“Bizi kimin temsil edeceği çok yaşamsal olacak”
Özersay, “Bölgede ‘biz de varız’ diyebileceğimiz bir durum yaratmak için aday oldum”
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, Kıbrıs görüşmeleriyle ilgilenen bir Cumhurbaşkanlığı döneminden, gelecek on yıllara damgasını vuracak kararların alınmasını gerektirecek bir döneme girilmekte olduğunu belirterek, “Bizi kimin temsil edeceği çok yaşamsal olacak” dedi.
Cumhurbaşkanlığını çok daha iyi yapabileceğine inandığı ve KKTC ile halkın geleceğini daha aydınlık kılmak istediği için bu göreve aday olduğunu söyleyen Özersay, “Bölgede ‘biz de varız’ diyebileceğimiz bir durum yaratmak için aday oldum” şeklinde konuştu.
Özersay nasıl bir cumhurbaşkanı olacağını; “Halkı birleştiren, birliği ve beraberliği sağlayan bir Cumhurbaşkanı olacağım” sözleriyle ifade etti.
52 yıldır Kıbrıs müzakerelerinde federasyon görüşülmekte olduğunu ancak, Rum toplumunun Kıbrıs Türküyle devleti, yönetimi ve zenginliği paylaşmaya hazır olmadığı için müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlandığını anlatan Özersay, “Müzakerelere federasyonu görüşmek için oturmak Kıbrıs Türk halkını masaya hapsetmek anlamına gelecektir. Ben bunu kabul etmem ve Kıbrıs Türkünü müzakere masasına hapsetmem ”dedi.
Seçim ertesi diyaloğa ve görüşmeye olumlu yanıt vereceğini, federasyonun mevcut şartlarda neden mümkün olamayacağını ortaya koyacağını ifade eden Özersay şöyle devam etti:
“Önce neyi müzakere edeceğimizi konuşmamız gerektiğini vurgulayacağım. Öneri olarak da çözüm için çözümden önce işbirliği modelini masaya koyacağım”
“Bu, Onun İşi” sloganıyla kampanya yürüten Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, Türk Ajansı Kıbrıs’ın (TAK), Kıbrıs müzakereleri, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, Maraş’ın açılması ve nasıl bir cumhurbaşkanı olmayı hedeflediğine yönelik sorunlarını yanıtladı.
“Sürekli bir yükselişteyiz”
Aylardır halkın nabzını tuttuğunu, sürekli olarak ülkenin dört bir yanında temaslar yaptığını anlatan Kudret Özersay, “Eskiden daha fazla sivil toplum örgütleriyle istişare halindeydik ama bu dönemde daha ziyade doğrudan vatandaşlarla bire bir görüşerek, konuşarak ilerledik” dedi.
“Bu açıdan halkın gerçek anlamda nabzını tutabildiğimizi düşünüyorum ve bu görüşmelerimize baktığımda gördüğüm şey baştan itibaren sürekli bir yükselişte olduğumuzdur” diyen Özersay, halkın sahip çıkmasıyla seçimi kazanacağını gördüğünü söyledi.
“Bölgede ‘biz de varız’ diyebileceğimiz bir durum yaratmak için…”
Cumhurbaşkanlığı adaylığının nedenini “Bu görevi çok daha iyi yapabileceğime inandığım ve ülkemizin ve halkın geleceğini daha aydınlık kılmak istediğim için bu göreve aday oldum” şeklinde ifade eden Özersay şöyle devam etti:
“Bu bölgede ‘biz de varız’ diyebileceğimiz bir durum yaratmak için aday oldum. Mevcut statükoyu ve kısır döngüleri kırmamız gerektiğine inanan birisiyim ve bu nedenle de Cumhurbaşkanı olarak dünyaya sesimizi çok daha iyi duyurarak, haklarımızı çok daha iyi savunarak muhatap alınmamızı, daha faza dikkate alınmamızı sağlayabileceğime inandığım için aday oldum.”
“Sadece yapılabilecek olan şeyleri vadediyorum”
Seçmene sadece ve sadece yapılabilecek olan şeyleri vadettiğini belirten, “Yapabileceğim şeyleri vadediyorum” diyen Bağımsız aday Özersay, “Cumhurbaşkanının görevlerini ve yetkilerini dikkate alarak esasen dışarıda bizi temsil etme, hak ve menfaatlerimizi savunma ve dünyaya sesimizi duyurma konusunda şeyler vadediyorum” şeklinde devam etti.
Bu seçimde bir sağlık bakanı ya da bir başbakan değil, bir Cumhurbaşkanı seçiliyor olduğunu unutmamak gerektiğini vurgulayan Özersay, “Halkı birleştiren, birliği ve beraberliği sağlayan bir Cumhurbaşkanı olacağım” dedi.
“Kucaklayan bir liderlik..”
