyor. Ancak ne yazık ki ülkemizde çalışmalar yapanlara da destek çıkılmıyor. Son günlerde yapılan açıklamaları takip ettik ve utandık. Ülkenin en üst makamında oturan Cumhurbaşkanı böyle açıklamalar yapmamalıydı. Ben, son derece yanlış buluyorum.”