BİZİM OLMALI!
Bir toplumu toplum yapan kurucu unsur, başkalarının "iktisadi" olarak nitelendirdikleri meselelerin boyutunun iliştiği politik içerimler değildir...
Biz kimiz, neyiz?
Özgür düşünceye sahip bağımsız varlıklar mıyız?
Başkalarının fikirleri tarafından yönetilen "zombiler" miyiz?
Kalkınma Plânları,
"İktisadi" yaklaşımlar,
İnsana ve kâinata dair yeni kodlar,
Yaşayış,
Kavrayış,
ve bütün bunları analiz eden somut bir "Sentez" ortaya koymak!
Eski, dünden kalma sözler ve yaklaşımlarla,
Yeni bir toleranssızlığın, monotonluğun liderleri olmaktan hiç mi çekinmiyoruz?
BEBEK POTANSİYEL İLE DOĞAR
Bir bebek düşünün,
Bebek, bilindik davranış rutinleriyle değil, esneklik ve potansiyel ile doğar.
İster iktisadi ister sosyolojik olsun;
yeni fikirler de böyle doğmalı...
Kendi potansiyelleri ile ...
Kendi doğallıkları içinde yeniden filizlenebilmeli...
Bir "varoluş yetisi" gösterebilmeli...
Bunun için kıran kırana tartışmaya ve polemiğe tutulmalıdır...
Bir toplumu toplum yapan kurucu unsur, başkalarının "iktisadi" olarak nitelendirdikleri meselelerin boyutunun iliştiği politik içerimler değildir...
İktisat bilimi rasyonalite kavramı değildir;
İktisat için de "kurucu unsur",
toplumun vicdanında yaşayan norm ve değer hükümleridir...
Gelinen konjonktürdeki sorunsallardan kurtulabilmek için,
Bizim uygarlaşma anlayışına ihtiyacımız var...
Mekanik tarza indirgenmiş iktisat,
İnsanların sürdürdükleri yaşantılar hakkında değildir...
Ama kimse de konformist, "parayı nereden bulursanız bulun" davranışına boyun eğilmesini de bekleyemez...
ESKİ DERSLERİ YENİDEN OKUMAK
Bizim iktisad yaklaşımımız,
"Kapasite yaklaşımı" içerisinde rasyonaliteye,
Yani, Yine "tercih" ve "akıl" arasına sıkıştırılmışsa,
Bu yeni doğmuş bir "bebek" değildir !
Bu, yeniden ayni dersleri okuyacağız demektir:
Burada senin "irrasyonel" saydığın ne ise, Onun aslında başkaları için "rasyonal"in bir başka tezahürü olduğu derslerini,
Duyguların insanların tercihlerinde akıldan daha fazla yer tutar gerçeğini, Yeniden keşfedeceğiz demektir...
Siyaset yapmak için kalabalık gerekli olduğunu...
Bir fikir herhangi birine sunulabilir,
Ancak kişi bu fikrin önemi konusunda ikna olana kadar, gerçek anlamda fikre tutulana kadar, onu yayma gereği duymaz...
Neticede ekonomiyi daraltacak ya da büyütecek olan da insan davranışlarıdır...
İktisadi fikirler "kimyasal bağ" oluşturabilmeli...
"Bizim" olmalı...
"Bizden" doğmalı...