Özersay şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türk halkının iradesini esas alan ama bunu yaparken halkın farklı kesimlerini ayırmayan, ötekileştirmeyen, doğduğu yere, geldiği yere, kökenine, gelir düzeyine, kim olduğuna bakmaksızın tüm vatandaşları kucaklayan bir liderlik ortaya koyacağım. Toplumdaki tüm kesimlerin sesini duyan ve bu sesi tüm dünyaya en iyi şekilde duyuran bir Cumhurbaşkanı olacağım. Öncelikle KKTC içerisinde halk arasında yaratılan bu yapay gerginliğe bir son verecek şekilde diyaloğu başlatacağım, aynı zamanda da Türkiye ile sağlıklı bir diyalog zeminini diplomasi yoluyla rayına oturtacağım. Özetle önce toplumsal barışı sağlamak, birlik ve beraberliğimizi tesis etmektir düşüncem.”
“Kıbrıs Türkünü müzakere masasına hapsetmem..”
Müzakere masasına bakışını ve nasıl bir politika izleyeceğini de anlatan Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Özersay, 1968 yılında başlayan Kıbrıs müzakerelerinin 52 yıldır federal ortaklık için yapıldığını ve her defasında başarısızlıkla sonuçlandığını vurguladı.
“Sıkıntı federasyonda değil Kıbrıs’taki şartlardadır” diyen Özersay, başarısızlığın, Rum toplumu ve liderliğinin Kıbrıs Türküyle devleti, yönetimi ve zenginliği paylaşmaya hazır olmamasından kaynaklandığını belirtti.
Özersay, “Bu durum değişmedikçe Kıbrıs’ta paylaşmaya dayalı olan federasyon tezinden medet ummak hayaldir. Bu nedenle de müzakerelere federasyonu görüşmek için oturmak Kıbrıs Türk halkını masaya hapsetmek anlamına gelecektir. Ben bunu kabul etmem ve Kıbrıs Türkünü müzakere masasına hapsetmem”dedi.
“Çözüm için çözümden önce işbirliği modeli”
Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda seçim ertesi diyaloğa ve görüşmeye olumlu yanıt vereceğini belirten Kudret Özersay, müzakere masasında göstereceği tavrı da şöyle açıkladı:
“Görüştüğümüzde önce federasyonun mevcut şartlarda neden mümkün olamayacağını net şekilde ortaya koyacağım, bu nedenle federasyon görüşmeyeceğimi, önce neyi müzakere edeceğimizi konuşmamız gerektiğini vurgulayacağım. Öneri olarak da çözüm için çözümden önce işbirliği modelini masaya koyacağım. Paylaşmaya dayalı bir ortaklığı değil işbirliğine dayalı bir ortaklığı kademeli olarak hayata geçirmemiz gerektiğini anlatacağım. Öte yandan bundan sonra yeni bir süreç başlatılmadan önce doğal gazdaki haklarımızı da nasıl ve hangi aşamada alacağımızın müzakere edilmesi gerektiğini gündeme taşıyacağım. Ayrıca güven yaratıcı önlemleri de görüşmeye açık olduğumu örnekleriyle masaya koyacağım.”
“Değişen konjonktürü iyi değerlendirmek..”
Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri de değerlendiren Kudret Özersay, bölgenin de, Kıbrıs adasının da, KKTC’nin de öneminin artmakta olduğunu vurguladı.
Değişen konjonktürü çok iyi değerlendirmek gerektiğini, bunun Kıbrıs Türk halkı için bir fırsat olduğunu ifade eden Özersay, “Temel hedefim, bu gelişmeleri doğru okuyabilecek, yeni ve yaratıcı fikirlerle proaktif bir dış politika izleyebilecek bir Cumhurbaşkanı olmaktır” şeklinde konuştu.
Özersay şöyle devam etti:
“Bu bölgede sadece masada değil sahada da dengeyi sağlayacak adımları stratejik ortağımız Türkiye ile birlikte atarak Kıbrıs Türkünü bölgede oyun kurucu bir aktör konumuna yükselteceğiz. Dünyanın bu konularda bizi de muhatap almasını sağlayacak yeni fikirler ortaya koyarak bunların hayata geçmesini Türkiye ile birlikte sağlayacağız.”
“Maraş Projesini Bakanlar Kuruluna getirip hükümet politikasına dönüştürdüm”
Kapalı Maraş konusuna değinerek, “Kapalı Maraş ile ilgili olarak başlatılan envanter çalışması benim bakanlığım bünyesinde yapılıyor, bu projeyi Bakanlar Kuruluna öneri olarak getirdim ve hükümetin politikasına dönüşmesini sağladım” diyen Özersay, “ Zaten 6 yıldır dillendirdiğim bu politikayı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra önce envanter çalışmasını tamamlayıp ardından da sene sonuna kadar uluslararası alanda anlatma sürecini devreye koyacağım ”ifadesini kullandı.
“Kapalı Maraş’ı uluslararası hukuk çerçevesinde nasıl açacağımızı, birisinin onayını almak için değil ama doğru anlaşılmasını sağlamak için dünyaya çok iyi şekilde anlatacağım” diyen Özersay şöyle devam etti:
“ Bunu yapmazsak Rum tarafı bu konuda karalama politikası ile bu adımlarımızı dünyaya yanlış ve yanıltıcı şekilde anlatarak önümüzü kesmeye kalkabilir. Buna müsaade etmeyeceğim ve yıl sonu itibariyle bu politikayı kademeli olarak, aşama aşama uygulamaya koymayı planlıyorum.”
