1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Bizi bir anda ekarte etti ve atladı! Tutamadık…”
“Bizi bir anda ekarte etti ve atladı! Tutamadık…”

“Bizi bir anda ekarte etti ve atladı! Tutamadık…”

Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde tutuklu bulunduğu sırada, 4 Temmuz 2014 tarihinde intihar ettiği iddia edilen Mehmet Vechi ile ilgili davada ilk kez olayla bağlantılı olan 2 polis konuştu

A+A-

Didem MENTEŞ

4 Temmuz 2014’de Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde tutuklu bulunduğu sırada üçüncü kattaki merdiven boşluğundan atlayarak intihar ettiği iddia edilen 71 yaşındaki Mehmet Vechi ile ilgili Adli Ölüm Tahkikat davasında bu kez görgü tanıkları ve olayla bağlantılı olan 2 polis konuştu.

Mehmet Vechi’nin gözetimleri altındayken ölmesiyle ilgili haklarında disiplin soruşturması başlatılan ve 3 ay açığa alındıktan sonra yeniden göreve dönen Adem Özmenek ve Orkun Aytaş; “Sağlık sorunları nedeniyle zemin katta bir odada gözetimi yapılıyordu. CÖŞ Şubesi’ne çıkartılması gerektiği söylendi. İkimizde kollarından tutuyorduk. Merdivenleri çıkarken tuvalete girmek istediğini söyledi. Tuvaletten CÖŞ Şubesi’ne doğru yürürken merdiven boşluğuna 1-1.5 adımlık mesafede bir anda bizi ekarte ederek kendisini aşağı bıraktı. Bir anlıktı, tutamadık…” şeklinde şahadet verdi.

5’i polis 6 tanık dinledi

Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde Yargıç Rauf Kürşad huzurunda görüşülen davada, İddia Makamı’nda Başsavcılık adına Savcı İlhan Damdelen ve merhum Mehmet Vechi’yi temsilen avukat Öner Şerifoğlu mahkemede hazır bulundu. Davanın dünkü celsesinde İddia Makamı’nın tanığı olarak Lefkoşa Devlet Hastanesi Acil Servis’inde Dr. Naciye Nami, Lefkoşa Adli Şube Amirliği’nde görevli polis çavuşu Tolga Ateşli, polis çavuşu Osman Çavuş, Lefkoşa Trafik Şubesi’nde görevli polis çavuşu Güven Dirinir, Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Adem Özmenek ve Girne Limanlar Güvenlik Amirliği’nde görevli polis memuru Orkun Aytaş tanık olarak dinlendi.

Dr. Nami: “Darp ve cebir izi muayenesi yapmadım sadece acil müdahalesinde bulundum”

Mahkemede ilk olarak Mehmet Vechi’yi 2 kez muayene eden Dr. Naciye Nami şahadet verdi. Vechi’yi ilk kez 2 Temmuz 2014’de muayene ettiğini, göğüs ağrısı şikayetiyle hastaneye başvurduğunu, mevcut bir ritim bozukluğu olduğunu anımsatarak, o gün hazırladığı doktor raporunu okudu. 4 Temmuz 2014 tarihinde ise Vechi’nin 9:00 gibi hastaneye getirildiğini, getirildiğinde hayati fonksiyonlarının çalışmadığını, gerekli tüm müdahalelerinin yapılmasına rağmen tedaviye cevap vermediğini aktardı. Nami, Vechi’nin hastaneye getirildiği zaman sol kulağında aktif bir kanama olduğu, göğüs boşluğunda kaburga kırığı olduğunu ve otopsi yapılması için not düştüğünü aktaran Nami, hastaya sadece acil müdahalesinde bulunduğunu, darp cebir izi gibi ayrıntılı muayene yapmadığını belirtti. Nami, ayrıca Orkun Aytaç isimli hastayı da muayene ettiğini, kaburga altındaki batın bölgesinde bir kızarıklık tespit etiğini aktaran Nami, bu kızarıklığın darp, düşme ve bir travma sonucu meydana gelebileceğini kaydetti.

Dirinir: “Gürültülü ses duydum, çıkıp batlığımda yerde bir şahıs yatıyordu”

Davadaki diğer tanık ise Lefkoşa Trafik Şubesi’nde görevli polis çavuşu Güven Dirinir oldu. Dirinir, olay günü şubede bulunduğunu, saat 9- 9:30 arasında 1- 2  kez gürültülü bir ses duyduğunu, merdiven boşluğuna baktığı zaman yerde bir şahsın yattığını gördüğünü anlattı. Yerde yatan şahsın başından kan geldiğini, sağ ayağı ve sol avucunun yukarı bakar vaziyette durduğunu anlatan Dirinir, “koşarak aşağı gittim, nabzına baktım algılayamadım, nefes alıp verdiğini görünce yukarı ambulans çağrılması için haber verdim. Vechi’nin nefes alıp almadığını kontrol ettim ve yanından ayrıldım” dedi. 

