1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Bizim 80’lerrr-Diskotekler ve “Damsız Girilmez!”-1
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Bizim 80’lerrr-Diskotekler ve “Damsız Girilmez!”-1

A+A-

   Bizim dönemimizde diskoteğe bir “erkek” olarak girebilmek için, “Damınız” olması gerekirdi. “Dam”dan kasıt yanınızda bir eşinizin, kız arkadaşınızın olması. Niye buna “Dam” denildi hâlâ bilemiyorum. Evlerin damı gibi (Haaa).

   ‘80’li yılların başı; diskoteklerin “disko” şeklinde isimlendirilen, daha “dj”lerin profesyonel ve sadece bu mesleği yapan kişi anlamıyla hayatımıza pek girmediği, ama ülkemize bir “DJ” olarak Stock Aitken Waterman şarkılarının geldiği ve dolayısıyla, avrupada “DJ” deyiminin ne olduğunu o günlerde gördüğümüz bir dönem. Elbette diskoteklerde bugünün deyimiyle dj’ler, yani “Disc Jokey”ler vardı ama genelde diskotek çalıştırıcıları tarafından bu iş yapılmaktaydı.

   Çocukluk ve gençliğini Girne’de geçirmiş biri olarak elbette bu yerleşim yerindeki ve çevresindeki diskotekleri hatırlamak benim için daha bir mümkündü. Tabii süreç içerisinde gazete arşivlerinden yakaladığım Lefkoşa ve Mağusa’daki bazı diskotekler de olacaktır.

   Girne’de birçok diskotek ve gece kulübü yer almaktaydı o günlerde. Ama bugünkü “gece kulübü” anlayışında değildi ve gençliğin en gözde mekanlarıydılar.

   Bizler o yıllarda lise dönemlerinden diskoteğe gitmeye başlamıştık. Bugünün şartlarında bu sizlere çok “uçuk” gelebilir ama o yıllardaki “diskotek kültürü” diye bir kültür vardı. Bu kültür içerisinde diskotek çalıştırıcılarını; kapıcısından barmen’e, sahibinden dj’yine kadar bir abi-kardeş ilişkisi vardı. Öyle sarhoş olmak, etrafa sataşmak, dayılanmak filan olmazdı. Olduğu anda hemen kapıdışarı yapılır, kim olduğuna bakılmaksızın bir daha o diskoteğe alınmazdı.

   Girne’de hatırladığım ve benim için en önemli iki diskotek; Rocks Disco ve Wagonwhell... onlara gelmeden önce bir zihnimizi yoklayalım...

   Eskiden Girne Belediyesinin önündeki çember yerinde üç trafik ışığı vardı. Biri Postahane tarafındaki köşede, diğeri Postahaneden gelip Colony hotele döndüğünüz yerde bulunan bir ışık ve diğeri de; eskiden çarşıdan Belediyeye doğru giden güzergahta, bugünkü çembere geldiğiniz yerde. İşte o Colony hotelin karşısında bulunan bakkaliyenin hemen yanında bir gece kulübü vardı, gitmemiştim ama biliyordum. Sanırım konulan isimlerinden biri de Bamboo Gece Kulübü sonra Hotlips ismine dönüştü.

   Merdivenlerle bodruma iniliyordu tıpkı eski diskotek geleneği gibi. Aslında eski diskolar, bugün düşündüğümde şu kanaata varıyorum ki; binaların bodrum katlarında yer alıyordu genelde. İşte Bamboo Gece Kulübü, bu bölgede yer almaktaydı. Oraya hiç inmedim ama yine böylesi bir bodrumda yer alan bir başka diskoteğe ve ardından “gece kulübü” ismine dönüşen bir mekâna inmiş, hatta orada bir iki gece orkestranın davulcu eksikliğini gidermiştim.

    Limasol’dan işletmenin adını getirip burada da bir diskotek açan bir işletmecimiz vardı, adı şimdi aklıma gelmiyor maalesef ama diskoteğin adını hiç unutmadım çünkü Limasol’da daha 8 yaşlarındayken gittiğim bir diskotekti. Bu yaşta diskotekte ne arıyordun diyorsunuzdur ama işin aslı; Üç Hürel Limasol’a konser vermeye gelmişti ve konser verdikleri yer Skyrock diskotek olduğundan oraya görmek için ailece gitmiştik.  