“İç meseleler vatandaşın öncelikli gündemi”
Seçim gezilerinde vatandaşın en çok Doğu Akdeniz’deki gelişmeler ve iç meselelerle alakalı olduğunu gördüğünü ifade eden Özersay, “Vatandaşlar daha ziyade Doğu Akdeniz’de olan gelişmelerin nereye evrileceğini anlamaya çalışıyor ve merak ediyor” dedi.
Kıbrıs sorununa federal temelde bir çözüm bulunacağı yönünde umudu olanların sayısının çok fazla olmadığını, bunun için kapsamlı çözümle ilgili pek soru sorulmadığını anlatan Özersay, iç meselelerin halen vatandaşların öncelikli gündemi olduğuna dikkat çekti.
Sağlık konusunda genel gidişat olumlu olduğundan artık bir ay öncesinde olduğu gibi bir endişe hali bulunmadığını da belirten Kudret Özersay, vatandaşın salgınla ilgili olarak yeniden güven duymaya başladığını, bu nedenle artık sağlığa dair soruların sorulmadığını ifade etti.
Özersay, “Özetle vatandaştan gelen doğal gaz, Doğu Akdeniz ve ekonomiyle ilgili sorular”dedi.
“Hükümete yol gösteren ve yardımcı olamaya çalışan bir duruş…”
Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde hükümetle ilişkileri ve iç konulardaki tavrının nasıl olacağı konusuna da açıklık getiren Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Özersay, “Hükümetle kavga etmeyen, Bakanlar Kuruluna sıklıkla başkanlık ederek halk için önemli bazı iç meseleleri hükümetin gündemine taşıyan, hükümete yol gösteren ve yardımcı olamaya çalışan bir duruşum olacak” ifadesini kullandı.
Özersay, “Zaman zaman gerekmesi halinde kamuoyu baskısıyla Hükümetin bazı konuları görebilmesini ve harekete geçebilmesini de sağlayacağım” diyerek, halkın içinde olacağını ve iç konularla ilgili olarak vatandaşın hassasiyetlerini, beklentilerini ve endişelerini hükümetin görmesini, duymasını ve adım atmasını sağlamaya çalışacağını kaydetti.
“Salgın birinci gündem olmaktan çıkmaya başladı…”
Covid-19 salgınının toplumun huzurunu zaman zaman kaçırdığını ancak bugün gelinen noktada insanların birinci gündemi olmaktan çıkmaya başladığına işaret eden Özersay, “Kimsenin riskin önemli ölçüde azaldığı bu ortamda sandığa özellikle bu nedenle gitmemezlik edeceğini düşünmüyorum” dedi.
Özersay, salgının seçime katılımı olumsuz yönde etkilemeyeceği düşüncesinde olduğunu söyledi.
“Bizi kimin temsil edeceği çok yaşamsal…”
Bu Cumhurbaşkanlığı seçiminde eskiden ve yıllardır olduğu gibi sadece “Kıbrıs görüşmelerini” yürütecek olan bir cumhurbaşkanının seçilmeyeceğine işaret eden Kudret Özersay, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin önemini şu ifadelerle açıkladı:
“Önümüzdeki yıllara damgasını vuracak şekilde Doğu Akdeniz’de doğal gaz paylaşımı; Rus-ABD gerginliği ve bölgedeki nüfuz mücadelesi ve deniz yetki alanları konularında ülkemizin ve halkın geleceğini belirleyecek süreçler ve eşikler yaşanacak. Bu noktalarda bizi kimin temsil edeceği çok yaşamsal olacak. Yeni masalar kurulacak, yakın gelecekte başka bazı bölgesel ve uluslararası aktörlerle birlikte Kıbrıs Türkü orada olmalıdır. Bu coğrafyada “biz de varız” diyebilmelidir.”
Brexit ile birlikte yeniden Kıbrıs Türk ürünlerini İngiltere pazarına doğrudan satabilme imkanının ortaya çıkmakta olduğunu da vurgulayan Özersay, bu fırsatları da değerlendirecek, sadece Kıbrıs görüşmeleriyle ilgilenen bir Cumhurbaşkanlığı döneminden, gelecek on yıllara damgasını vuracak kararların alınmasını gerektirecek bir döneme girilmekte olduğunu ifade etti.
“Bu seçimi kazanacağım ve kazanan kıbrıs Türk halkı olacak”
Bu seçimin siyasi parti seçimi olmadığını kaydeden, “partiler üstü bir seçim ve Cumhurbaşkanlığı da partiler üstü bir görev yeri” olarak değerlendiren Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, vatandaşların, hür iradeleriyle sandıkta, akıl, mantık ve vicdan temelinde karar vereceklerini düşündüğünü kaydetti.
Özersay, “Halktan aldığımız geri dönüşler çok olumludur ve ikinci tura kalacağımızı ve seçimi kazanacağımızı göstermektedir. Bu seçimi kazanacağım ve kazanan Kıbrıs Türk halkı olacak. Birlikte başaracağız.” dedi.
Haber: Şebnem Özerdem Faslıgil