Ateşli: “Bağırma sesleriyle birlikte aşağı bir cisim düştüğünü gördüm”

Olay ilgili olarak bir diğer tank ise polis çavuşu Tolga Ateşli oldu. Ateşli, 4Temmuz 2014’de aynı şubede görevdeyken saat 9:20- 9:25 raddelerinde olayın yaşandığını söyleyerek, şunları aktardı: “Olay günü merdiven ayağında Osman Çavuş ile konuşuyordum. Ben merdiven başında duruyordum o da bir aşağıdaki merdivendeydi. Konuşmamız bitmesine müteakip arkamı tam döndüğümde bağırma sesleriyle birlikte bir cismin düştüğü duydum. Düştükten sonra ne olduğuna bakmak için gittiğimde yerde yatan şahsın, başı güneye ayakları da kuzeye bakar vaziyette yattığını gördüm. Başından kan akmaktaydı. Gördüğüm zaman Mehmet Vechi olduğunu tandım. Ambulans diye bağırmaya başladım. Ambulans gelince Osman ve diğer arkadaşlarla birlikte yardımcı olduk ve hastaneye kaldırıldı. Bir müddet sonra vefat ettiği haberi geldi. Olay tam 1-2 saniye içerisinde oldu. Eğer orda dursaydık bizim başımıza düşecekti. Çünkü yukardan düşerken çarparak aşağıya doğru geliyordu”

Çavuş: “Önümüzde birinin aşağı doğru çarparak düştüğünü gördük”

Davanın diğer bir tanığı ise polis çavuşu Osman Çavuş dinlendi. Olay günü Tolga Ateşli ile merdiven ayaklarında konuştuğunu anlatan Çavuş, şunları aktardı: “Tolga Ateşli ile konuşurken merdiven boşluğundan bir ses, çarpma sesi geldi. ‘Hop, hop’ diye bir ses duydum ama nerden geldiğini bilmem. 1-2 saniye içerisinde önümüzden birinin düştüğünü gördük. Merdiven korkuluğuna ayağının biri çarptı, çarpmanın etkisiyle sol kolunu vurdu, daha aşağıda merdiven boşluklarına çarptı ve yüz üstü yere vurduğunu gördüm. Hemen aşağı koştuk. Yaşadığını gördüğümüzde Tolga Ateşli ambulans diye seslendi. Ambulans alıp gitti ve daha sonra öldüğü haberi geldi”


Özmenek: “Bir anda kolumdan sıyrıldı…”

Meseleyle ilgili bir diğer tanık ve olayla bağlantılı olan polis memurlarından Adem Özmenek, şahadet verdi. Özmenek, hem savcının hem de avukatların sorularını da yanıtladı.

Özmenek, Mehmet Vechi’yi ilk kez 1 Temmuz 2014’de nöbet tuttuğu esnada gördüğünü, Vechi’nin sağlık sorunları nedeniyle hücrede değil zemin katta hazırlanmış bir odada kaldığını anımsattı. 4 Temmuz 2014 günü Mehmet Vechi’nin gözetimi için nöbetçi olarak görevlendirildiğini, sabah nöbeti devir aldığını aktaran Özmenek, avukatın yaptığı ithamları ise kabul etmedi.

Özmenek, yaşananları şöyle anlattı: “Nöbeti aldıktan sonra CÖŞ’den polis memuru Ali Aslan yanıma gelerek tutukluyu yukarı almamız gerektiğini söyledi. Neden götürmemiz gerektiğini söylemedi. Bulunduğumuz kat zemin kattı. 3’üncü katta bulunan CÖŞ Şubesi’ne çıkarırken, Mehmet Vechi tuvalet ihtiyacı olduğunu söyledi. Orkun solunda ben de sağına geçerek aramıza aldık. Şube dışına bir tutukluyu çıkartacağımız zaman kelepçe takarız ama eğer şube içerisinde başka yere götüreceksek kelepçe takılmaz. Bu nedenle kelepçe takılmadı. Ben bir kolundan, Orkun da diğer kolundan tutarak 3’üncü kata çıktık. Tuvalete götürdük. Orkun içeri girdi, ben kapının önünde bekledim. Çıktıktan sonra koridorda yürürken, şubeye girmek üzereyken biranda benden kurtularak, Orkun’a da vurmak suretiyle aşağı atladı. Merdiven boşluğuna bir adımlık bir mesafedeydi. Hemen düştüğü yere bakıp, aşağı koştum. Benim bulunduğum açıdan onu tutmam mümkün değildi. Zaten sağlık sorunları nedeniyle kolunu sıkar vaziyette hiç tutmadık. Yürürken hiçbir konuşma olmadı. Nöbet tuttuğum süre içerisinde gördüğüm kadarıyla intihar edecek veya bir şey yapacak bir durumda değildi. Vücudunda da darp izi falan görmedim”