    Konuya geri döndüğümüzde; işte ilk diskoteklerimizden biri olan Skyrock; çalıştırıcısının kuzey’e göç edip Girne’ye yerleştikten sonra limandaki Akpınar pastahanesinden limana değil diğer dar yolu izlerken açmıştı diskoteğini. Bu arada hani eski arşivlere de baktığımdan bahsetmiştim ya, Skayrok Disko’nun bir ilânına rastlamıştım 1977 tarihli Halkın Sesi gazetemizde. İlânda şöyle deniliyordu:

 

“SKAYROK DİSKO GENÇLİĞİN YERİ

Cumartesi günleri sabah saat 12’den öğleden sonra 6’ya kadar gençliğin hizmetinde. Gruplar için rezerve kabul edilir.

NOT: Damlı-Damsız girilir.

Tel: 081-52027

GİRNE-Kordon Boyu”

 

   Reklamda dikkat çekici unsurlar var aslında. Meselâ öğleyin saat 12’de açılması, gruplar dediği aslında parti vermek isteyenlere de hizmet getirildiği ve en önemlisi “Damlı-Damsız girilir” ibaresi (Haaa)...

   Sonradan bu yer de çeşitli isimlerle anıldı. Oraya birkez inmiştim gece kulübü olduğunda, sanırım Alkapon, Cahit ve Özgün dostlar orada müzik yapıyorlardı ve onun için inmiştik.

    “Diskotek” imajnı uzun süre sürdüremeyen bir başka yer de –sağ olsun Taner Cemal dostumdan aldığım bilgiydi- Liman Casino’nun denize dönük tarafında dükkanlar vardı. Şimdi orası Casino girişi. ‘80’li yıllarda orada da Kulüp 33 diye bir diskotek vardı. Ardından burası yine aynı dönemler içerisinde t-shirt ve takılardan oluşan giyim-kuşam dükkanına dönüşmüştü. Sahibi de Leyla Murat arkadaşımdı, Semra arkaşımız da orada çalışmaktaydı. Örneğin yine o dönemin önemli takılarından olan iğneli rozetler vardı (badge). Bu da ayrı bir yazı konusu ya (Haaa). İşte bu badge ve kumaştan oluşan grup isimlerini sıkça alıp kot ceketlerimize diktiğimiz, üzerine iliştirmek için alışveriş yaptığımız yerdi.

   Birbaşka diskotek de bugün Harbour restorantın altında yer alıyordu ve Girne sakinlerinden Asya çalıştırıyordu. Harbour’un alt katındaki  ilk diskoteklerden biri olan bu yer Downstairs diye anılıyordu. Küçük bir dans pisti vardı, tavanda o günlerin vazgeçilmez diskotek materyallerinden aynalı döner top ve renkli spotlar. Sakin bir yer olurdu genelde ama çalınan müzikler bize hitap ettiği için buraya da giderdik.

   Downstairs’dan sonra Necmi Avkıran’ın işlettiği, bir zamanlar Bonanza mağazasının yanında yer alan bir yer vardı, hatta kapı girişinin üzerinde de bir döner lambası vardı. Bu yerin adı da Le Club idi. Diskotek, bodrumda değil, düzayak bir yerdi ve tavanı çok yüksekti. Galiba eski harup ambarlarındandı. DJ yeri ise demirden yapılma yüksek bir yerdeydi ve uzun bir bar’ı, geniş bir pisti vardı. Hemen şu notu da düşelim; o dönemlerde daha CD formatı yoktu ve single (45’lik), LP (long play, 33’lük) ve 12inch (12 inçlik) plaklar çalınmaktaydı. 12 inçlik plaklar diskotekler için çok avantajlı ve çok idealdi. 3-4 dakikalık normal şarkılar, 12 inçlik plakta yeniden aranje edilerek 6-7 dakikaya çıkarılmaktaydı. Reggae müzikte özellikle “dub version” özelliğiye müthiş güzellikte şarkılar oluşmaktaydı. Bir not daha; 12 inçlik plaklar da 45 devirde çalınıyordu. Arşivimde iyi bir 12 inçlik koleksiyonum var...

   Bu konudaki yazı dizimiz devam edeceğe benziyor, şimdilik nokta koyalım...

10-eylul-2023-eralp-bizim-80lerrr-diskotekler-ve-damsiz-girilmez-1-foto.jpg

Bu yazı toplam 2355 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar