“Bizi hesaba katmadılar…”
Αndreas Panayotu
ΕDΟΝ Yürütme Kurulu Üyesi
Güç ister. Hem de çok güç. Çözüm ve yeniden birleşme için cesaret, sınıfsal yaklaşım ve irade ister. Cesaretle gerçekleri görmenin kim kolay olduğunu söyledi ki, üstelik yaralar hala daha açıkken… Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler arasında kin ve düşmanlığı şu ya da bu biçimde sürdürme hedefine hizmet etmek için gerçek diye “kaydedilenler” hakkında değil; yaşananlar, gerçekler ve tarih hakkında konuşmak için güç ve cesaret gerekmediğini kim söyledi ki?
Suçlular olmaksızın suç, caniler olmaksızın cinayetler yok. Yurdumuzda da büyük cinayetler işlendi. Sivil halktan insanların, çocukların öldürülmeleri, nice köyün yok edilmesi, toplu mezarlar, tecavüzler…
Yaptıklarıyla Türk istilacıyı yıkıp, öldürmesi için getiren Kıbrıslırumlarla iki toplum arasında yıllarca düşmanlığı besleyip körükleyenler aynı Kıbrıslırum çevrelerdir. Silahlarını meşru düzene karşı doğrultan ve Kıbrıslırum Solcuları, demokratları öldüren Kıbrıslırumlarla iki toplumunun insanlarına karşı akla sığmayan suç ve cinayetleri işleyenler aynı Kıbrıslırum çevrelerdir.
Kıbrıstürk toplumu içerisinde Kıbrıslırumlara karşı düşmanlığı besleyerek, yıllarca beyinleri, bilinçleri zehirleyenlerle, Kıbrıstürk toplumu içerisinde baş kaldırıp, iki toplumun dostluk ve kardeşliğinden söz edenleri öldürenler de, Kıbrıslırumlar aleyhine suç ve cinayet işleyenler de aynı Kıbrıslıtürk çevrelerdir.
Kurban edilenler… Fazıl, Andreas, Derviş, Kostas, Ayhan, Dimitris, Ahmet, Savvas … Kurbanların ideolojik kimlikleri hep aynıydı. Tıpkı katillerin ideolojik kimliğinin de aynı olduğu gibi…
Kıbrıs’ın iki toplumu arasında nefret ve fanatizmi sürdürmek için, adanın taksim edilmesi ve NATO’nun savaş arabasına bağlanması planlarını başarıya ulaştırmak için emperyalistler ve onların maşaları neler yapmadı ki…
Şiddet ve çatışmaların körüklenmesi, CIA’nın payroll makbuzlarında kayıtlı iki taraftan da milliyetçiler, Kıbrıs sorununa taksimci çözüm planları, Zürih ve Londra anlaşmalarındaki taksimci hususlar… halkımızı boyunduruğu altına almak isteyen emperyalistlerin kullandıklarından sadece bazıları…
Amerikan ve İngiliz emperyalistler kendi gayrimeşru planlarını yaşama geçirmek için iki tarafın da milliyetçilerinde kendileriyle işbirliği yapma arzusunda olanları buldular. Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk milliyetçiler aynı madalyonun iki yüzüdür. Farklı noktalardan hareket ediyor görünseler de, aslında aynı yolda, yurdumuzun taksimi yolunda bir araya geliyorlar.
İki tarafın milliyetçileri Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin barış içinde bir arada yaşamalarının “imkânsız” olduğunu söylemeleri gerçekten kimlerin işine geliyor? Ortak geleceğimiz için mücadele eden Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler iki tarafın milliyetçileri tarafından hainlikle suçlandıklarında kimler sevinçle ellerini ovuşturuyor? Toplumlarımız arasında zıtlaşma, gerilim ve şiddetin sürdürülmesinin sadece ve sadece yurdumuzun bölünmesini isteyenlere hizmet ettiğini nasıl olur da anlamayız?
Kıbrıs halk hareketi olarak, geçmişte yaşanan acı olaylarda toplu sorumluluk kavramını reddediyoruz.
Gerçekler dile getirilmelidir. İki toplumda da resmi tarihte ifade edilmeyen gerçekler dile getirilmelidir. Marx ve Engels’in yazdığı gibi, “her dönemde, hâkim düşünceler hâkim sınıfın düşünceleridir”. Kıbrısrum ve Kıbrıstürk toplumunda hâkim sınıflar kurdukları sistemle milliyetçilerin sorumluluklarını yıllarca inkâr ederek ve bir toplumun yaşadığı tüm kötülüklerin sorumlusu olarak diğer toplumu suçlayıp, yurdumuzun yaşadığı felaket hakkında emperyalizmin ve milliyetçiliğin sorumluluklarını saklayacakları görüşünü taşımaya devam ediyorlar.
Ancak bizi hesaba katmadılar. İki toplumda da sayıları binlerle ölçülen ve iki toplumun dostluğu ve kardeşliği için mücadele edenleri hesaba katmadılar. Yaşadığı tüm acılara rağmen, “karanlıkları aydınlığa çıkarmak” için “yanmaya” devam eden bir halkın tükenmeyen istek ve inadını hesaba katmadılar. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin, Kıbrıs halkının tümünün hakları ve refahı için 90 yıldır mücadele eden Kıbrıslı emekçilerin partisini, AKEL’i hesaba katmadılar.
Boyun eğmiyoruz. Bir an bile. Biz yurdumuzu emperyalistlere, NATO’ya, Türkiye’ye armağan etmiyoruz. Ne “mavi kurtlara” ne de “boz kurtlara”…
Kıbrıs’ta barış engellenemez!
(EDON.ORG.CY – Andreas PANAYOTU – 14.9.2015)