“Bir anlıktı…”

Adem Özmenek’in şahadeti ardından avukat Şerifoğlu bazı sorular sordu. Avukat, Vechi’nin neden CÖŞ Şubesi’ne çıkarılmak istendiğini sordu, Özmenek, bunu bilmediğini kendilerine söylendiğini yaptıklarını aktardı. Avukat Şerifoğlu’nun “by-pass ameliyatı olmuş 71 yaşındaki kişi, sizin gibi genç birini bir hareketle ekarte mi etti” diye sorması üzerine, Özmenek, “anlık bir hareketle o an için kurtuldu” dedi. Avukat Şerifoğlu, tuvaletten çıktıktan sonra Vechi’nin kollarından tutulmadığını iddia etmesi üzerine, Özmenek bunu kabul etmeyerek, kollarından tutuklarını savundu. Avukatın “yakalamak veya engellemek için bir çaba sarf ettiniz mi” diye sorması üzerine, Özmenek “benden uzakta bir kişiye nasıl dokunayım” diye yanıt verdi. Avukat, “Gerekli sorumluluğu göstermediğiniz için Vechi’nin ölümünden sen ve Orkun Aytaş sorumlusunuz” demesi üzerine, Özmenek, “o sizin iddianız” yanıtını verdi”


“Bana dirseğiyle vurdu! Denize atlar gibi atladı, yakalayamadım…”

Diğer bir tanık ise polis memuru Orkun Aytaş oldu. Aytaş da hem savcının hem de avukatın sorularını yanıtlayarak, şahadet verdi.  Aytaş, Mehmet Vechi’yi ilk kez nerde gördüğünü anlatarak, Vechi’nin her zaman sessiz sakin ve yavaş hareket eden bir insan olduğunu anlattı.

Aytaş, 4 Temmuz 2014’de yaşadıklarını şöyle anlattı: “Olay günü saat 8:00’de nöbeti devir aldım. Gökhan Uzun, Vechi’nin sağlık durumuna baktı. Saat 9:20 gibi Ali Aslan, Vechi’yi yukarı çıkartmamızı istediğini söyledi. CÖŞ Şubesi’ne götürmemiz istendi ve bir açıklama yapılmadı. Adem ile birlikte tutukluyu yukarı çıkarmaya başladık. Kolundan tutarak yukarı çıktık. Ben sol koluna, Adem de sağ kolundan tutuyorduk. 3’üncü kata çıkarken tuvalet ihtiyacı olduğunu söyledi. 3’üncü kata vardığımızda tuvalete götürdük. Bize hiç problem çıkarmadı. Tuvaletten çıktıktan sonra şubeye doğru giderken köşeye geldiğimizde, 1-2 adım attığımız esnada Adem’in kolundan sıyrılarak, bana dirseğiyle karın boşluğuma vurdu. Ben o an boşa çıktım, kafamı kaldırdığımda, ‘hop hop’ diye bağırarak tutmaya çalıştım ama düştü. Benim 1-1.5 metre uzağımdaydı. Anlık bir durumda zanlı ikimizi de ekarte ederek edip, kendini aşağı bıraktı. Hemen aşağıya koştum, biranda kalabalık oluştu ve ben şoka girdim. Birisi beni Adli Şube’ye sokarak oturttu”

“Bizi ekarte etti”

Vechi’nin intihar etmesi için herhangi bir sebebi olup olmadığını bilmediğini aktaran Aytaş, Vechi’de herhangi bir darp izi de görmediğini de belirtti. Avukatın sorularını da yanıtlayan Aytaş, Vechi’nin tuvaletten çıktıktan sonra kollarından tutmaya devam ettiklerini, kollarını bırakma gibi bir düşünceleri olamadığını ifade etti. Avukat Şerifoğlu, “Ne şekilde aşağı atladı” ve “71 yaşındaki adam sizleri ekarte ederek 1-1.5 metrelik mesafede sizden kaçarak, atladı ve öldü” diye sordu. Aytaş, “denize atlar gibi atladı. Bizi ekarte ettiği doğrudur. Ben yakalamaya çalıştım ama yakalayamadım. Adem’in hamle yapıp yapmadığını bilmiyorum” dedi.

 Avukat Şerifoğlu’nun sorusu üzerine olayla ilgili disiplin yargılanması olduğunu, olayla ilgili sadece üstlerine ifade verdiklerini aktaran Aytaş, 3 ay görevden uzaklaştırıldıklarını ve herhangi bir ceza almadıklarını ifade etti.

Tanık ifadelerinden sonra Mahkeme, duruşmaya devam etmek üzere oturumu 27 Nisan saat 11:00’e tehir etti.

 

yeniduzen-satin-aliniz-225.jpg

 

 

 

 

Bu haber toplam 6502 defa okunmuştur
İlgili Haberler