1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Bizim de Maronitler gibi  bir Kormacit’imiz olacak mı?
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Bizim de Maronitler gibi  bir Kormacit’imiz olacak mı?

A+A-

Siyasete güven yerlerde sürünüyor!
Peki neden?
Çünkü herkes farkındadır ki, iktidar ortakları, sadece Türkiyeli yetkililere yağcılık yaparak, koltukları korumak sevdasındadır!

-*-*-

Siyasete güven kalmamıştır!
Peki neden?
Çünkü herkes görmektedir ki, rüşvet, günlük siyasi yaşamın vazgeçilmez enstrümanı olmuştur!

-*-*-

Siyaset bitmiştir, bitirilmiştir!
Peki neden?
Her konuda pot kıran, bir yığın gereksiz işle uğraşıp, bütün bu gereksizlikleri sosyal medya hesabından, hatalı Türkçe ifadelerle paylaşmaktan başka işi olmayan bir Cumhurbaşkanı var!
Ve herkes de bunun farkındadır!

-*-*-

Siyasete güven sağlama çabası var mı?
O da yoktur!
Pile – Yiğitler olayında yaşananlar, tam bir fiyaskodur!
Bugün hala, Pile – Yiğitler yolu ile ilgili yalan söylenmekte hatta gerginlik siyaseti güdülmektedir…

-*-*-

Siyasete güven kalmamıştır çünkü hala karanlık güçler, BM Barış Gücü ile her gün inatla ve ısrarla kavga edip, zaten Dünya’dan uzak olan toplumu, daha da uzaklaştırıp, tam anlamıyla bitirmek istemektedir!

-*-*-

Siyasete güven kalmamıştır çünkü, üzülerek söylüyorum ama 1571’de Osmanlı’nın gelişiyle Maronitler tükenmiştir; 1974’teki ikinci gelişle de Kıbrıslı Türkler tükenmek üzeredir!

-*-*-

Siyasetin çökmüşlüğü nedeniyle, bitirildik!
Ve asla bunu hak etmedik!
Çünkü biz olmasaydık ve direnmeseydik, Türkiye 1974’te buralarda olamazdı!

-*-*-

İşte KKTC gerçekleri: 
Kapkaranlık yollar!
Bilinmeyen bir nüfus!
Artan suçlar!
Çöken sektörler!
Fuhuş ve kumar!
Uyuşturucu!
Gelecek belirsizliği!
İnsanımızın hızla artan göçü!
Eğitimde tam çöküş hali!
Şeriat tehdidi!

-*-*-

Maronitler 1571’de 69 olan köylerinin sayısının 1878’de Ada’nın İngilizlere kiralanması sırasında bire inmesini hak etti mi etmedi bilemem!
Ama bildiğim tek şey, 1571’de 69 olan köylerinin sayısı, şu anda bir veya bilemediniz bir artı urup’tur!

-*-*-

Umarım, beş – on sene sonra, bizler de, tek bir Kormacit ve urup Karpaşa’ya talim eder hale gelmeyiz!


5 soruda su meselesi!

Anavatan, Güzelyurt’a su götürüyor!
Bravo!
Narenciye bahçelerini sulayacağız!
Helal!

-*-*-

1 – Türkiye’den Geçitköy’e, Geçitköy’den de Güzelyurt’a taşınacak bu su, şu andaki kaynaklardan elde edilen sudan daha pahalı mı daha ucuz mu olacak?

-*-*-

2 – Rekolte ve kalitenin artırılması hedefleniyor; iyi güzel de “Pazar” meselesini ne yaptınız? 

-*-*-

3 – Türkiye’ye narenciye satabilecek miyiz? Bu konuda bir girişim olacak mı?

-*-*-

4 – Güzelyurt’a gitmişken, Gaziveren ve Elye ovaları da bu sudan faydalanacak mı? 

-*-*-

5 - Patates konusunda da Türkiye Pazarı açılacak mı? Yoksa bunca yıldır, “patatesiniz sineklidir” denilerek, Mersin Limanı’nı aşamayan bu ürün, elimizde erimeye devam mı edecek?


Aksakallılar yanımızda, sırtımız yere gelmez!

Mevcut maliyetler, döviz kuru yani TL’nin erimesi nedeniyle, “Alayköy’e bin 500 konut yapacağız” açıklaması, koskocaman bir yalandır!
Çimentosunu ve demirini alamazsınız!
Aldığınızı var saydık!
Öyle bir paraya çıkar ki maliyeti; dar ya da orta gelirliye satamazsınız!

-*-*-

Yalan söylemekten vazgeçin!
Gerek yok!
Paranız varsa, Alsancak – Girne yolunu bitirin!

-*-*-

Bütçeniz varsa, Güzelyurt, Girne hastanelerini tamamlayın!
Yarım bırakılan ve kaderine terk edilen, alkolle – uyuşturucuyla mücadele merkezini bitirin, çalıştırın, faydalı olun!

-*-*-

Paranız varsa, yıkılmak üzere olan Rumlardan kalan okulları “içine girilir” hale getirin!

-*-*-

Sürekli yalan!
Sürekli topluma gaz verme hali!
Peki niye?

-*-*-

Efendim, Türk Devletleri Topluluğu’na gözlemci üyelik tarihi bir adımmış!
Ya tümden salaksınız ya da hepimizi salak sanıyorsunuz!
Bence ikincisi tabii ki!

-*-*-

Kardeşim, bu topluluğun kime ne faydası var ki KKTC’ye olsun?

-*-*-

Neymiş efendim, Aksakallılar Konseyi KKTC’nin yanındaymış!
Ne işe yarar ki bu konsey?
KKTC Bütçesi’ne katkısı mı olacak?
İstihdam şansı mı yaratacak?
Uluslararası platformlarda, KKTC’nin tanınması için lobicilik mi yapacak?
Yaş ayrımcılığı yapmak gibi olmasın, sorry be Refikler ama, adını soya adını zor hatırlayan, bastonla bile zor yürüyen bir yığın yobazın KKTC’nin yanında olması değil, asla KKTC’yle adının dahi anılmaması, daha faydalıdır ve bundan eminim!

-*-*-

Haaa bu arada ekleyeyim; KKTC nedir biliyor musunuz?
Türkiyeli bir kadına, gollifa usulüne göre verilen vatandaşlığın, “benimle evlenin sizi KKTC vatandaşı yapacağım” diye reklam edilmesidir!
Neyse, fazla da şey etmeyin; Aksakallılar yanımızda, sırtımız yere gelmez!

ustel-ve-yilmaz-3.jpeg

Türkiye’nin “bizden sorumlu” Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz dün ülkemize geldi… Başbakan Ünal Üstel, Türkiyeli konuğu uçağın kapısında karşıladı… Türkiye Büyükelçisi’nin bu fotoğraftaki bakışları bana “anlamlı” geldi.. Dileyen her dilediği yorumu yapabilir elbette… Ve Cevdet Yılmaz dedi ki; “… Kaderimiz tarihimiz bir, bizim ilişkimiz hesap kitap değil, gönül bağı gönül ilişkisidir. Güzel günlere, geleceğe birlikte adımlar atacağız. Türkiye’nin yeni yüz yılı, KKTC’nin de yüzyılı olacak. Her alanda birlikte yükselip geleceği inşa edeceğiz. Laf üstüne laf değil Taş üstüne koyacağız”… Gidişat, tüm söylediklerinin tam tersidir!

Bu yazı toplam 2019 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar