“Bizi gören de yok duyan da!”
Her yeni yıl, umut dolu adımlarla başlar ve bu günlerde, geçmiş yılı değerlendirme ve geleceğe dair beklentilerimizi gözden geçirme fırsatı yakalarız.
Her yeni yıl, umut dolu adımlarla başlar ve bu günlerde, geçmiş yılı değerlendirme ve geleceğe dair beklentilerimizi gözden geçirme fırsatı yakalarız.
2023 yılına dair anımsadığımız ilk olay yılın daha ikinci ayında İsias’ta kaybettiğimiz canlarımızla başladı. Kıbrıslı Türklerin kolay unutan bir toplum olduğu söylenir hep ama bu acı ne unutulacak ne de sindirilecek. Toplum olarak bir senedir adaletin peşindeyiz. Ve bu kez ne unutmaya ne unutturmaya niyetimiz var.
***
Hüzünle başlayan yıl, üzerimizde dönen kara bulutlarla devam etti. Alım gücümüz her geçen gün erimeye devam etti. Yolsuzluk iddiaları ayyuka çıktı. Dar gelirli kesimler enflasyonun altında ezilmeye devam etti ve ülkeyi yönettiğini iddia edenler kıllarını bile kıpırdatmadı.
Peki biz gençlerin durumu ne oldu geride kalan yılda? Ambargoların altında ezilmeye devam ettik. Gündem değiştirmek için yaratılan suni gündemlerle aklımız karıştırılmaya çalışıldı. Biz suni gündemlerin peşinde koşarken, halkın gündemi ile ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin gündemi arasındaki makas açıldı. Dar gelirlilerle üst gelir grupları arasında açılan makasın açıldığı gibi...
***
Artık ev almanın değil, kiralamanın dahi imkansızlaştığı bir dönemde elektrik faturasının ne kadar geleceği toplumsal bir fobiye dönmüş durumda. Markette gördüğümüz şeyleri fiyatına bakmadan almak bir yana dursun bir kuru ekmeğe muhtaç insan sayısı arttı. Hükümet ettiğini iddia edenler yine kıllarını kıpırdatmadı. Asgari ücreti bile belirlemekten aciz olan bu yapı düğün dernek gezmekle, yakınlarını sınavsız istihdam etmekle ve olası bir seçime “hazırlıklı olmak için” vatandaşlık dağıtmakla meşgul!
Tüm bunlar yetmemiş olacak ki; yılbaşına birkaç gün kala listeler halinde T izni dağıtımı gündeme geldi. Listede kimler mi var? Yine yakınlar ve akrabalar...
***
‘Bizi gören de yok duyan da!’ Bu söz bana ait değil! Geçtiğimiz gün bir şeyler almak üzere gittiğim markette, kim bilir kaç saatten beridir kasada çalışan bir emekçinin çok doğal ve samimi olarak ağzından dökülen sözler...
Haksız olduğunu düşünmüyorum. Onca suni gündemin peşinde sürüklenirken görünmez olanların, sesleri de duyulmuyor atık. Market rafları arasında gezerken ihtiyacı olanı değil en uygun fiyatlı ürünü arayanlar çoğunlukta. Bu bir karamsarlığın değil, gerçeğin ifadesidir. “Bizi gören de yok, duyan da!”
Bu bakımdan geçmiş yılı değerlendirip, geleceğe dair beklentilerimizi ortaya koyarken işe buradan başlamak gerekiyor galiba. Bu yıl bir farklılık yapıp suni gündemlerin peşine takılmadan halkın gerçek gündemine yoğunlaşmalıyız. Öfkemizi koruyarak ama aklımızın önüne geçmesine müsaade etmeden, sevginin örgütleyicisi olmalıyız.
Umut hep vardır! Umut bizdedir. Bunu kaybetmeden, görünmez olanların, sesleri duyulmayanların mücadelesine ortak olmalıyız.
Örgütlü mücadelenin ne demek olduğu üzerine yeniden ve yeniden düşünerek her gün çoğalmalı ve sokakları doldurmalıyız. Ülkeyi yönettiğini iddia edenler attıkları veya atmadıkları adımlardan belki utanmadı ve gitmediler. O halde görev bizdedir. Yanlışlarımızdan dersler çıkararak ve bu yolu birlikte yürümeye devam ederek onları biz göndereceğiz.
Ben Kıbrıs kızınca nasıl olur biliyorum! Elektrik faturasının geldiği andaki tepki belki şu an için saman alevi gibi, gelip geçici bir tepkidir. Ya da markette aldıklarımızı ödediğimiz andaki öfkemiz anlıktır. Bu yıl bunun ötesine geçmeyi başarabileceğimiz bir yıl olacağına inanıyorum. İsias’taki adalet nöbetinde olduğu gibi unutmayan, unutturmayan, hesap soran ve sokakları dolduran bir Kıbrıs’a ulaşacağımızı düşünüyorum.
2024 hepimiz için umut dolu bir yıl olsun. Adalet nöbetimiz arzu ettiğimiz şekilde sonuçlansın ve sonrasında ortak geleceğimizi hep birlikte yazmak için yola çıkalım.
Ben bu yıl da bir yere gitmeyeceğim, tırmaklarımı geçirdiğim bu topraklardan göç etmeyeceğim. Bu memleket bizimdir, bu yolu birlikte yürüyeceğiz ve birlikte yöneteceğiz.
Yeni yılınız kutlu olsun!